Translation of "Uzun" in Korean

0.027 sec.

Examples of using "Uzun" in a sentence and their korean translations:

Birçok uzun yürüyüşte,

수많은 고민과 고뇌를 하며

Burada uzun süre kalmayacaklar

하지만 오래 있게 하지 않을 거예요.

Umarım çok uzun yaşarım.

제가 오래 살 수 있었으면 좋겠어요.

uzun dönemli olgularla bırakılır.

장기적인 엘니뇨 현상으로 나타납니다.

Yeni Ay uzun sürmez.

‎초승달은 오래가지 않습니다

Ama çok uzun sürdüremiyor.

‎그러나 오래 버틸 순 없습니다

Çok uzun süren ilişkiler?

끝이 빤히 보이는 연애질?

Uzun vadeli değişim için olmalı

장기적인 관점에서 추진되어야 하며

Daha uzun, daha mı yakışıklıyız?

더 키 크고, 잘생겨서 일까요?

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

오랫동안 생각해보지 않았던 것들에 대해서요.

Bana uzun süren hoşnutluk hissettiriyordu.

오래도록 지속될 것 같은 행복감을 느꼈습니다.

Binanın içi 1,5 kilometreden uzun.

이 빌딩의 길이는 1.6km가 넘습니다.

Bunu uzun bir süre unutmuştum.

저는 이 기억을 오랫동안 잊고 있었습니다.

Artıklar açlıklarını uzun süre bastırmayacaktır.

‎찌꺼기로는 얼마 안 가 ‎또 허기가 찾아오겠죠

Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.

‎어둠을 헤치고 ‎멀리까지 가는 울음소리죠

Uzun süredir su altında olduğumdan,

‎저는 잠수 시간이 꽤 오래돼서

Tekelde o kadar uzun süre tutunur.

회사들은 독점권을 더 오래 유지할수 있습니다.

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

한참을 올라가야겠네요

Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.

뛰어내리자고요? 굉장히 높은데요

Bu kurdu uzun süre uzak tutamayız.

늑대와 오래 대치할 순 없습니다

Yirmi yıldan uzun bir süre sonra,

20년보다 더 많은 시간이 지난

Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.

그 일로 인해 저는 오랫동안 미소를 지었습니다.

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

하지만 장기적 관점에서 기후는 안정적이지 않습니다.

Aşağıya kadar uzun bir yol var.

엄청나게 높습니다

En fazla biraz daha uzun sürer.

대신 시간이 조금 더 걸리긴 하겠죠.

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

‎해외에서 오래 일하다 보니 ‎"크레이그 포스터" ‎너무 지쳐 버렸죠

Bunu düşünüp anlamam çok uzun sürdü.

‎문어의 행동을 이해하는 데 ‎한참 걸렸죠

Sonra uzun randevular ve pahalı ücretler...

그리고 긴 예약과 비싼 수수료가 있다.

Bu, uzun zamandır sosyal ilişkilerde size oluyor.

이 일은 당신의 사회생활에서 지속적으로 일어났던 일이에요.

Ancak uzun vadede her zaman işe yaramaz.

하지만 길게 보면 약이 항상 효과있는 것은 아닙니다.

40 yıl veya daha uzun bir süre.

40년 또는 그보다 오래도록요.

çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.

다른 카드보다 그 카드를 더 오래 보여주거든요.

Yani vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

그리 오래지 않아 제 심부 체온이 회복됩니다

Bu kurdu çok uzun süre uzak tutamayız.

늑대와 오래 대치할 순 없습니다

Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.

헬기 아래 기다란 줄에 뭔가 매달려 있네요

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

맷: 만약 침대에 누운 상태로 오랫동안 잠에 들지 못하면

Mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım,

최대한 열린 마음으로

Ayrıca o kadar uzun zamandır inceleme yapmıyoruz.

사실 우리가 그리 오랫동안 지켜보지도 않았거든요.

Ve uzun süre ayakta kalacak bir binadır.

아주 오랫동안 남을 건물입니다.

Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.

‎몸길이가 겨우 3cm인 ‎헌츠먼거미에겐 먼 길이죠

Ondan iyi uzun mesafeli tohum saçıcı bulamazsınız.

‎씨앗을 가장 멀리 ‎퍼뜨리는 동물입니다

Uzun mesafeler yürümem gerekecek, bu tarafa doğru.

제법 걸어가야 합니다 저쪽으로요

Hem de uzun vadeli testler yapmamız gerek.

몇 년이 지나도 흑색종이 생기지 않는다는 걸 확인해야죠

Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi

다행스럽게도 오래 걸리진 않았어요.

Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.

‎숨을 더 오래 참을 수도 있습니다

Ve yaşayacağımızdan daha uzun bir yaşamı tanımamızı gerektiriyor.

우리의 삶은 계속 이어진다는 것을 깨닫게 하죠.

öğrencilerin zor kısımlarla uzun süre vakit geçirmesi gerekiyor.

모든 걸 연결하여 수학의 매력을 느끼게 될 겁니다.

Zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

그만큼 수학을 오래 공부했기 때문이라는 것을요.

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

그런데 보세요, 이 앞에는 참억새풀이 벽처럼 자랐네요

Uzun otlar Orta Amerika boyunca her yerde bulunur.

이런 참억새풀은 중앙아메리카 곳곳에서 볼 수 있습니다

Güzergâhı siz seçin, uzun otlar mı? Bataklık mı?

