Translation of "Yaşıyor" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Yaşıyor" in a sentence and their polish translations:

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

Moja babcia mieszka na wsi.

Elvis yaşıyor!

Elvis żyje!

Onlar orada yaşıyor.

Oni tam żyją.

Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyor.

Mieszka na przedmieściach Tokio.

O, Londra'da yaşıyor.

Ona mieszka w Londynie.

O, Fas'ta yaşıyor.

On mieszka w Maroko.

Deden nerede yaşıyor?

Gdzie mieszka twój dziadek?

Tom yakında yaşıyor.

Tom mieszka w pobliżu.

Onlar mağaralarda yaşıyor.

- Mieszkają w jaskiniach.
- Oni mieszkają w jaskiniach.

O, Tokyo'da yaşıyor.

On mieszka w Tokio.

Tokyo'da yaşıyor musunuz?

Czy Ty żyjesz w Tokio?

Kaçınız burada yaşıyor?

Ilu z was tu mieszka?

O, Kyoto'da yaşıyor.

On mieszka w Kioto.

Tom burada yaşıyor.

Muszę napisać pracę.

Tom Avustralya'da yaşıyor.

Tom mieszka w Australii.

O burada yaşıyor.

On mieszka tutaj.

Tony Kobe'de yaşıyor.

Tony mieszka w Kobe.

Carol, Şikago'da yaşıyor.

Carol mieszka w Chicago.

Büyükannen nerede yaşıyor?

Gdzie mieszka twoja babcia?

O, bulutlarda yaşıyor.

On chodzi z głową w chmurach.

Libusza Poznań'da yaşıyor.

Libusza mieszka w Poznaniu.

Elvis Presley yaşıyor!

Elvis Presley żyje!

O Yokohama'da yaşıyor.

Ona mieszka w Jokohamie.

Burada kim yaşıyor?

- Kto tu mieszka?
- Kto tutaj mieszka?

- Amcam okulun yakınında yaşıyor.
- Dayım okulun yakınında yaşıyor.

Mój wuj mieszka w pobliżu szkoły.

- O burada mı yaşıyor?
- O burada yaşıyor mu?

Czy on tu mieszka?

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

Wciąż żyje, spójrzcie.

Yetimhane gibi kurumlarda yaşıyor,

mieszka w placówkach, takich jak sierocińce,

Teyzem New York'ta yaşıyor.

Moja ciocia mieszka w Nowym Jorku.

O, bize bitişik yaşıyor.

On mieszka obok nas.

Amcam New York'ta yaşıyor.

Mój wuj mieszka w Nowym Jorku.

Doğduğu yerden uzakta yaşıyor.

Mieszka z dala od swego rodzinnego miasta.

Tom üst katımda yaşıyor.

Tom mieszka nade mną.

Tom sahile yakın yaşıyor.

Tom mieszka przy plaży.

Bill denizin yanında yaşıyor.

Bill mieszka blisko morza.

O burada yapayalnız yaşıyor.

Mieszka tu zupełnie sam.

Kocası şimdi Tokyo'da yaşıyor.

Jej mąż mieszka teraz w Tokio.

Marika şimdi nerede yaşıyor?

Gdzie teraz mieszka Marika?

Birsürü insan Tokyo'da yaşıyor.

Dużo ludzi mieszka w Tokio.

Macaristan'da birçok esperantist yaşıyor.

- Wielu esperantystów żyje na Węgrzech.
- Wielu esperantystów mieszka na Węgrzech.

Tom yandaki kapıda yaşıyor.

Tom mieszka po sąsiedzku.

Büyükannem tek başına yaşıyor.

Moja babcia mieszka sama.

O burada yaşıyor mu?

- Czy on tutaj mieszka?
- Czy ona tutaj mieszka?

O bu semtte yaşıyor.

On mieszka tutaj w sąsiedztwie.

Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.

Rodzina Toma mieszka w Bostonie.

Tom havaalanından uzakta yaşıyor.

Tom żyje daleko od lotniska.

Tom okyanusa yakın yaşıyor.

Tom mieszka blisko oceanu.

Çocuklarım New York'ta yaşıyor.

Moje dzieci mieszkają w Nowym Jorku.

- Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- Kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- Erkek kardeşim Tokyo'da oturuyor.

Mój brat mieszka w Tokio.

Aniden hafıza kaybı yaşıyor gibiyiz.

zaczynamy nagle cierpieć na amnezję

Kocasının ölümünden beri yalnız yaşıyor.

Po śmierci męża żyła samotnie.

O, burada bir yerde yaşıyor.

On mieszka gdzieś tutaj.

O bir apartman dairesinde yaşıyor.

On mieszka w mieszkaniu.

O büyük bir evde yaşıyor.

Mieszka w dużym domu.

Beş yıldır bu şehirde yaşıyor.

