Translation of "Belki" in Korean

0.022 sec.

Examples of using "Belki" in a sentence and their korean translations:

Belki bazen.

아마도 가끔은요.

belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

50년 후, 100년 후에는

Belki de değil.

‎아닌가 봅니다

Belki de almazsınız.

아마 아닐 겁니다.

Belki şöyle diyorsunuz,

어쩌면 그냥

belki bir araya koymaya.

합쳐 보려고도 하죠.

Belki bir ateş yakabiliriz

여기 불을 피워도 되겠어요

Belki bir leş falandır.

아마 시체 같은 거요

belki de bir engel.

물론 장벽이 있긴 합니다.

Ve belki, belli noktaya kadar

그리고 어쩌면, 어느 정도는,

Belki bir leş falan bulmuşlardır.

아마 시체 같은 거요

Belki benim gibi sizlere de

제가 그랬듯 여러분도 배우셨을텐데,

Hatta belki sağlık lensiyle bakmalıyız.

의학적 관점으로까지요.

belki de işimizi kaybetmemek için.

심지어 일자리를 바랄지도 모르죠.

"belki sana bir şarkı söyleyerek"

어쩌면 제가 당신 곁에서 도우며 또 노래도 불러주고,

Belki de beklediğimiz kestirme yol burasıdır.

저게 우리가 바라던 지름길일지도 몰라요

Belki de bana bir şans vereceklerdi.

아마도 제게 기회를 줄 거라고 생각했었습니다.

Ay'ı açıklamanın yolu belki de buydu.

아마도 이것이 달의 기원을 설명할 방법일 테니까요.

Bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."

사람들이 저도 다르게 대할 거예요."

Belki bu beni biraz taraflı yapıyor

그 경험으로 제가 편견을 가지고 있을지도 모르겠습니다만,

belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları

신약, 새로운 교통 수단

Veya belki de girişteki ışık anahtarı

아니면 현관 전등 스위치는

Belki de pek çok gezegenin kaderinde

하지만 많은 행성들의 운명은

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

네, 해양 청소는 헛된 노력일 수도 있습니다.

Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.

‎어쩌면 오랑우탄은 우리 생각보다 ‎더 야행성일지도 모르겠습니다

Havalimanı. Belki bunu tekrar denemeniz gerek.

비행장입니다 다시 시도하시는 게 좋겠네요

Belki de WWE tecrübem ideal değildi.

WWE에서 제가 한 경험은 최고의 것은 아닐지도 몰라요.

çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.

왜냐면 모두 아실지 모르겠지만 제가 감정적으로 불안정 하거든요.

Belki de bu, insanlar için muhteşem olabilir.

그것이 어쩌면 인간에게 있어서 멋진 일일지도 모릅니다

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

세계 여행을 꿈꿀 수도 있어요.

Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman

하지만 더 좋은 방법이 있을지도 모릅니다.

Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.

그러다 바위 같은 데 목줄이 걸렸겠죠

Belki bir akrep gelip böcekleri yemek ister.

그럼 곤충을 먹으러 전갈이 올지도 모른다고요

Akıllı bileklikler gibi değil, belki bazılarınızda vardır

여러분 중에도 착용하고 계실 운동량 기록 장치와 다르지 않죠.

Belki de beyin aktivitelerimizi ticari şekillerde kullanırız;

우리의 두뇌 활동에 대한 정보를 주고

Ya da belki Wall Street'teki kalpsiz tipler?

혹은 아마 무정하고, 욕심 많은 월스트리트 유형이겠지요, 맞나요?

Ama belki Portekiz'in küçük bir adası olabilir.

포루투갈 근처 작은 섬에 불과했다는 것이죠.

1.000 kilometrekarede belki sadece on tane vardır.

‎아마도 1,000㎢ 안에 ‎열 마리 남짓 있으려나요

Belki iç çamaşırınızı feda etmeniz gerekebilir. Pekâlâ.

잠깐이면 됩니다 팬티를 포기할게요 좋습니다

Ve belki de ilişkimiz bakımından en önemlisi

이 관계에 있어 가장 중요한 것은

belki bu sefer sadece yiyecekten ibaret olmaz.

공원은 음식을 얻는 장소만이 아닐 수도 있다.

Belki de astronot veya roket bilimci olmak istemiştiniz.

우주 비행사나 로켓 과학자를 꿈꾸거나

Neyse ki belki de bunu yapmak zorunda değiliz.