어디로 갈지 고르세요 참억새풀입니까, 늪입니까?

Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.

갈 길이 머네요 저기 있어요

Ama aslında sadece kazıyoruz, ellerinizi kullanırsanız uzun sürmeyecektir.

그냥 눈을 파냅니다 손으로요, 오래 걸리지 않아요

Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.

면은 밝게 타오르지만 오래가진 못하거든요

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

그리 오래지 않아 제 심부 체온이 회복됩니다

Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.

그러자 마치 나 때문에 살아난 양 울음을 떠트렸습니다.

Soldaki resimde uzun zaman önce kullanılan Menil Collection'ı

왼쪽은 메닐 콜렉션 박물관입니다.

Ama sonradan sohbette sürekli uzun çizgiler yollamaya başladı

하지만 그는 갑자기 대화창에 가로줄을 남발하기 시작했습니다.

...Meksika uzun dilli yarasası çiçeklerin yerini tespit eder.

‎멕시코긴혀박쥐는 꽃을 찾습니다

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

‎앞으로 이어질 기나긴 어둠은 ‎어미 곰의 끈기와 능력을 ‎시험할 것입니다

Uzun kış gecesinde aile kurmak için mükemmel yer.

‎긴긴 겨울밤 동안 ‎새 가족을 꾸리기에 ‎이보다 더 좋은 곳은 없습니다

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

‎하지만 더 북쪽에선 ‎어둠이 그보다 조금 더 ‎오래 버티죠

uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya başladığında insanların

사람들이 왜 법을 지키느냐를 연구하다

Bunu çok ama çok uzun zaman önce öğrenmiştim.

저는 그걸 아주 오래전에 배웠습니다.

Birçok endişesi arasında güvenlik vardı uzun, açık yanları.

많은 깊어가는 걱정거리들은 그의 길고 노출된 측면의 안전에 관한 것이었다.

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

‎그렇게 성큼성큼 걸어가 버려요 ‎두 다리로 서서요

Bu adam bunu uzun bir süre önce kanıtladı.

이 사람은 아주 오래전에 수학적으로 이를 증명하였습니다.

Bu, 2000 yıldan uzun süreyle, sihrin en eski numarası

이건 거의 2천년 이상 된 오래된 마술입니다.

Belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,

각각에 끈이 걸려 있죠. 하나는 길고, 하나는 짧습니다.

Öfke, olumlu değişimler yaratmak konusunda uzun bir tarihe sahip

역사적으로 분노는 긍정적인 변화를 가져오는데 항상 기여해왔습니다.

Burada ne kadar uzun süre kalırsam o kadar üşür

오래 빠져 있을수록 체온은 떨어지고

uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.

제가 오래 살 확률은 약 35% 정도라고 했습니다.

Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.

여기엔 개인적이고 정치적인 긴 이야기들이 있습니다.

uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.

나치 수용소에서 살아 남았지요.

Fakat eğer orada uzun bir süre kalacaksanız, keşfe çıkın.

하지만 오래 있을 거라면 탐색하세요.

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

최종 접근한 정보 조각이 오래되었다면

üstelik bu hapis cezası üç kat daha uzun oluyor.

징역 기간은 3배가 더 깁니다.

Neredeyse vücutları kadar uzun dilleriyle derinlerdeki şekerli nektarı çekerler.

‎그리고 거의 제 몸만 한 ‎긴 혀를 이용해서 ‎달콤한 꿀을 깊숙이 핥아먹죠

60 yıldan uzun süren uluslararası çalışma bize gösterdi ki;

60년 이상 전세계적으로 연구를 통해

Irkçılık benim için bir bilmece olarak kaldı uzun bir zaman.

오랜 시간 동안, 인종차별주의는 저에게 하나의 퍼즐이었습니다.

Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.

벌써 더워집니다 이 더위 아래에서는 그리 오래 버틸 수 없습니다

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

하지만 전갈 한 마리 찾자고 이 넓은 사막을 수색하기엔 시간이 오래 걸리겠죠

Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.

벌써 더워집니다 이 더위 아래에서는 그리 오래 버틸 수 없습니다

Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.

‎오직 어미와 새끼만이 ‎오랫동안 함께 지냅니다

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

‎하지만 이런 짧은 다리로는 ‎높은 담을 오를 수도 없고 ‎혼잡한 도로를 건너지도 못합니다

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

‎이때쯤이면 ‎게잡이원숭이 대부분이 ‎곧 잠들 시간이죠

Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.

‎7주만 지나면 모든 새끼가 ‎날 수 있게 될 겁니다

Rudy uzun bir süre sustu ve o hastalığın 15 yıl önce

루디는 잠시 동안 말이 없다가,

Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.

차극은 길고 손가락처럼 생긴 부속물로 끝에 작은 이빨 3개가 달렸습니다

İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.

이 정글의 더위에서 약품은 오래가지 않습니다 따라서 시간이 중요하죠

Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.

좋은 생각이 아니었어요 면은 별로 오래 타지 않거든요

Geçirdiği kazadan uzun yıllar sonra bazı hareket ve duyguları geri döndü.

사고 발생 수년후 어느 정도 운동 능력과 신체 감각을 회복했습니다.

Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.

‎지구의 광활한 지역이 ‎얼어붙기 시작하죠 ‎밤은 하루하루 길어집니다

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

‎그래도 지금만큼은 ‎북극곰 가족은 ‎지구에서 가장 긴 밤을 견디고 ‎무사히 살아남았습니다