Translation of "Izin" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Izin" in a sentence and their chinese translations:

- Açıklamama izin verin.
- Açıklamama izin ver.

让我解释。

Denememe izin ver.

- 让我试试。
- 让我来。

Gitmeme izin verdiler.

他們讓我走。

Gitmeme izin ver.

請允許我去。

Bir izin gereklidir.

需要准许。

Bugün izin alabilirsin.

你今天可以休假一天。

Lütfen yarın bir gün izin almama izin verin.

明天请让我放一天假。

- Araba sürmesine izin verme.
- Araba sürmesine izin vermeyin.

不要让她开车。

- Beni unutmalarına izin verme.
- Beni unutmalarına izin vermeyin.

别让他们忘了我。

- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.

讓我看看。

- Biz onun köpeğe bakmasına izin verdik.
- Köpeğe bakmasına izin veriyoruz.
- Köpeğe bakmasına izin veririz.

我們讓他養狗。

- Senin arabanı sürmesine izin verme.
- Arabanızı sürmesine izin vermeyin.

别让她开你的车。

- Onların onu yapmasına izin veremeyiz.
- Onu yapmalarına izin veremeyiz.

我们不能让他们那么做。

- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

容許我向您介紹Mayuko。

Yarın benim izin günüm.

明天是我的休息日。

Biraz izin verir misiniz?

不好意思,我失陪一下。

Hava izin verirse, gelirim.

如果天气允许的话,我就去。

Kalemimi kullanmana izin vermeyeceğim.

我不允许你用我的钢笔。

İçeri girmeme izin ver.

让我进去。

Onu denememe izin verin.

让我试试。

Bir gün izin almalısınız.

你应该休息一天。

Kendimi tanıtmama izin verin.

請允許我自我介紹一下。

Ebeveynlerim çıkmama izin vermeyecek.

我父母不让我和男生约会。

Alkol almama izin verilmez.

未经许可,我不能喝酒。

Sana vurmasına izin verme.

别让他打到你。

- Konuşmama izin verin.
- Konuşayım.

让我说吧。

Köpek girmesine izin vermeyin.

别让狗进来。

Karar vermene izin vereceğim.

我让你来决定。

Havuçları kesmeme izin ver.

- 胡萝卜我来切吧。
- 讓我來切胡蘿蔔。

Ona dokunmasına izin verme.

不要让他碰它。

Tansiyonunu ölçmeme izin ver.

讓我量量你的血壓。

Lütfen gitmeme izin verin.

- 請讓我走。
- 請允許我去。

Başkasını denememe izin ver.

让我试试别的。

Onu yapmama izin ver.

让我去做。

Düşmanın yaklaşmasına izin vermeyin.

不让敌人靠近。

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

不准在圖書館裡談話。

Köpeğe dışarı izin vermeyin.

别把狗放出去。

Geçmeme izin verebilir misin?

能让我过去吗?

Tom'un yaşamasına izin ver.

給湯姆活路!

Tom'un ölmesine izin verme.

別讓湯姆死了。

Tom'un gitmesine izin verme.

别让汤姆走了。

Bunu yapmana izin vermeyeceğim.

我不会让你做那事。

- Kalalım.
- Kalmamıza izin ver.

让我们留下。

Odadan çıkmama izin verdi.

他让我离开房间。

Biraz dinlenmene izin vermeliyiz.

我们应该让你休息一下。

- Şimdi gitmeme izin verir misiniz, lütfen?
- Lütfen gitmeme izin verir misin?

可否请你现在让我走?

Babam yüzmeye gitmeme izin verdi.

爸爸准许我去游泳。

Sinemada sigara içmeye izin verilmez.

電影院內不准吸煙。

O bir hafta izin aldı.

他休了一周的假。

Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.

不要让机会溜走。

Bunun tekrar olmasına izin verme.

不要再让这种事发生了!

Oraya gitmeme izin verir misin?

您允许我去吗?

Erken gitmesi için izin verildi.

他被批准早退。

Lütfen oyunu denememe izin verin.

請讓我試試這個遊戲吧。

Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.

不要流露你的感情。

Onun seni ısırmasına izin verme.

別讓他咬你。

Tom cuma günü izin aldı.

汤姆星期五闲着。

Bir dakika düşünmeme izin ver.

讓我想一想。

Biz bunu yapmana izin veremeyiz.

我们不能让你做。

Bunu Tom'a açıklamama izin ver.

讓我跟湯姆說明。

Köpeğin içeri girmesine izin vermeyin.

别让狗进来。

Çocukların caddede oynamalarına izin verme.

不要让孩子们在街上玩耍。

Bize biraz izin verir misiniz?

你可以等我们一下吗?

Tom'un sana söylemesine izin vereceğim.

我会让汤姆告诉你。

Onların karar vermesine izin ver.

讓他們決定。

Niçin bir günlüğüne izin almıyorsun?

你為什麼不請一天假?

Burada sigara içmeye izin verilmez.

这里不允许抽烟。

Burada sigara içmene izin verilmez.

这里禁止吸烟。

Burada sigara içmeye izin verilmiyor.

这里不允许抽烟。

Babam onunla evlenmeme izin vermedi.

我父亲不允许我嫁给他。

Tom'un yere uzanmasına izin verme.

别让汤姆躺在地板上。

Görünüşlerin seni aldatmasına izin verme.

不要被外貌蒙蔽了。

Babam onunla evlenmeme izin vermeyecek.

我父亲不允许我嫁给他。

Bunu halletmeme izin vermen gerekiyor.

你要让我来解决。

Onların bizden öğrenmesine izin ver.

- 让他们受业(于我们)
- 让他们向我们学习。

Sana yardım etmesine izin ver.

让我帮助你们啊!

Çocukların yolda oynamasına izin vermeyin.

别让孩子们在马路中间嬉戏。

Burada sigara içilmesine izin verilmez.

这里不允许抽烟。

İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.

希望你父母會讓我們結婚吧。

Lütfen resmini çekmeme izin ver.

請讓我為你拍照。

Bu konuda düşünmeme izin ver.

让我想一想。

Onların sizi aldatmasına izin vermeyin.

別讓他們耍了你。

Onu yapmana asla izin vermeyeceğim.

我絶不會讓你去做。

- O onun yalnız gitmesine izin verdi.
- O ona yalnız gitmesi için izin verdi.

她允许他一个人去。

- Onu deneyeyim.
- Onu denememe izin ver.

让我试试。

Geçen hafta bir gün izin aldım.

上週我休了一天的假。

Onun, sizin telefonlarınızla oynamasına izin vermeyin.

別讓他玩你的手機。

- Onun koşmasına izin verme.
- Onu koşturma.

別讓他跑。

Tom'un buna dahil olmasına izin veremeyiz.

我們不可以把它告訴湯姆。

Buraya park etmek için izin aldık.

我們有在這裡停車的許可。

Tom işten bir gün izin alıyor.

汤姆在休一天假。

Onun buraya tekrar gelmesine izin vermeyeceğim.

我不會再讓他來這裡。

Kate'e eve gitmesi için izin verdim.

我准許凱特回家。

O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.

不让敌人靠近。

Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek.

他们不会允许我们进花园的。

İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.

要是我知道会发生这种事,那我死活不同意。