Translation of "şişman" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "şişman" in a sentence and their spanish translations:

Şişman görünüyorsun.

Te ves gordo.

Şişman değilim!

¡No estoy gordo!

Kadın şişman.

- La mujer es gorda.
- La mujer está gorda.

Şişman mıyım ?

¿Estoy gordo?

Tom şişman.

Tom está gordo.

Şişman değilim.

- No soy gorda.
- ¡No estoy gorda!

Bana şişman dedi.

Él me llamó gordo.

Şişman görünüyor muyum?

¿Me veo gorda?

Ben şişman değilim.

No tengo sobrepeso.

Şişman olduğumu düşünüyorum.

Creo que estoy gordo.

O, şişman değildir.

No está gorda.

Ben şişman değilim!

¡No estoy gorda!

Sen şişman değilsin.

No sos gordo.

Köpeğin çok şişman.

Tu perro está muy gordo.

Tom şişman mı?

¿Está gordo Tom?

- Benim şişman olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben şişman mıyım?

- ¿Piensas que estoy gordo?
- ¿Pensáis que estoy gordo?
- ¿Pensáis que estoy gorda?
- ¿Crees que estoy gordo?
- ¿Piensas que estoy gorda?

Onların sığırlarının hepsi şişman.

Todo su ganado es grasa.

Tom şişman bir adam.

- Tom es un gordo.
- Tom es un hombre gordo.

Hayır, Laurie şişman değil.

No, Laurie no está gorda.

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

- La mujer es gorda.
- La mujer está gorda.

O kısa ama şişman.

Ella es chica, pero gorda.

O kısa ve şişman.

Es bajo y gordo.

- Tom şişman.
- Tom şişmandır.

Tom está gordo.

Tom bana şişman dedi.

- Tom me llamó gordo.
- Tom me dijo gordo.

Tom'a şişman dediğine inanamıyorum.

- No puedo creer que llamaras gordo a Tom.
- No puedo creer que le dijiste gordo a Tom.

Bana şişman mı diyorsun?

¿Me estás diciendo gorda?

Oradaki kız çok şişman.

Esa chica de allí está muy gorda.

Bu kedi çok şişman.

Este gato es bastante gordo.

O kedi oldukça şişman.

Este gato es bastante gordo.

Tom'un şişman olduğunu bilmiyordum.

No sabía que Tom era gordo.

Şişman olduğumu düşünüyor musun?

- ¿Crees que tengo sobrepeso?
- ¿Crees que tengo kilos de más?
- ¿Crees que me sobran kilos?

Küçük şişman adam gülmedi.

El pequeño hombre gordo no se rió.

Gül ve şişman ol.

Ríe y sé gordo.

Ben şişman olduğumu sanmıyorum.

- No creo que esté gordo.
- No creo estar gordo.

Onun şişman olduğunu duydum ama o kadar şişman olacağını düşünmedim.

Había oído que él era gordo, pero no había pensado que fuera tan gordo.

Onu son gördüğümden daha şişman.

Está más gordo de cuando lo vi por última vez.

Amcam zayıf fakat teyzem şişman.

Mi tío está delgado, pero mi tía está gorda.

Şişman insanlar genellikle çok terler.

La gente gorda en general suda mucho.

Amcam zayıf ama teyzem şişman.

Mi tío está delgado, pero mi tía está gorda.

Annem bana şişman olduğumu söyledi.

Mi mamá me dijo que yo era gordo.

Tom benim kadar şişman değil.

Tom no es tan gordo como yo.

Boston'un güvercinleri şişman ve gururludur.

- Las palomas de Boston están gordas y orgullosas.
- Las palomas de Boston son gordas y orgullosas.

Şişman kadın bir maymun tutuyordu.

La gorda mujer sostenía un mono.

Komşum güzel şişman bir kadın.

Mi vecina es una mujer guapa y gorda.

O bir ayı kadar şişman.

Él es gordo como un oso.

