Translation of "Tilki" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Tilki" in a sentence and their portuguese translations:

Tilki ne der?

Qual é o som que a raposa faz?

Bir tilki birlikte geldi.

Uma raposa chegou.

Tilki vahşi bir hayvandır.

A raposa é um animal selvagem.

Mavi tilki, hayvanat bahçesindedir.

A raposa azul está no zoológico.

Avcı bir tilki vurdu.

O caçador atirou numa raposa.

Tilki bir tavuk yiyor.

A raposa está comendo uma galinha.

Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.

A raposa escondeu-se na árvore oca.

Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

A raposa deve ter matado a galinha.

şehre inen tilki, aslan ve domuz

raposa, leão e porco descendo para a cidade

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

A veloz raposa marrom não pulou sobre o cachorro preguiçoso.

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Se fosse de raposa, teria um cheiro muito forte.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

- Nós armamos uma armadilha para capturar uma raposa.
- Preparamos uma armadilha para pegar uma raposa.

Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.

Eu vi o lobo, a raposa e a lebre.

Karga ve tilki La Fontaine'in en ünlü masallarından biridir.

"O Corvo e a Raposa" é uma das fábulas mais famosas de La Fontaine.

- Tilki derisini kaybeder ama hilekarlığını değil.
- Can çıkar, huy çıkmaz.

A raposa perde o pelo mas não o vício.

Çocukluğumda en sevdiğim masallardan biri, yaramaz bir tilki ruhunun hikayesiydi.

Um dos meus contos de fadas favoritos quando eu era criança era a história de um espírito de raposa travesso.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

Este tem um cheiro canino, é mais suave. O pelo de raposa é áspero.

- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.

- A raposa veloz pula sobre o cão preguiçoso.
- Yuri viu um pequeno jabuti xereta e dez cegonhas felizes comendo kiwi.

- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?

Você sabia que algumas raposas viviam nesta montanha?

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Há muito, muito tempo, na Índia, um macaco, uma raposa e um coelho conviveram felizes.

Sadece yarım mil gitmişti ki topal bir Tilki ve kör bir Kedi ile karşılaştı, iki iyi dost gibi birlikte yürüyorlardı. Topal Tilki Kedi'ye yaslanmıştı ve kör Kedi'de Tilki'nin ona yol göstermesine izin veriyordu.

Ele mal havia andado meia milha quando encontrou uma Raposa manca e um Gato cego caminhando juntos como dois bons amigos. A Raposa manca se apoiava no Gato, e o Gato cego deixava a Raposa guiá-lo.