Ona mieszka w tym mieście od pięciu lat.

Tom hala anne babasıyla yaşıyor.

Tom nadal mieszka z rodzicami.

O, okula çok yakın yaşıyor.

On mieszka bardzo blisko szkoły.

Tom burada tek başına yaşıyor.

- Tom mieszka tu całkiem sam.
- Tom mieszka tu zupełnie sam.

Tom Boston'un güney kesiminde yaşıyor.

Tom mieszka w południowej części Bostonu.

Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.

Mój ojciec żyje i pracuje w Tokio.

En iyi arkadaşın nerede yaşıyor?

Gdzie mieszka twój najlepszy przyjaciel?

Birçok evsiz insan parklarda yaşıyor.

Wielu bezdomnych ludzi żyje w parkach.

O, isimleri hatırlamada sorun yaşıyor.

- On z trudem zapamiętuje nazwiska.
- On nie ma pamięci do nazwisk.
- Ma problemy z zapamiętywaniem nazwisk.

Mary ve Tom nerede yaşıyor?

Gdzie mieszkają Mary i Tom?

Tom şu anda Boston'da yaşıyor.

Tom mieszka obecnie w Bostonie.

Günümüzde insanlar daha uzun yaşıyor.

Ludzie żyją dłużej w dzisiejszych czasach.

Kilo vermekte sorun yaşıyor musun?

Czy masz problem ze zrzuceniem wagi ?

Onlar zor bir an yaşıyor.

Mają trudny okres.

Hemen hemen tüm köpekler yaşıyor.

Prawie wszystkie psy są żywe.

- Onlar nerede yaşıyor?
- Nerede yaşıyorlar?

Gdzie oni mieszkają?

O bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

- Ona mieszka na kompletnym zadupiu.
- Ona mieszka na kompletnym odludziu.

Tom bir kamp arabasında yaşıyor.

Tom mieszka w przyczepie kempingowej.

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

To miejsce zamieszkuje ponad połowa ludzkości,

O Hokkaidolu ama şimdi Tokyo'da yaşıyor.

Ona jest z Hokkaido, ale teraz mieszka w Tokio.

Birçok insan, ülkede yasadışı olarak yaşıyor.

Wielu ludzi żyje w kraju nielegalnie.

- O Londra'da yaşamaktadır.
- O, Londra'da yaşıyor.

- Mieszka w Londynie.
- Ona mieszka w Londynie.

- O nerede yaşıyor?
- O nerede oturuyor?

Gdzie on mieszka?

Marika'ya telefon edemem. O Finlandiya'da yaşıyor!

Nie mogę zadzwonić do Mariki. Ona mieszka w Finlandii!

O, iki yıldır burada mı yaşıyor?

On mieszkał tutaj przez dwa lata?

Norveç'te sadece 5 milyon insan yaşıyor.

W Norwegii mieszka tylko 5 milionów osób.

- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.

Ona wciąż żyje.

E-postanla ilgili sorunlar yaşıyor musun?

Miałeś problem ze swoim mailem?

Tom Boston'lu fakat şimdi Şikagoda yaşıyor.

Tom jest z Bostonu, ale teraz mieszka w Chicago.

Tom sınırdan otuz mil uzakta yaşıyor.

- Tom mieszka trzydzieści mil od granicy.
- Tom mieszka czterdzieści osiem kilometrów od granicy.

Tom okyanusa yakın yaşıyor ama yüzemiyor.

- Tom mieszka blisko oceanu, ale nie umie pływać.
- Tom mieszka blisko oceanu, ale nie potrafi pływać.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

Staruszek mieszka sam.

- İki aile o evde yaşıyor.
- O evde iki aile yaşıyor.
- O evde iki aile yaşar.

Dwie rodziny mieszkają w tamtym domu.

O bir kuruş biriktirmeden kıt kanaat yaşıyor.

Żyje od pierwszego do pierwszego, bez żadnych oszczędności.

Tom hâlâ Park Street'te yaşıyor, değil mi?

Tom wciąż mieszka przy ulicy Parkowej, czyż nie?

Amerikalı bir öğrenci benim evin yanında yaşıyor.

Student z Ameryki mieszka niedaleko mojego domu.

- Tom'un iki oğlu var, İkisi de Boston'da yaşıyor.
- Tom'un iki oğlu var. İkisi de Boston'da yaşıyor.

Tom ma dwóch synów. Obaj mieszkają w Bostonie.

Birçok insan günümüz için değil gelecek için yaşıyor.

Wielu ludzi żyje przyszłością, nie teraźniejszością.

Tom şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi yaşıyor.

Tom przeżywał silne bóle i zawroty głowy.

Tom yeni dairesinde, gürültü yapan komşularıyla epey sorun yaşıyor.

Tomek ma wiele problemów z hałaśliwymi sąsiadami w swoim nowym mieszkaniu.