Translation of "Havanın" in Polish

0.011 sec.

Examples of using "Havanın" in a sentence and their polish translations:

Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.

Receptory w jego pysku „smakują” powietrze.

Havanın çok güzel olması şanstır.

Jakie to szczęście, że pogoda jest tak piękna.

Yarın havanın iyi olacağını umuyorum.

Mam nadzieję, że jutro będzie ładna pogoda.

Yarın havanın iyi olmasını umalım.

Miejmy nadzieję, że jutro będzie ładna pogoda.

Yarın havanın açık olacağını ümit ediyorum.

Mam nadzieję, że jutro pogoda się poprawi.

Havanın yarın açıp açmayacağını merak ediyorum.

Przejaśni się jutro?

Havanın yarın nasıl olacağını merak ediyorum.

- Zastanawiam się jaka jutro będzie pogoda.
- Ciekawe jaka będzie jutro pogoda.

Yarın havanın nasıl olacağını söylemek zor.

Ciężko powiedzieć, jaka będzie jutro pogoda.

Yarın havanın iyi olacağını düşünüyor musun?

Myślisz, że jutro będziemy mieć dobrą pogodę?

Öğleden sonra havanın açık olacağını düşündüm.

Myślałem, że będzie posprzątane po południu.

Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.

To oznacza, że w nocy całe zimne powietrze ma gdzie opaść.

Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.

Ciężko jest przewidzieć jutrzejszą pogodę.

Bu havanın devam edip etmeyeceğini görmek ilginç olacaktır.

Ciekawe, czy ta pogoda się utrzyma.

John temiz havanın iyi bir şey olduğundan emin.

John jest przekonany, że świeże powietrze to dobra rzecz.

Ben bugün havanın görünümünü sevmiyorum. Hanami partisinin iptal olabilmesinden endişeliyim.

Nie podoba mi się dzisiejsza pogoda. Obawiam się, że przyjęcie hanami może zostać odwołane.

Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.

ale lepiej ominąć te góry. Tam pogoda będzie gorsza.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

Tą drogą idzie się powoli, co stanowi problem dla lekarstwa w tym upale.