Translation of "Yaşamaktadır" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yaşamaktadır" in a sentence and their portuguese translations:

O Yokohama'da yaşamaktadır.

Ele mora em Yokohama.

Çok sayıda köpek yaşamaktadır.

Muitos cachorros estão vivos.

O bu sokakta yaşamaktadır.

Ele mora nesta rua.

O, caddenin karşısında yaşamaktadır.

Ele mora do outro lado da rua.

Arkadaşım bu evde yaşamaktadır.

- Meu amigo mora nesta casa.
- O meu amigo mora nesta casa.

İki aile aynı evde yaşamaktadır.

Duas famílias vivem na mesma casa.

Tom doğduğundan beri Boston'da yaşamaktadır.

Tom vive em Boston desde que nasceu.

Tom çocukluğundan beri New York'ta yaşamaktadır.

Tom mora em Nova York desde quando era garoto.

- O Londra'da yaşamaktadır.
- O, Londra'da yaşıyor.

Mora em Londres.

O, Londra'da ne kadar süredir yaşamaktadır?

- Durante quanto tempo ele viveu em Londres?
- Quanto tempo ele viveu em Londres?

Tom 2013'den beri Boston'da yaşamaktadır.

Tom mora em Boston desde 2013.

Tom eski tren istasyonuna yakın yaşamaktadır.

- Tom mora perto da antiga estação de trem.
- Tom mora perto da antiga estação ferroviária.

İnsanın sindirim sisteminde milyonlarca yararlı organizma yaşamaktadır.

Milhões de organismos benéficos vivem no aparelho digestivo humano.

Tom Mary'den yaklaşık yirmi dakika uzakta yaşamaktadır.

Tom mora a cerca de vinte minutos de Mary.

Tom bir yıldan daha fazla süredir Boston'da yaşamaktadır.

Tom viveu em Boston durante mais de um ano.

- Amcam bir apartman dairesinde yaşamaktadır.
- Amcam bir dairede yaşıyor.

- Meu tio mora em um apartamento.
- O meu tio mora em um apartamento.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

- O velho mora sozinho.
- O idoso mora sozinho.

- Tom kötü bir semtte yaşamaktadır.
- Tom kötü bir semtte yaşıyor.

Tom mora em um bairro ruim.

Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır

Vida conhecida e registrada de 0,02 segundos antes do tempo da Terra

Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..

- Tom veio para o Japão há três anos e tem vivido aqui desde então.
- Tom veio para o Japão três anos atrás e vive aqui desde então.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

O velho mora sozinho.

- Tom yalnız yaşamaktadır.
- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom kendi başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.

O Tom mora sozinho.

- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.

Peixes como a carpa e a truta vivem em água doce.