Translation of "Kaynağı" in English

0.013 sec.

Examples of using "Kaynağı" in a sentence and their english translations:

Kaynağı bilinmiyor.

Its origin is unknown.

Kaynağı biliyorum.

I know the source.

Yaşam kaynağı.

Source of life.

- Tek bilgi kaynağı deneyimdir.
- Yegane bilgi kaynağı tecrübedir.
- Yegane bilgi kaynağı deneyimdir.
- Tek bilgi kaynağı tecrübedir.

The only source of knowledge is experience.

Besin kaynağı budur

this is the food source

Acının kaynağı zevktir.

Pleasure is the source of pain.

Yangının kaynağı bilinmiyor.

The source of the fire is unknown.

Ateşin kaynağı budur.

This is what fueled the fire.

Sözcüğün kaynağı belirsizdir.

- The word's origin is unknown.
- The word's origin is unclear.

Kelimenin kaynağı belirsizdir.

- The word's origin is unknown.
- The origin of the word is unclear.

Endişenizin kaynağı nedir?

What is the source of your anxiety?

Ayrıca bir güç kaynağı

It's also a source of empowerment,

Yenebilirler, protein kaynağı olur.

They're fine to eat. Good bit of protein.

Twitter, açık kaynağı sever.

Twitter loves open source.

Bu nehrin kaynağı nerede?

- Where's the source of this river?
- Where is the source of this river?

Tom bir utanç kaynağı.

Tom is an embarrassment.

Tom neşe kaynağı kimseydi.

Tom was the life of the party.

Bu bilginin kaynağı ne?

What's the source of this information?

Dünyadaki bütün sorunların kaynağı oğlanlardır.

Boys are the source of all problems in the world.

Hatalarımızın birçoğunun kaynağı sabır eksikliğidir.

The source of many of our mistakes is a lack of patience.

Her nehrin bir kaynağı vardır.

Every river has a source.

Bu bir ilham kaynağı olabilir.

but it can be inspiration.

Herkese yetecek kadar maddi kaynağı yok.

years and years of psychotherapy for everyone.

Bir huzur ve mutluluk kaynağı yaratıp

a source of peace and a source of happiness

Kaynağı daha verimli kullanmayı mümkün kılması.

include significant resource use efficiencies,

Sizlere ilham kaynağı hayvanımdan bahsetmeye geldim:

Well, I'm here to talk to you about my animal muse:

Oysaki Ay'ın tek ışık kaynağı Güneş'ti

However, the only light source of the Moon was the Sun

Yaşamın kaynağı üzerine birçok teori vardır.

There are many theories about the origin of life.

O iyi bir protein kaynağı mı?

Is it a good source of protein?

O iyi bir potasyum kaynağı mı?

Is it a good source of potassium?

Yumurtalar iyi bir protein kaynağı mıdır?

Are eggs a good source of protein?

Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.

The Sahara is the largest source of dust in the world.

çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar.

while supporting the staff with their work.

Bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarını gösterir.

And that's often the sign that they've spotted a food source.

Bir ışık kaynağı olmadan  mahsur kalmak istemeyiz.

And we don't want to be stranded without a light source.

Ancak benim için bir nevi ilham kaynağı.

but to me, it represents a sort of inspiration.

O kaynağı idare eden belli bir topluluk

a particular community that manages that resource;

Onun konuşması bütün erkeklere ilham kaynağı oldu.

His speech inspired all the boys.

O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.

That victory became a source of national pride.

Bu genelde bir yiyecek kaynağı buldukları anlamına gelir.

And that's often the sign that they've spotted a food source,

Ve bu genelde bir yiyecek kaynağı bulduklarının işaretidir.

And that's often the sign... that they've spotted a food source.

Bu hem ateş hem de ısı kaynağı olacak

This is gonna be the fire and the heat

Sizce hangi meşale en iyi ışık kaynağı olur?

Which torch do you think will be our best source of light?

Ayrıca işsizlik ana endişe kaynağı oldu, özellikle gençlerde,

Further, unemployment is becoming a major concern, especially among young people, where

Böcekler çok besleyici ve iyi bir protein kaynağı.

Insects are very nutritious and a good source of protein.

