Translation of "Bırakır" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Bırakır" in a sentence and their spanish translations:

Beni bırakır mısın?

¿Me abandonarías?

O seni nefessiz bırakır.

Te deja sin aliento.

Lütfen kolumu bırakır mısın?

¿Me soltarías el brazo?

Kayışı bırakır bırakmaz, köpek kaçtı.

El perro se fue corriendo apenas solté la correa.

Lütfen bizi yalnız bırakır mısın?

¿Nos dejan solos, por favor?

Somonlar yumurtalarını tatlı suya bırakır.

El salmón pone sus huevos en agua dulce.

Beni yalnız bırakır mısın lütfen?

- ¿Me puedes dejar solo, por favor?
- ¿Me puedes dejar sola, por favor?

Kapıyı açık bırakır mısın, lütfen?

¿Podrías dejar abierta la puerta, por favor?

Posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır

pone la pulpa y el núcleo en el aire

Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.

Tom siempre deja sucia su bicicleta.

Bunu bir süre benimle bırakır mısın?

¿Puedes dejar esto conmigo por un rato?

Tom, bizi biraz yalnız bırakır mısın?

Tom, ¿podrías dejarnos solos un momento?

O, uyurken pencereyi hep açık bırakır.

Él siempre deja la ventana abierta cuando duerme.

Somon balığı yumurtalarını tatlı suya bırakır.

El salmón pone sus huevos en agua dulce.

Bu sonuç arzulanan çok şey bırakır.

Este resultado deja mucho que desear.

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

la duración del día aumenta y la oscuridad da paso a la luz.

O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.

- Siempre deja la ventana abierta mientras duerme.
- Él siempre deja la ventana abierta cuando duerme.

Pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

los pedicelarios se aferrarán a tu piel e inyectarán un veneno poderoso.

Ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.

y dejan la interacción entre personas en gran medida al azar,

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

En cuanto expulsa sus óvulos, los machos liberan cortinas de esperma.

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

En cuanto ponga sus 15 huevos, debe volver a donde empezó.

Tom her gün işe giderken çocuklarını okula bırakır.

Tom pasa a dejar a sus hijos al colegio todos los días de camino al trabajo.

Tom her zaman her şeyi son dakikaya bırakır.

Tomás siempre deja todo para último momento.

- Tom Mary'yi içki içmede gölgede bırakır.
- Tom Mary'den daha fazla içer.

Tom tumbó a Mary bebiendo.

- Bunu yarına bırakmanınızın bir sakıncası var mı?
- Onu yarına kadar bırakır mısınız?

¿Te importaría dejarlo para mañana?

Lütfen böyle yüksek sesle şarkı söylemeyi bırakır mısın? Bu ucuz bir içki içme yeri değil.

¿Por favor, podrías dejar de cantar tan fuerte? Este no es un bar cualquiera.

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

que suben y bajan hasta 16 metros. A medida que las mareas retroceden, dejan piscinas de roca.