Translation of "Utanç" in Russian

0.008 sec.

Examples of using "Utanç" in a sentence and their russian translations:

Utanç duydum

Мне было стыдно.

- Utandım.
- Utanç duydum.

Мне стыдно.

Bu bir utanç.

Жаль.

Bu utanç verici.

Это неудобно.

Çok utanç verici!

Какой стыд!

Ben utanç duyuyorum.

Я сбит с толку.

Yalan söylemek utanç verici.

- Лгать стыдно.
- Врать стыдно.

O, ailesine utanç getirdi.

Он опозорил свою семью.

Babamın fakirliğinden utanç duymuyorum.

Я не стыжусь бедности своего отца.

Gelmeyecek olmanız bir utanç.

Жаль, что вы не придёте.

Tom bir utanç kaynağı.

- Том обуза.
- Том позорит окружающих.
- Том позорит.

Çalışmak utanç verici değildir.

Работать не зазорно.

Ne kadar utanç verici!

Как стыдно!

- Utanç verici!
- Yüz kızartıcı!

Стыдно!

Izdırap, kayıplar, suçluluk ve utanç-

Боль, потери, вина, стыд —

Böylece güvensizlikler gelir, utanç gelir.

Так мы теряем уверенность в себе. Так появляется стыд.

Araplarda bu durum utanç kaynağıydı

Это было позором для арабов

Karının gelememesi berbat bir utanç.

Очень жаль, что твоя жена не смогла прийти.

Bu utanç verici bir sır.

В каждом доме есть свой скелет в шкафу.

Sana arkadaşım demekten utanç duyuyorum.

Мне стыдно называть тебя своим другом.

Gidiyor olman böyle bir utanç.

- Так жаль, что ты уходишь.
- Так жаль, что ты уезжаешь.
- Так жаль, что вы уходите.
- Так жаль, что вы уезжаете.

Bu, hayatımdaki en utanç verici andı.

Это самый позорный момент в моей жизни.

Utanç içinde yaşamaktansa öldürülmeyi tercih ederim.

Я лучше умру, чем буду жить с позором.

Utanç içinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.

Я лучше умру, чем буду жить опозоренным.

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.

Стыдно так жестоко обращаться с ребёнком.

Bu utanç ya da suçluluk ile ilgili değil.

Я не говорю о чувстве стыда или вины.

Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.

Не стыдно молчать, когда нечего сказать.

- Bu kadar tembel bir oğlum olduğu için utanç duyuyorum.
- Böyle tembel bir oğlumun olması benim için utanç kaynağı.

Мне стыдно, что у меня такой ленивый сын.

Bir utanç kaynağımızda bizim kendi tarihimizi başka ülkelerin kaynaklarından öğrenmemiz

наш источник позора в том, что мы узнаем нашу историю из источников других стран

Ettikten sonra görevden alındı . Yarı utanç içinde, Lannes Portekiz'e büyükelçi olarak gönderildi:

В полусидеще Ланна послали послом в Португалию: короткое, насыщенное событиями время, в котором,

- Onlar beni pantolonum aşağıdayken yakaladılar.
- Onlar beni utanç verici bir durumda yakaladılar.

Они застали меня врасплох.

- Ayıdan bile korkma, utanç içine düşmekten korktuğun kadar.
- Ayıdan korkma, kepazelikten kork.

Не бойся медведя, бойся стыда.