Translation of "Vahşi" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Vahşi" in a sentence and their portuguese translations:

Vahşi.

Vamos!

Tom vahşi.

Tom é feroz.

Vahşi hayvanlardan korkarım.

Tenho medo de animais selvagens.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

Especialmente criaturas selvagens.

Tilki vahşi bir hayvandır.

A raposa é um animal selvagem.

Çok vahşi olma Jack.

Não seja tão selvagem, Jack.

Perth, Avustralya'nın Vahşi Batısıdır.

Perth fica na parte selvagem do oeste da Austrália.

- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.

Alguns animais selvagens estão à beira da extinção.

Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.

Selvas de betão, hostis à vida selvagem.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

Na natureza, abrigam-se em cavidades nas árvores.

Vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Foi mordida por um animal selvagem.

Amazon ormanının çoğu hâlâ vahşi.

- A maior parte da floresta amazônica permanece intacta.
- A maior parte da selva amazônica ainda é selvagem.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

Milhões de animais selvagens vivem no Alasca.

Şarkıcı vahşi çakallar tarafından öldürüldü.

- O cantor foi morto por coiotes selvagens.
- A cantora foi morta por coiotes selvagens.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Ele sabe muito de animais selvagens.

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Há muitos animais ferozes nesta mata.

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

De acordo com a Sociedade de Proteção de Vida Selvagem da Índia,

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Apenas 14 000 permanecem na natureza.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

Em zonas remotas, nem sempre se pode depender da tecnologia.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Temos de escolher as batalhas.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Sobreviver em zonas remotas exige engenho,

Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!

Ao procurar comida em zonas remotas, não podemos ser esquisitos!

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

Ao procurar comida em zonas remotas, não podemos ser esquisitos!

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

O invasor selvagem finalmente sedado pelo pessoal veterinário

O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.

Ele ordenou que o cachorro selvagem continuasse preso.

Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.

O tigre é um tipo de animal muito feroz.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

Tenho medo de animais selvagens.

Tom vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Tom foi mordido por um animal selvagem.

Yahya'nın yiyecekleri çekirge ve vahşi baldı.

A alimentação de João eram gafanhotos e mel silvestre.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

Às vezes, na natureza, há reviravoltas inesperadas.

Dördüncü nesil bir vahşi yaşam izcisi olarak

Como rastreador de vida selvagem de quarta geração,

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

Na natureza, o alimento escasseia à medida que o inverno se aproxima.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

Há duas coisas de que sempre me lembro em zonas remotas.

O adada hâlâ bazı vahşi kabileler var.

Ainda há algumas tribos hostis naquela ilha.

Bir sürü vahşi hayvan yiyecek yokluğundan öldü.

- Muitos animais selvagens morreram por falta de comida.
- Bastantes animais selvagens morreram por falta de alimento.

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

O que acontece quando as cidades crescem e os habitats selvagens encolhem?

Insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

as pessoas estão a alastrar-se para os espaços selvagens,

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Mas, à noite, são surpreendentemente hostis.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Fez-me perceber quão preciosos são os sítios selvagens.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

Estás em contacto com este sítio selvagem e ele comunica contigo.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Animais selvagens vivem na floresta.

Ama bu vahşi kediden sonra diğer finalistimiz kim olacak?

mas quem se juntará ao feroz felino nesta final?

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

São bestas nascidas para ser selvagens, brutais mas belos predadores.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Um bom abrigo em zonas remotas é a única forma de sobreviver ao clima.

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

Quando a natureza nos dá comida, devemos aproveitá-la.

Vahşi manzaraları ve kalabalık şehirlerinde epik bir savaş veriliyor.

Através de paisagens selvagens e cidades fervilhantes, uma batalha épica está a ser travada.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

Embora as lontras selvagens estejam ativas durante o dia...

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

cria o ambiente perfeito para que os animais recuperem os seus hábitos.

Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.

Alguns fazendeiros estão usando burros para proteger suas ovelhas de cachorros selvagens.

Dev pasifik ahtapotları vahşi doğada beş yıla kadar yaşayabilir.

Os polvos-gigantes-do-Pacífico podem viver por até cinco anos na natureza.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

Conservacionistas estão a esforçar-se para salvar os rinocerontes selvagens.

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

Singapura é agora uma das cidades mundiais mais amigas da vida selvagem.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Sentir a vulnerabilidade da vida destes animais.

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

Quando a natureza nos dá comida, devemos aproveitá-la. O que vamos comer?

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

Comer algo selvagem é sempre um risco, e, agora, estamos em apuros.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

Mas é aí que vemos as diferenças subtis. E é aí que conhecemos a natureza.

- Vahşi hayatta tek başına yaşayabilir misin?
- Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?

- Você conseguiria sobreviver sozinho na natureza?
- Você sobreviveria sozinho na selva?
- Você sobreviveria sozinho no mato?

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,

Mas não desanime. Zonas remotas são complicadas. Agora que sabemos para onde é oeste,

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

lá dentro, Gubbi e outros agentes preparam grandes redes com a esperança de apanhar o fugitivo.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Por todo o mundo, os animais selvagens estão cada vez mais habilidosos a roubar refeições.

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Porque é que um animal selvagem, na sua rotina, tiraria algum proveito de uma estranha criatura humana que o visita?

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

No início, é difícil entrar na água. É um dos sítios mais selvagens e assustadores para nadar no planeta.

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

De acordo com o biólogo de vida selvagem, Dr. Wong Siew Te, o rinoceronte mais perigoso é o que se sente ameaçado.

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

Onde as nossas cidades albergam todos os tipos de vida selvagem, não só à noite, mas também durante o dia.