Translation of "İnanmak" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "İnanmak" in a sentence and their portuguese translations:

Buna inanmak zor.

Isso é difícil de acreditar.

Ona inanmak istiyorum.

Quero acreditar nisso.

Ona inanmak zorundasın.

Você tem de acreditar nisso.

İnanmak neredeyse imkansız.

É quase impossível de acreditar nisso.

Sana inanmak zor.

- Isso é dificil de acreditar.
- É difícil acreditar em você.

Ona inanmak benim salaklığımdı!

Foi tonto de minha parte acreditar naquilo.

Senin hikayene inanmak zor.

Sua história é difícil de acreditar.

Hatalarımızdan öğrendiğimize inanmak istiyorum.

Eu gostaria de acreditar que aprendemos com nossos erros.

Tom bana inanmak istemedi.

Tom não quis acreditar em mim.

Biliyorum, buna inanmak zor.

Eu sei que é difícil de acreditar.

Insanların söylediğine inanmak zorunda kalıyorsunuz

você tem que acreditar no que as pessoas dizem

Herkes hayallerin gerçekleşebileceğine inanmak istiyor.

Todos gostariam de acreditar que os sonhos podem se tornar realidade.

Tom'un bunu gerçekten yaptığına inanmak zor.

É difícil acreditar que Tom realmente fez isso.

Tom'un bize gerçeği söylediğine inanmak istiyorum.

Gostaria de acreditar que Tom nos contou a verdade.

- Ne gördüğümüze inanmak mı yoksa inandığımızı görmek mi?
- Gördüğümüze mi inanmak, yoksa inandığımızı mı görmek?

Crer no que vemos, ou ver aquilo em que acreditamos?

"Bunun, grip virüsü gibi sonuçlanacağına inanmak istiyorum."

"Prefiro acreditar que isso acabará mais como o vírus da gripe".

O böyle bir şey inanmak için aptal olmalı.

Ele deve ser estúpido para acreditar em tal coisa.

- Buna inanmam zor.
- Buna inanmak benim için zordur.

É difícil pra mim acreditar nisso.

- Bana inanmalısın.
- Bana inanmak zorundasın.
- Bana inanman gerekiyor.

- Você tem que acreditar em mim.
- Você tem de acreditar em mim.

Tom'un, Mary'nin ona aşık olduğunu fark etmemesine inanmak zor.

É difícil acreditar que Tom não estava ciente de que Mary estava apaixonada por ele.

Her şeye inanmak zayıflıktır ve hiçbir şeye inanmamak aptallıktır.

Acreditar em tudo é fraqueza e não acreditar em nada é tolice.