O yaşlı, çirkin ve şişman.

Ella está vieja, fea y gorda.

Tom her zaman şişman mıydı?

¿Tom siempre ha estado gordo?

Tom'un neden şişman olduğunu bilmiyorum.

Yo no sé por qué Tom es gordo.

Kendinizin şişman olmasına izin vermeyin.

No te dejes engordar.

Tom Mary'nin çok şişman olduğunu söyledi.

Tom dijo que Mary estaba muy gorda.

O, hızlı koşmak için çok şişman.

Está demasiado gordo para correr rápido.

Tom çok şişman olduğunun söylenilmesinden bıktı.

Tom está cansado de que le digan que está demasiado gordo.

John hızlı koşamayacak kadar çok şişman.

- John está demasiado gordo para correr rápido.
- Juan es demasiado gordo para correr rápido.

Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,

Alguien a quien miraban y consideraban demasiada morena, demasiada gorda,

Öğretmenimize şişman olduğu için "Doraemon" adını veririz.

Llamamos "Doraemon" a nuestro profesor porque está gordo.

Şişman kadın şarkı söyleyene kadar opera bitmedi.

La ópera no termina hasta que cante la señora gorda.

Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.

Entre nos, la bruja gorda y fea está a dieta.

Tom Mary'ye şişman ve çirkin olduğunu söyledi.

Tom le dijo a Mary que era gorda y fea.

Çok şişman olmak birinin sağlığı için iyi değildir.

- Subirse demasiado de peso no es bueno para la salud.
- Engordar demasiado no es bueno para la salud.

Şu şişman kız çok fazla şekerli yiyecek tüketiyor.

Esa chica gorda consume demasiados alimentos azucarados.

Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.

No me agrada ese chico gordo que se comió tu almuerzo.

Tom şimdi onu son gördüğüm zamankinden daha şişman.

Tom está más gordo ahora que la última vez que lo vi.

Senin ve benim aramda, şişman çirkin adam diyette.

Entre tú y yo, el gordo feo está a dieta.

O kadın şişman değil, o bir bebek sahibi olacak.

Esa mujer no es gorda, va a tener un bebé.

O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.

A ella le gustaban los hombres gordos; por lo tanto, decidió convertirse al budismo.

O uzun boylu ve şişman ve o her zaman meşgul.

Es alto y gordo, y siempre está ocupado.

Mary'nin bir ponpon kız olamayacak kadar şişman olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees que Mary es demasiado gorda para ser animadora?

Bir keresinde kadın bir gazeteciye şişman domuz dediği için ortalık karıştı

Una vez se confundió porque una periodista llamó a un cerdo gordo

Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.

Mi esposo es algo ancho de caderas, con brazos claramente cortos.

Endüstrileşmiş ülkelerdeki pek çok çocuk çok fazla şeker yemesi nedeniyle çok şişman.

Muchos niños en los países industriales son demasiado gordos porque comen demasiados dulces.

Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.

Un gato gordo y blanco se sentó sobre un muro y los miró con mirada somnolienta.

Bir zamanlar sarışın bir prensese aşık olan şişman, çirkin bir köylü vardı. Bir gün, Prenses çirkin, şişman köylüyü öptü ve o büyüyle ince, yakışıklı bir prense dönüştü. Sonunda o bu şekilde onu gördü. Sonunda bu şekilde hissetti.

Había una vez un campesino gordo y feo que se había enamorado de una princesa hermosa y rubia. Un día la princesa le dio un beso al feo y gordo campesino. Y, mágicamente, éste se transformó en un esbelto y apuesto príncipe. Por lo menos, así lo veía ella. Por lo menos, así se sentía él.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

- Jane es gorda, grosera y fuma mucho. Pero Ken piensa que ella es adorable y encantadora. Es por eso que dicen que el amor es ciego.
- Jane es gorda, grosera y fuma demasiado. Pero Ken piensa que ella es adorable y encantadora. Es por eso que dicen que el amor es ciego.