Translation of "Hep" in Korean

0.118 sec.

Examples of using "Hep" in a sentence and their korean translations:

Bu beceriye hep sahiptiniz.

여러분은 항상 해낼 능력을 가지고 계셨습니다.

Hep tekerlekli sandalye kullanmadım.

전엔 휠체어를 타지 않았어요.

Neredeyse hep Adam Sandler'dır.

대부분 항상 아담 샌들러였어요.

Bu hep böyle oldu.

항상 그랬습니다.

Konuyu hep yanlış anladık.

우리는 지금껏 전부 잘못해왔습니다.

Krizi hep beraber atlatabiliriz.

우리는 이 위기를 다함께 극복할 수 있습니다.

Çocukken bunu hep yaparız.

우리가 어릴 때는 항상 그랬어요.

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

기력이 빠질 만도 하죠.

Hep birlikte ihtimal tasarımlarını içeriyorlar.

이런 것들이 모여 미래의 청사진을 제시하죠.

Sanırım hep tanımak istediğim sendin.

내가 모든 것을 알고 싶었던 것은 당신이라는 것을

Onu seven bizler tarafından hep hatırlanacak.

그는 그를 좋아했던 우리들에게 항상 기억될 것입니다.

Güneş etrafındaki bu yolculukta hep birlikteyiz.

우리는 태양 주변을 맴도는 이 여행을 함께하고 있습니다.

Büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.

그것은 저희 할머니께서 항상 하셨던 말씀과 같아요.

Ki ben haklıyım çünkü hep haklıyımdır,

그런데 제가 옳아요. 전 늘 옳은 말만 하거든요.

Ama dünya hep var olacak, dedi.

지구는 이곳에 머물러 존재한다고 그녀는 말했습니다.

Benim gidecek bir yerim hep olacak

내가 가야할 곳은 있을 거예요.

Ancak ben buna hep devam ettim

그리고 저는 끊임없이 제 안의 저를 발견하기 위해 애썼죠.

hep saygısız olan bir doktordan bahsetti.

특히 신입 직원과 간호사에게요.

Hep aynı soruyu sordu, ''Onu hissediyor musun?''

그는 계속해서 같은 걸 물었다. '너도 느껴져?'

Şimdi hep birlikte küçük bir deney yapalım.

그래서, 작은 실험을 하나 해볼까 합니다.

Büyük gölün coşkulu sularındaki kıpırtılar hep birlikte

거대한 호수의 멈추지 않는 물결이

hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.

모든 과목에서 1등급이었는데

Dünyanın olduğu gibi çalışması beni hep çok büyüledi.

항상 세상이 정확히 어떻게 돌아가는지에 매료되어 있었습니다.

Patlamaları hep sevmişimdir. Ama barutun tehlikesi de yok değil.

있죠, 저는 폭파를 좋아해요 하지만 화약은 위험이 안 따를 수가 없죠

Ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

갑자기 모든 것이 엄청 분명해졌죠.

Ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için

산모는 손을 뻗어 간호사의 손을 잡았습니다.

Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı ve hayatta kalmaya da devam edecek.

이것이 바로 이야기가 생존하는 방식입니다.