Translation of "Sağlıklı" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Sağlıklı" in a sentence and their portuguese translations:

Sağlıklı değilim.

- Não sou saudável.
- Não estou com saúde.

Sağlıklı görünüyorsun.

Você parece saudável.

Sağlıklı düşünmüyordum.

- Eu não estava pensando direito.
- Não estava pensando direito.

- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
- Anneannesi sağlıklı görünüyor.
- Babaannesi sağlıklı duruyor.

A avó dele parece sadia.

Sağlıklı bir kalp, sağlıklı bir hayata götürür.

Um coração saudável leva a uma vida saudável.

O çok sağlıklı.

Ela é muito saudável.

O sağlıklı görünüyor.

- Ele parece em forma.
- Ele parece saudável.

Erkek kardeşim sağlıklı.

Meu irmão é saudável.

Bu sağlıklı değil.

Isto não é saudável.

Tom oldukça sağlıklı.

- Tom é bem saudável.
- Tom estava bem saudável.

Tom sağlıklı görünüyor.

Tom parece ser saudável.

Tom sağlıklı düşünmüyor.

Tom não está pensando direito.

Bebeğimiz sağlıklı doğdu.

Nosso bebê nasceu saudável.

Çocukların sağlıklı görünüyorlar.

Seus filhos parecem saudáveis.

Dedem çok sağlıklı.

Meu avô está muito são.

- Neden sağlıklı yiyecek yemek önemlidir?
- Sağlıklı beslenmek neden önemlidir?

Por que é importante ter uma alimentação saudável?

Ben sağlıklı bir çocuktum.

Eu era uma criança saudável.

Sağlıklı bir kahvaltı yaptım.

Tomei um café da manhã nutritivo.

Bütün doktorlar sağlıklı mı?

Todos os médicos estão saudáveis?

Herkes sağlıklı olmak istiyor.

Todo mundo quer ser saudável.

Tom sözüm ona sağlıklı.

Supostamente, Tom é saudável.

Tom sağlıklı olduğunu söylüyor.

- Tom se diz saudável.
- Tom diz que é saudável.

Çok yürürüm, çünkü sağlıklı.

- Eu ando muito, pois é saudável.
- Eu caminho muito porque é saudável.

Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.

- Caminhar é uma forma saudável de exercício.
- Andar é uma forma saudável de exercício.

O, güçlü ve sağlıklı gözüküyor.

Ele parece estar forte e saudável.

Daha sağlıklı yiyecek yemen gerekiyor.

Você deveria estar comendo coisas mais saudáveis.

Onun sağlıklı bir bebeği vardı.

Ela teve um bebê saudável.

Nargile sigaradan daha sağlıklı mıdır?

- Narguilé é mais saudável que cigarro?
- Narguilé é mais saudável do que cigarro?

Granola barlarının sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

- Eu acho que as barras de granola são saudáveis.
- Acho que as barras de granola são saudáveis.

Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?

Comer com saúde custa mais caro?

Sağlıklı rekabet her zaman iyidir.

A competição saudável é sempre boa.

Ben o zaman sağlıklı değildim.

Eu não estava saudável naquela época.

Her zaman sağlıklı olmanızın nedeni odur.

É por isso que você sempre foi saudável.

Büyükbabası ilerlemiş yaşına rağmen oldukça sağlıklı.

O avô dele ainda é muito saudável para a idade que tem.

Büyükbabası yaşına göre hâlâ oldukça sağlıklı.

O avô dele ainda é muito saudável para a idade que tem.

O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.

- Ela tem um tipo de vida saudável.
- Ela tem uma vida saudável.

Her zaman sağlıklı yemek yemeye çalışırım.

Eu sempre tento comer alimentos saudáveis.

Vejeteryanlar dünyadaki en sağlıklı insanlardan bazılarıdır.

Os vegetarianos são algumas das pessoas mais saudáveis do mundo.

Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.

Exercito-me porque quero continuar saudável.

Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.

Ar fresco é necessário para uma boa saúde.

Tom'un sadece beş sağlıklı noktası var.

Tom só tem cinco vidas.

Yediğin şeyin sağlıklı olduğunu umut ediyorum.

Espero que o que você está comendo seja saudável.

- Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha fazla egzersiz yapman gerekir.
- Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha çok egzersiz yapmalısın.

Se quiser se manter saudável, deve fazer mais exercícios.

O yaşlanıyor ama her zamanki kadar sağlıklı.

Ele está ficando velho, mas está mais saudável do que nunca.

Sağlıklı insanların da maske kullanıp kullanmamaları gerektiği.

se pessoas saudáveis também ​​devem usá-las.

Sağlıklı olmak, varlıklı olmaktan çok daha iyidir.

É muito melhor ser saudável do que rico.

Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.

E esse é um egoísmo saudável que todos os seres vivos na natureza partilham.

Onun karısı bir bebek doğurdu, o sağlıklı doğdu.

Sua esposa deu à luz um bebê, que nasceu saudável.

Bu oğlanın güçlü ve sağlıklı bir vücudu var.

Este menino tem um corpo forte e saudável.

Tüm sağlıklı ekosistemler çok sayıda farklı türe ihtiyaç duyar.

Todos os ecossistemas saudáveis precisam duma variedade de espécies.

Kahvaltı için bir şişe Coke içiyorum. O sağlıklı mı?

Eu tomo uma garrafa de Coca no café da manhã. Isso é saudável?

Tom ne kadar az yerse o kadar sağlıklı olur.

Se o Tom comesse menos, ele seria mais saudável.

Annem beni daha sağlıklı bir diyet yemeye teşvik etti.

Minha mãe tentou me incentivar a fazer uma dieta mais saudável.

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

Estava tão fraco que não criava as cores vibrantes de um polvo saudável

Eğer Tom daha fazla sebze yerse, muhtemelen daha sağlıklı olur.

Se Tom comesse mais legumes, ele provavelmente seria mais saudável.

Yine de, covid-19 hastası ve sağlıklı arasındaki bu ayrım,

Entretanto, essa distinção entre doentes com COVID-19 e saudáveis

Doktorlar anne sütü ile beslenen çocukların genellikle daha sağlıklı olduğunu söylüyor.

Os médicos dizem que as crianças que foram amamentadas são geralmente mais saudáveis.

Sağlıklı bir insanın kalp atışlarındaki süre aralığı yaklaşık olarak 0,8 saniyedir.

O tempo entre as batidas do coração de um humano saudável é de aproximadamente 0,8 segundo.

- Tom formda görünüyor.
- Tom çok sağlıklı görünüyor.
- Tom turp gibi görünüyor.

Tom tem uma saúde de ferro.

Mary sadece az işlemden geçmiş yiyecekler yiyor. O çok sağlıklı olduklarını söylüyor.

A Mary só come comida natural. Ela diz que são muito saudáveis.

Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!

- Aconteceu um milagre! Tom está completamente saudável e não há mais nenhum rastro da doença.
- Aconteceu um milagre! Tom está completamente curado, não havendo mais qualquer vestígio da doença!

1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.

Nos anos 50 os finlandeses eram citados como aqueles que tinham uma das dietas alimentares menos saudáveis do mundo.