Translation of "Akıcı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Akıcı" in a sentence and their spanish translations:

O akıcı konuşur.

- Habla con fluidez.
- Él habla con fluidez.

Fransızcada akıcı mısın?

¿Tienes un francés fluido?

Hayalim, Çincede akıcı olmaktır.

- Mi sueño es hablar chino fluentemente.
- Aspiro a tener un chino fluido.
- Mi aspiración es escribir chino fluido.

İngilizceyi çok akıcı konuşur.

Ella habla inglés de manera muy fluida.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

- Habla inglés con fluidez.
- Hablas inglés fluidamente.

O, akıcı Fransızca konuşur.

- Habla el francés de corrido.
- Él habla francés con fluidez.

Akıcı değildi, biraz da yetersizdi

No era fluido, iba un poco a trompicones,

Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,

Aprendí a hablar en términos médicos,

Ancak gerçek çok daha akıcı

Pero la realidad es mucho más fluida

Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.

Hablo portugués con fluidez.

O, akıcı bir İngilizce konuşur.

- Él habla inglés con fluidez.
- Habla inglés con fluidez.

Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.

Yo le escuché a ella hablar en inglés con fluidez.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

Me gustaría hablar fluidamente inglés.

Bir anahtarda akıcı olmanız gerekiyor.

Tienes que ser fluido en cada tonalidad

O akıcı şekilde İngilizce konuşur.

Habla inglés con fluidez.

Naomi kadar akıcı İngilizce konuşamıyorum.

Yo no hablo inglés tan fluido como Naomi.

Akıcı bir şekilde İspanyolca konuşabilirim.

Puedo hablar español con fluidez.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.

Quisiera poder hablar inglés fluidamente.

Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?

¿Alguien habla latín con fluidez?

Keşke senin kadar akıcı İngilizce konuşabilsem.

¡Ojalá supiese hablar inglés con la misma fluidez que tú!

O akıcı bir biçimde Çince konuşur.

- Él habla chino fluidamente.
- Habla chino con fluidez.

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

Habla inglés con fluidez.

Keşke İngilizceyi senin kadar akıcı konuşabilsem!

¡Ojalá supiese hablar inglés con la misma fluidez que tú!

Tom akıcı Fransızca konuşmayı öğrenmek istiyor.

Tom quiere aprender a hablar francés fluído.

- Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
- Tom Mary kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

Tom no habla francés con tanta fluidez como Mary.

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

que en español significa que aprendí a hablar jemer con fluidez.

Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.

Podrás hablar inglés fluidamente en unos pocos meses.

Altı ay sonra Almancayı akıcı olarak konuşabileceksin.

Dentro de otros seis meses podrás hablar alemán con fluidez.

Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.

Si habla inglés con fluidez, le contrataré.

Naomi kadar akıcı bir şekilde İngilizce konuşamam.

Yo no puedo hablar inglés tan fluidamente como Naomi.

Uzun zamandır Fransızca öğreniyorum, ama akıcı değilim.

Llevo estudiando francés mucho tiempo, pero no lo domino.

Ve akıcı bir şekilde anlıyor ve derinlemesine düşünebiliyorum.

y puedo entender fluidamente, y con el que puedo pensar profundamente,

Belki bir aylık zaman içerisinde akıcı şekilde konuşabileceğim.

Quizás pueda hablar fluidamente dentro de un mes.

İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.

Después de dos años, ella ya hablaba el alemán con fluidez.

İngilizceye ek olarak, akıcı bir şekilde Fransızca biliyor.

Además de inglés, ella habla francés fluidamente.

Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilen birini işe almak istiyoruz.

Queremos contratar a alguien que hable un francés fluido.

Kendini akıcı bir Fransızca konuşmacı olarak düşünüyor musun?

¿Te consideras un hablante de francés fluido?

Tom Mary'nin çok akıcı şekilde Fransızca konuştuğunu bilmiyordu.

Tom no sabía que Mary hablaba francés tan fluidamente.

Japon milleti için akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak zordur.

Para los japoneses es difícil hablar inglés con soltura.

- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.

- Tom habla fluidamente francés.
- Tom habla francés con fluidez.

Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.

La habilidad de la niña para hablar cuatro idiomas fluidamente me impresionó.

Yemin ediyorum ki iki ay içinde İspanyolcada akıcı olacağım!

Voy a hablar español con fluidez dentro de dos meses ¡juro yo!

Ki bu, bir dilde akıcı olmak için, bu tarz programlarda

que es mucho menos de lo que se necesita para que con esos programas

O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.

Él habla francés de forma pasable, pero claramente es fluente es alemán.

Bir yerli gibi konuşabilmemin gerekli olduğunu düşünmüyorum, sadece akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.

No creo que sea necesario que yo hable como un hablante nativo, tan sólo quiero poder hablar fluidamente.

Bir yerli gibi konuşmama gerek yok, ben sadece akıcı olarak konuşabilmeyi istiyorum.

No necesito sonar como un hablante nativo, sólo quiero ser capaz de hablar con fluidez.

Akıcı olarak konuşan çok arkadaşım var fakat hâlâ yerliler gibi ses çıkaramıyorlar.

Tengo muchos amigos que hablan fluidamente, pero que todavía no suenan como hablantes nativos.

Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.

No termino de creer cuando alguien afirma que puede hablar más de cinco idiomas con fluidez.