Translation of "Planlıyor" in Portuguese

- İşine başlamayı planlıyor.
- İşini kurmayı planlıyor.

Ele está pensando em começar seu próprio negócio.

Ne yapmayı planlıyor?

O que ele planeja fazer?

Tom ne planlıyor?

O que Tom está planejando?

Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?

Você pensa em ir para o exterior?

Tom yalnız gitmeyi planlıyor.

O Tom planeja ir sozinho.

O, arabayı almayı planlıyor musunuz?

Você planeja comprar esse carro?

Onlar bir parti vermeyi planlıyor.

- Eles planejam fazer uma festa.
- Elas planejam fazer uma festa.

Özel bir şey planlıyor muydun?

Você estava planejando algo especial?

Tom onu nasıl yapmayı planlıyor?

Como Tom planeja fazer isso?

Tom bizimle gelmeyi planlıyor mu?

O Tom está planejando vir conosco?

Tom öğretmenliğe devam etmeyi planlıyor.

Tom planeja continuar ensinando.

Kendi işine başlamayı planlıyor musun?

Você está planejando começar seu próprio negócio?

Bugünkü toplantıya katılmayı planlıyor musun?

- Você pretende comparecer na reunião de hoje?
- Você planeja comparecer na reunião de hoje?

Bir araba kiralamayı planlıyor musun?

- Você planeja alugar um carro?
- Vocês planejam alugar um carro?

Tom onu nasıl ödemeyi planlıyor?

Como Tom planeja pagar por isso?

Gerçekten onu yapmayı planlıyor musun?

Você está realmente planejando fazer isso?

Tom ne zaman gelmeyi planlıyor?

Tom sabia que não era uma boa ideia fazer isso.

Tom 20 Ekim'de dönmeyi planlıyor.

O Tom planeja voltar no dia 20 de outubro.

Tom nerede fotoğraf çekmeyi planlıyor?

Onde o Tom está planejando tirar as fotos?

- 10:00'a kadar çalışmayı planlıyor musun?
- Saat ona kadar çalışmayı planlıyor musun?

Planeja trabalhar até às 10:00?

Her iki kız üniversiteye gitmeyi planlıyor.

As duas meninas pretendem entrar na faculdade.

Ağabeyim bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

Meu irmão mais velho pretende trabalhar numa fábrica de medicamentos.

Tom bize yardım etmeyi planlıyor mu?

Tom pretende nos ajudar?

Tom ve Mary, Boston'a taşınmayı planlıyor.

Tom e Maria planejam se mudar para Boston.

Tom, Boston'a geldiğinde bizimle kalmayı planlıyor.

- Tom planeja ficar conosco quando ele vier de Boston.
- O Tom planeja ficar conosco quando ele vier de Boston.
- O Tom planeja ficar conosco quando vier de Boston.
- O Tom planeja ficar com a gente quando vier de Boston.
- O Tom planeja ficar com a gente quando ele vier de Boston.

Herkes farklı bir şey yapmayı planlıyor.

Todo mundo está planejando fazer algo diferente.

Tom üç hafta boyunca kalmayı planlıyor.

- Tom planeja ficar três semanas.
- Tom planeja por ficar três semanas.

Tom araçla Boston'dan Chicago'ya gitmeyi planlıyor.

Tom planeja dirigir de Boston a Chicago.

Bir araba satın almayı planlıyor musun?

- Planeja comprar um carro?
- Planejam comprar um carro?

Tom pazartesi günü Mary'yi görmeyi planlıyor.

Tom planeja ver a Mary na segunda.

Tom gelecekte daha dikkatli olmayı planlıyor.

Tom pretende ser mais cuidadoso no futuro.

Tom başka bir araba almayı planlıyor.

- O Tom planeja comprar um outro carro.
- Tom planeja comprar outro carro.
- Tom planeja comprar um outro carro.

Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlıyor.

Tom pretende se encontrar com Maria no aeroporto.

Tom Mary için bir sürpriz parti planlıyor.

O Tom está planejando uma festa surpresa para a Mary.

Tom Fransızca konuşan birini işe almayı planlıyor.

O Tom pretende contratar alguém que fale francês.

O, pazartesi günü eve dönmeyi planlıyor mu?

Ela pretende voltar para casa na segunda-feira?

Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.

- Ainda que esteja doente, o Tom está planejando ir para a escola.
- Embora esteja doente, o Tom tenciona ir à escola.
- Apesar de estar doente, o Tom está com a intenção de ir à escola.
- Mesmo estando doente, o Tom pretende ir à escola.
- Não obstante esteja doente, o Tom está com vontade de ir à escola.

İngiltere başbakanı David Cameron istifa etmeyi planlıyor.

David Cameron, primeiro ministro britânico, pretende renunciar.

Tom, Mary ile Avustralya'ya bir gezi planlıyor.

O Tom está planejando uma viagem para a Austrália com a Mary.

Tom ve Mary aynı adaya oy vermeyi planlıyor.

Tom e Maria pretendem votar no mesmo candidato.

Tom ne olacağını görmek için etrafta dolanmayı planlıyor.

Tom pretende ficar por aqui para ver o que acontece.

Siz ve Tom hâlâ bunu yapmayı planlıyor musunuz?

Você e o Tom ainda estão planejando fazer isso/aquilo?

Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?

Você planeja se juntar a nós para uma bebida depois?

Tom bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamayı planlıyor.

Tom planeja viver em Boston durante mais de um ano.

Bu hafta sonu Tom ve Mary, John ve Alice ile iki çiftli bir randevuya gitmeyi planlıyor.

Neste fim de semana, Tom e Mary têm planos de ir a um encontro duplo com John e Alice.