다행히도, 우리는 그럴 필요가 없습니다.

Belki de geleceğin sosyal medyası daha iyi olacaktır.

미래의 SNS는 더 나을지도 몰라요.

Ve belki de uzmanlık alanınızın dışında olsa da

그 문제가 여러분의 전공과 관련한 것이 아니더라도

Hayır, oraya ulaşamıyorum. Belki bir dahaki sefer ulaşabilirim.

아뇨, 안 잡히네요 다음번에는 잡히겠죠

Belki de benim görevim; evrenin bana gösterdiklerini dinlemek

대신 내 일은 아마 우주가 내게 보여주는 걸 듣고

Belki de bu, gözden ve gönülden uzak mikroplar

어쩌면 이 눈에 보이지 않는 미생물은

"Şanslıysak belki bir gün" diye bir şey yok.

"운 좋으면 언젠가는" 라는 식이 아니라

Bunlar iyi insanlardı, belki de çok iyi çalışanlardı

좋은 사람이었던 사람은 아마도 더 좋은 직원이겠지만,

Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.

‎낮에 먹이를 충분히 구하기에 ‎어려움을 겪고 있는지도 모르고요

Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.

강한 햇빛을 이용할 수 있을지 어디 한번 볼까요

Belki de sahtecilik pek kurbanı olmayan bir suçtur?

모조품 유통이 피해자 없는 범죄이기 때문에?

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

그래서 지금은 이전 같은 질문을 묻지 않습니다.

Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.

어쩌면 그는 화가 나서 말한 것이 아니었을 수도 있고

Ancak bugün, belki de eski filozoflarımıza bir övgü olarak

하지만 오늘날 우리는 고대의 철학자들에 대한 예찬으로서

Diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az

사람들과 교류하고

Ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.

어린 아이가 도로로 뛰어드는 일이 있기도 하죠.

Belki de daha önce bunun gibi bir köpek görmüşsünüzdür

여러분은 이런 개를 본적이 있거나

Yetki sizde. Hadi bu halatı bağlayalım. Belki şunun çevresine.

결정은 당신 몫이니까요 로프를 묶읍시다 이쯤에 묶을까요?

Belki bir akrep de gelir ve böceklerle beslenmeye çalışır.

그럼 그 벌레들을 잡아먹으려고 전갈이 올지도 모르죠

Sonra belki bir akrep gelip o böcekleri avlamak ister.

그럼 곤충들을 먹으러 전갈이 올지도 모른다고요

Belki de bu noktada saf bir idealist olduğumu düşünüyorsunuz?

혹은 제가 이상주의자라고 생각하시나요?

belki de "Dancing with the Stars" hoşunuza gidiyordur veya

아마도 "댄싱 위드 더 스타"같은 쇼나

Belki de daha gelişmiş ve daha düşmanca bir komşuyla

아니면 그들은 위험에 직면하길 원하지 않을지도 모르겠는데요.

Fakat belki de daha muhteşem olan başka bir sebep vardır.

이보다 더 놀라운 이유가 또 있습니다.

Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.

‎저와의 상호 작용이 ‎놀랍게도 즐거웠나 봐요

Ve bazı yazarların onları yazarken aylar, belki de yıllar harcadığını biliyordum.

작가들이 글을 쓰기 위해 몇 달 혹은 몇 년의 시간을 보냈다는 걸 알았어요.

Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.

이 세상 모든 바다를 합쳐도 이곳의 양에는 미치지 못할지도 모르죠.

Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.

‎그러나 그 이유는 ‎이제서야 밝혀지기 시작했습니다 ‎먹이를 유혹하기 위함일 수도 있고

Bu yüzden belki de kendimize karşı daha nazik olmaya başlamanın zamanı gelmiştir,

그래서 이제는 스스로에게 친절해져야 할 때입니다.

Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı

표범 주둥이가 바로 옆에 있었죠 오른쪽 귀 바로 옆이라

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

‎물결에 흔들리는 다시마나 조류를 ‎흉내 내려고 그러는 것 같아요

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‎그 빛을 이용하여 ‎사냥하는 것인지 모릅니다 ‎아니면 ‎그저 즐기는 것인지도 모르죠

belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

‎조개껍데기와 돌을 ‎100개쯤 얼른 줍더니 ‎공격에 취약한 머리를 ‎팔을 접어 감싸더군요