Translation of "Sistemi" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Sistemi" in a sentence and their portuguese translations:

Sistemi sikeyim.

Foda-se o sistema.

Ben sistemi bilmiyorum.

- Eu não conheço o sistema.
- Não conheço o sistema.

Ağalık sistemi kadın hakları

sistema de choro direitos das mulheres

Burada sistemi kontrol edeyim.

Vou checar o sistema.

Tom sistemi Mary'ye açıkladı

Tom explicou o sistema a Mary.

Havalandırma, sıcaklık ve nem sistemi

sistema de ventilação, temperatura e umidade

Şehirdeki ulaşım sistemi oldukça iyi.

O sistema de transporte naquela cidade é bom.

Hiçbir güvenlik sistemi güvenli değildir.

Nenhum sistema de segurança é infalível.

Eğitim sistemi, öğrencileri robota dönüştürüyor.

O sistema educacional está transformando estudantes em robôs.

Ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

o dinheiro do sistema religioso comerciante

Japon eğitim sistemi hakkındaki görüşünüz nedir?

Qual é a sua opinião sobre o sistema de educação japonês?

Japonya'nın eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

O que você acha do sistema de educação japonês?

Güneş sistemi oluşurken çok fazla gezegen vardı

havia muitos planetas no sistema solar

Hani Google'ın bir işletim sistemi varya Android.

Você sabe, o Google tem um sistema operacional Android.

Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

O sistema radicular da árvore estende-se por mais de trinta metros.

Bilgisayar sistemi saat sekizde otomatik olarak kapanır.

O sistema do computador desliga automaticamente às 8pm.

Tom, güneş sistemi hakkında bir makale okudu.

Tom leu um artigo sobre o sistema solar.

Hiçbir insanın bağışıklık sistemi bu virüs ile karşılaşmadı.

Nenhum sistema imunológico humano havia visto esse vírus antes.

Dünyada da bir çok ülke şu anda bu sistemi kullanıyor

muitos países do mundo estão usando esse sistema agora

Her zamankinden daha fazla bir sağlık bakım sistemi reformu gerekli.

Mais que nunca, precisamos da reforma do sistema de saúde.

Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

Há 10 tipos de pessoas no mundo: aquelas que entendem binário e aquelas que não entendem.

En büyük kabahat, Birleşik Devletler'de bankacılık sistemi kurup çalışmadan para kazanmak, öyle mi?

Porque a delinquência é, nos Estados Unidos, criar um sistema bancário e fazer dinheiro sem trabalhar.

Gıdaya para yardımı yaptı, eğitimi geliştirdi sistem, kıskanılacak bir sağlık sistemi inşa etti

Ele subsidiou a comida, melhorou o sistema educacional, construiu um sistema de saúde invejável

Tekrardan inşa için harcarken İsviçre harcamadı. Bu sayede tasarruf ettikleri paraları sistemi geliştirmek için kullandılar.

gastar biliões (em reconstrução). a Suíça não sofreu. E usaram todas essas poupanças