Translation of "öldüğünü" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "öldüğünü" in a sentence and their spanish translations:

Onun öldüğünü düşündüm.

Pensé que él había muerto.

Onun öldüğünü bilmiyordum.

No sabía que él estaba muerto.

Tom'un öldüğünü sandım.

Pensé que Tom estaba muerto.

Onun öldüğünü duydum.

Oí que él murió.

Birinin öldüğünü düşündüm.

Pensé que alguien se había muerto.

Tom'un öldüğünü düşündüm.

- Pensé que Tom había muerto.
- Creí que Tom estaba muerto.

- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemezdim.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemedim.

No podía aceptar que mi esposa realmente estuviera muerta.

Tom'un öldüğünü düşünüyor musun?

¿Crees que Tom está muerto?

Tom öldüğünü düşünmeni istedi.

Tom quería que pensaras que él había muerto.

Amcamın kanserden öldüğünü duydum.

Oí que mi tío murió de cáncer.

Tom'un öldüğünü söylemedin mi?

¿Has dicho que Tom ha muerto?

Tom Mary'nin öldüğünü söyleyemedi.

- Tom veía que Mary se moría.
- Tom veía que Mary se estaba muriendo.

Tom senin öldüğünü söyledi.

Tom dijo que estabas muerto.

Onun öldüğünü mü düşünüyorsun?

¿Pensás que él está muerto?

Ben senin öldüğünü sandım.

Creía que estabas muerto.

Eşimin öldüğünü gerçekten kabullenemedim.

No podía aceptar que mi esposa realmente estuviera muerta.

O bana babasının öldüğünü söyledi.

Él me dijo que su padre estaba muerto.

Az önce Tom'un öldüğünü öğrendim.

Me acabo de enterar de que Tom está muerto.

Babasının öldüğünü anlayamayacak kadar küçük.

Ella es demasiado chiquita para comprender que su padre murió.

Askerlerimizin boşuna öldüğünü nasıl söyleyebilirsin?

¿Cómo puedes decir que nuestros soldados murieron en vano?

Çocuk, babasının öldüğünü kavrayabilecek durumda değildi.

El niño no era capaz de comprender la muerte de su padre.

Onun babasının nasıl öldüğünü biliyor musun?

¿Sabes cómo murió su padre?

Tom'un geçen yıl Boston'da öldüğünü düşündüm.

Pensé que Tom murió el año pasado en Boston.

Tom, Mary'nin neden öldüğünü bilmek istiyor.

Tom quiere saber por qué María está muerta.

O, ona onun babasının öldüğünü söyledi.

Ella le dijo que su padre había muerto.

Eşi bile onun neden öldüğünü bilmiyor.

Ni el marido sabe el porqué de su muerte.

Tom Mary'nin öldüğünü duyduğunda şok oldu.

Tom quedó estupefacto al oír que María había muerto.

- O kazada kaç kişinin öldüğünü bulmak istiyorum.
- O kazada kaç kişinin öldüğünü öğrenmek istiyorum.

Quiero descubrir cuántas personas murieron en ese accidente.

"Babamın geçen yıl öldüğünü öğretmenimin bilmesini istiyorum

"Me gustaría que mi maestra supiese que mi papá murió este año

Yaklaşık 17 kişinin pars saldırısında öldüğünü belgeledik...

Hemos documentado que unas 17 personas han muerto por ataques de leopardo.

Domuzcuk, yaşlı domuzun nasıl öldüğünü bilselerdi homurdanıyordu.

El cerdito gruñiría si supieran cómo murió el viejo jabalí.

Hem Tom'un hem de Mary'nin öldüğünü düşündüm.

Pensé que Tom y Mary estaban muertos.

Tom'un tam olarak nasıl öldüğünü bilmek istiyorum.

Quiero saber cómo murió Tom exactamente.

Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor musun?

¿No sabes que él falleció hace dos años?

Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?

- ¿No sabías que murió hace dos años?
- ¿No sabías que él murió hace dos años?

O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

Recibió un telegrama que decía que su madre había muerto.

Her on yılda kaç genç atletin öldüğünü görüyorsunuz.

Vemos cómo cada 10 años, muchos de esos atletas mueren.

Babanızın bir trafik kazasında öldüğünü size bildirmem söylendi.

Me dijeron que te informara que tu padre murió en un accidente.

- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musun?
- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musunuz?

¿Sabes que el padre de John murió de un ataque al corazón?

İç Savaş sırasında kaç tane atın öldüğünü merak ediyorum.

Me pregunto cuántos caballos murieron en la Guerra Civil.

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

¿Sabes cuantas personas en el mundo anualmente mueren de hambre?

Onu gerçekten de çevirebilirsin, domuzcuklar yaşlı yaban domuzunun nasıl öldüğünü bilselerdi

que en realidad podrías traducirlo 'go oink oink!', Los cerdis se pondrían oink oink si

Titanik battığı zaman kaç kişinin öldüğünü hakkında herhangi bir fikrin var mı?

¿Tenés idea de cuánta gente murió cuando se hundió el Titanic?

Kalp krizi geçirmenin her zaman doğanın senin öldüğünü anlatma şekli olduğunu düşündüm.

Siempre pensé que el tener un ataque cardiaco era la manera de la naturaleza de decirte que mueras.

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

Los doctores pensaron que estaba muerto, pero hoy en día todavía está vivo y saludable, y tiene un trabajo y una familia.