Translation of "Nefret" in Korean

0.004 sec.

Examples of using "Nefret" in a sentence and their korean translations:

Belirsizlikten nefret ediyoruz.

우리는 불확실성을 싫어합니다.

Bilmemekten nefret ediyoruz.

무지를 싫어하죠.

Nefret epostalarını siliyoruz.

혐오 이메일을 삭제하죠.

İşte bu nefret.

바로 증오감 때문인거죠.

Bu nefret mi?

그건 싫습니까?

Hepimiz nefret ediyoruz.

우리 모두는 싫어합니다.

O terimden nefret ediyorum.

저는 그 단어가 싫습니다.

Ama işten nefret ediyordum.

그 장사는 정말 재미없었어요.

Bunlar nefret değil mi?

그게 전부 싫어해서 그런 것 아닌가요?

Nefret dolu olan onlar.

그들은 증오감이 가득합니다.

Sınıf öğretmenim benden nefret etmişti.

저는 담임 선생님에게 매우 미움받았습니다

Ben eşek arılarından nefret ederim.

저는 벌을 끔찍히도 싫어합니다.

Sıçanlardan nefret ettiğimi söylemek istiyorum.

있죠, 저는 쥐가 싫어요

İlerlemenin sonuçlarından nefret etmiyorlar ama.

그런데 그것은 지식인들이 진보의 과실을 싫어해서가 아닙니다.

Daha nefret dolu hissetikçe de...

그리고 제가 더욱 증오심을 느낄 때는

nefret dolu bir dünya vardı.

이해하며 고치고 싶습니다.

Nefret hakkında bir kitap yazdım.

저는 증오감에 대한 책을 썼습니다.

Içimizdeki tüm nefret dolu düşüncelerle.

모든 형태로 나타나는 증오감의 생각들을 말이죠.

Belli gruplara karşı duyduğumuz nefret

그들 자체로 또는 그들이 믿는 것 때문에 생기는데요.

Bazen nefret mektupları evime de geliyordu.

어떨 때는 집으로 혐오 편지가 오기도 했어요.

Ancak kendimi nefret dolu görüşlerden uzaklaştırırken

하지만 전 증오가 담긴 시선에서 한 걸음 떨어져서

"Fakir insanlar kentsel dönüşümden nefret etmiyorlar.

"가난한 사람들은 젠트리피케이션을 싫어한다.

Nefret dolu bir canavardım ben aslında.

저는 정말 혐오스러운 괴물이었습니다.

Kendi söylediklerine göre İsraillilerden nefret ediyordu

바쌈은 이스라엘 사람을 싫어했었다고 말했습니다.

Bassam hâlâ İsraillilerden nefret etmediğini söylüyor,

그는 이제 이스라엘사람들을 싫어하지 않는다고 말합니다.

Yani size kötü haberler vermekten nefret ediyorum

계속 우울한 이야기만 하고 싶지 않지만,

nefret dolu olan biz değil, onlarmış gibi...

그들은 혐오스럽지만 우리는 그렇지 않다는 생각은

Hiçbirimiz siyahi veya Cumhuriyetçilerden nefret ederek doğmuyoruz.

우리들 중 누구도 흑인과 공화주의자를 싫어하는 자궁에서 나오려하지 않습니다

Ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

우리가 정말 하기 싫은 일부터 주기 시작합시다.

Ve tüm o nefret epostalarını sakladığım dosyayı açtım.

혐오 이메일을 모아둔 폴더를 열었어요.

Ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım

저에 대해선 잘 알지도 못하면서 왜 저와 비슷한 사람들을

çünkü anlamam gereken yalnızca kendi nefret ve zalimliğim yerine

저 스스로의 증오감과 그것에 대해 알아내려 하는 대신

Peki ya sizin kadar kültürlü olmayan birinden nefret etmek?

여러분만큼 똑똑하지 못한 사람을 싫어하는 것은 어떤가요?

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

CQ: 저는 캠핑은 싫어하지만, 정치는 사랑합니다.