Bir sorunun çözümü, yeni bir sorunun kaynağı oluyor.

The solution to a problem becomes the source of a new problem.

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

In Japan, it inspired the legend of a giant centipede called Ōmukade.

Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.

So when you find a water source, you're bound to find food to eat.

Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.

And that, for the survivor, is a great food source.

Tüm edebi ve sanatsal çalışmaların kaynağı, tatmin edilmemiş libidodur.

Unsatisfied libido is responsible for producing all art and literature.

- Nehir, kaynağını Rocky Dağlarından alır.
- Nehrin kaynağı Rocky Dağlarındadır.

The river has its source in the Rocky Mountains.

- Kelimenin kaynağı bilinmiyor.
- Kelimenin orijini bilinmiyor.
- Kelimenin kökeni bilinmiyor.

- The word's origin is unknown.
- The word's origin is unclear.
- The origin of the word is unclear.
- The word's provenance is unclear.
- The word is of unclear provenance.

- Bütün sıkıntıların kaynağı ne?
- Tüm sorunlara ne neden oluyor?

What's causing all the problems?

Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,

Lower resource schools are dealing with lower quality equipment,

Size ne kadar büyük bir esin kaynağı olduğunuzu söylemeye başlıyorlar.

They start telling you how much of an inspiration you are.

Ve neden turizmden sonra işçi dövizleri ikinci büyük zenginlik kaynağı.

and why after tourism, remittances are the second largest source of wealth.

Sivrisinekler insanoğlunu tehlikeli fakat gerekli bir beslenme kaynağı olarak görüyorlar.

Mosquitoes consider human beings a dangerous but necessary source of nutrition.

- Tom ailesi için bir utanç kaynağı.
- Tom ailesinin yüz karası.

Tom is a shame to his family.

Balkanlardan gelecek saldırılar için ek gelir kaynağı ve insan gücü demekti.

for future campaigns in the Balkans.

Video oyunlarının, yalan bir şekilde, tüm hastalıkların kaynağı olduğunu düşünenler var.

There are those who think, falsely, that video games are the source of all our ills.

Bir başka ilginç enerji kaynağı radyoaktif atık malzemeden elde edilen ısıdır.

Another interesting source of energy is the heat that can be recovered from radioactive waste material.

Tom'a o resmi yapmak için neyin ilham kaynağı olduğunu merak ediyorum.

I wonder what inspired Tom to paint that picture?

Hayata karşı bakış açısı umarım bizler için de bir ilham kaynağı olmuştur

I hope the perspective of life has been an inspiration for us too

O bir çocukken dil yeteneğinin kaynağı olarak yarış atı isimlerini hatırlayarak verdi.

He gave his remembering of race horse names when he was a child as the source of his language ability.

Okulun hiçbir kaynağı yoktu, bir spor salonu ve bir beden eğitimi hocası vardı.

where they had no resources: one gymnasium, one PE teacher.

Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.

Television could be an important source of culture, and its educational broadcasts are valued in many schools.

- Tekne güç için bir motor kullanır.
- Tekne güç kaynağı olarak bir motor kullanıyor.

The boat uses a motor for the power.

Müzik Tom'un hayattaki en büyük eğlence kaynağı ve muhtemelen de hep öyle kalacak.

Music is, and will likely always be, Tom's greatest joy in life.

Ana dış gelir kaynağı yer fıstığından gelen Senegal, dünya piyasalarına büyük ölçüde güveniyor.

Senegal, whose main source of foreign income comes from peanuts, relies heavily on the world markets.

Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.

It proved a loving marriage, and great source  of strength to Davout in the years ahead.

- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağıydı.
- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağı idi.

The potato was an important food source for the Spanish army.

Biz ölümlüler binlerce şekilde ölürüz; Biz sadece bir şekilde doğarız. Binlerce insan hastalığı var, ancak yalnızca bir sağlık kaynağı.

We mortals die in a thousand ways; we are born in only one. There are a thousand diseases of men, but only one source of health.

- 18. yüzyıla kadar Yemen neredeyse tüm dünyanın kahve kaynağıydı.
- 18. yüzyılda kadar Yemen neredeyse tüm dünyanın kahve kaynağı oldu.

Till the 18th century Yemen was the source of nearly all the world's coffee.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.