Translation of "Bırakıldı" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Bırakıldı" in a sentence and their spanish translations:

Mahkûm serbest bırakıldı.

El prisionero fue liberado.

Proje yarım bırakıldı.

El proyecto fue suspendido.

Çanta geride bırakıldı.

La bolsa se quedó atrás.

Onlar suskun bırakıldı.

- Se quedaron con la boca abierta.
- Se quedaron boquiabiertos.
- Se quedaron sin palabras.
- Los dejaron sin habla.

Mahkumlar serbest bırakıldı.

Los prisioneros fueron liberados.

Kızlardan biri arkada bırakıldı.

Una de las chicas se quedó atrás.

Birkaç öğrenci arkada bırakıldı.

Algunos estudiantes se quedaron atrás.

O, odada yalnız bırakıldı.

La dejaron sola en la habitación.

O, sözleşmeyi imzalamak zorunda bırakıldı.

Fue obligado a firmar el contrato.

Şu tutuklular dün serbest bırakıldı.

Esos prisioneros fueron liberados ayer.

Tom daha sonra serbest bırakıldı.

Tom fue liberado más tarde.

İlk atom bombası Japonya'ya bırakıldı.

La primera bomba atómica fue arrojada sobre Japón.

Tom geçen ay hastaneden bırakıldı.

Tom fue dado de alta del hospital el mes pasado.

- Tüm rehineler zarar verilmeden serbest bırakıldı.
- Tüm rehineler sağ salim serbest bırakıldı.

Todos los rehenes fueron liberados ilesos.

- Bazı kapılar ve pencereler açık bırakıldı.
- Bazı kapı ve pencereler açık bırakıldı.

Algunas puertas y ventanas se quedaron abiertas.

- Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom geçen ay ceza evinden serbest bırakıldı.

Tom fue liberado de prisión el mes pasado.

Binlerce kadın, savaş tarafından dul bırakıldı.

Miles de mujeres quedaron viudas a causa de la guerra.

- Tutuklu serbest bırakıldı.
- Tutukluya özgürlüğü verildi.

El prisionero fue puesto en libertad.

- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
- Tutuklu dün salıverildi.

- El prisionero fue puesto en libertad ayer.
- El prisionero fue liberado ayer.

Bu bisiklet bu ayın başından beri buraya bırakıldı.

Esta bicicleta lleva colocada aquí desde principios de mes.

Sami'nin arabası, evinden millerce ötede terk edilmiş bırakıldı.

El auto de Sami fue dejado abandonado a millas de su hogar.

Ve işçi sınıfı kızlar sevdikleri işlerini yapmaktan mahrum bırakıldı;

Y las mujeres de la clase trabajadora han sido excluidas de trabajos que disfrutan,

Mary berbat plastik cerrahi sonrası kötü bir şekilde yara iziyle bırakıldı.

Mary fue dejada gravemente marcada después de la chapuza de cirugía plástica.

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

Los primeros huevos fueron puestos hace casi dos meses y, ahora, están empezando a eclosionar.

- Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı.
- Deprem sonucunda birçok kişi evsiz kaldı.

Mucha gente perdió su vivienda a consecuencia del terremoto.