Translation of "Başka" in Korean

0.018 sec.

Examples of using "Başka" in a sentence and their korean translations:

Başka hiçbir organ,

다른 어떤 신체기관도

Başka ne olabilir?

무슨 이유가 있을까요?

Başka bir sırrımız yok.

우리가 갖는 직관보다 훨씬 더 크다는 것이죠.

çalmaktan başka seçenekleri yok.

빼앗을 수밖에 없습니다

ödemekten başka şansımız olmaz.

우리는 값을 지불할 수 밖에 없는거죠.

Başka erkekler de ötmekte.

‎다른 수컷들도 마찬가지입니다

Onlar başka duyularına güvenmelidir.

‎이들은 다른 감각에 의지해야 하죠

...başka duyularıyla hareket ediyor.

‎다른 감각에 의존합니다

Başka bir kampanya aracılığıyla;

또 다른 캠페인 기관을 통해

Başka sitelere de bakın.

다른 사이트를 보세요.

Başka bir gezegende gibisin.

‎다른 행성에 온 기분이 들어요

Denizkestanesini başka bir tanka geçiriyordum,

성게를 한 수조에서 다른 수조로 옮기는 도중

Bu da başka bir gösterge.

이것 또한 지표입니다

Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?

소음에 대해 뭘 더 할 수 있을까요?

Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.

어려운 건 아니에요. 다른 사람한텐 비밀로 해도 돼요.

Ama bu başka bir hikâye.

하지만 그건 다른 이야기입니다.

Bu da bir başka grafik.

또 다른 차트입니다.

Yani bir başka deyişle, siz.

즉, 여러분 때문인 거죠.

Başka seçenekler de var mı?

혹시 다른 방법은 없나요?

Başka bir şeye odaklanmalarını istedik.

의도적으로 일부러 더 집중해 달라고 부탁하였습니다.

Başka bir yasal tehdit aldık.

또 다른 법적 위협을 받았습니다.

Çünkü başka bir seçenekleri yok.

다른 방법이 없기 때문이지요.

Gözden kaçırdığımız başka bir gerçek var

그러므로 우리는 좀 더 솔직하게 말할 필요가 있습니다.

Örneğin, "Belli ki başka bir casus

" 피카르트, 혹시 여기에 드레퓌스의 필체를 모방하도록

Insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne

어쩌면 인간의 삶에 존재하는 다른 어떤 것도

Kurtarma ekibini çağırmaktan başka çarem yok.

선택의 여지가 없군요 구조를 요청해야겠어요

Yardım çağırmak için başka yollar bulacağız

조난 신호를 보낼 다른 방법을 찾아야 하죠

Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.

다른 연속된 짝수들을 예로 들 수 있을 거예요.

Muhtemelen başka kimse onun peşine düşmez.

다른 사람도 하지 않을 가능성이 높다는 것입니다.

Başka bir gezegene gittiğinizi hayal edin

외계 행성에 착륙했다고 상상해 보세요.

İnsanlar için başka bir yer daha.

사람들을 위한 장소이죠.

Suyun başında başka devler de var.

‎커다란 동물이 또 왔군요

Başka bir potansiyel yemek tuzağa çekiliyor.

‎또 다른 식사 거리가 ‎꼬여 들었습니다

Bu, başka misk kedilerini uzak tutabilir...

‎다른 사향고양이들은 ‎오지 않을 겁니다

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

‎다른 소라게가 나타나 ‎실랑이가 벌어집니다

Başka alanlara da transfer edilmeli mi?

다른 분야도 적용이 되는 일일까요?

Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.

완전히 새로운 깨달음이었죠.

Dünyanın başka yerinde bir benzeri yok.

전 세계 어디에도 이런 연구는 없었습니다.

Ama başka birini düşünerek bir şey yapmazsak

만약 우리가 다른사람들을 염두해두고 아무것도 하지 않는다면,

Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.

스스로 직접 해보세요.

Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.

먼저 다른 사람들의 자녀 교육에도 관심을 가져야 합니다.

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

그럼 다른 방법으로 내려가야겠네요

Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.

하지만 다른 방법으로 구조받을 수도 있죠

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

피난처를 만들 다른 방법을 찾아야 합니다

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

광산에서 빠져나와 뭘 더 찾을 수 있을지 보죠

Başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,

다른 젊은 암 환자들과 친구가 되었고,

Ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.

또 다른 모순에 대해 말씀드릴께요.

Nörolojik olarak farklı olduğuma başka kanıt istiyorsanız

그리고 제가 신경다양성을 겪고 있다는 다른 증거를 말해드리자면

Ve birkaç ay sonra başka makaleler yayınlandı,

그리고 몇 달 후에 새로운 결과가 나왔는데요.

Kai-Fu Lee: Veya başka bir dilde

카이 푸 리: 다른 언어로는요?

CA: Reed, bir başka tutkundan bahsetmek istiyorum.

CA: 리드, 저는 당신의 또 다른 열정에 대해 알고 싶어요.

Bu kahramanlık öyküsü başka bir efsane değil.

이 영웅담은 단지 신화가 아닙니다.

Başka bir insana saldırmak, dini kurban vermek,

타인을 공격하거나 종교의식 때문에 살인이 발생하죠.

Kim bilir, daha başka ne sırlar gizli...

‎우리는 또 어떤 비밀을 ‎발견하게 될까요?

Görüş kaybolunca... ...başka bir duyu devreye girer.

‎앞이 보이지 않자 ‎또 다른 감각이 발동합니다

Başka hiçbir kuruluş sizden tekrar bu bilgileri istemez.

그 외의 기관에서는 절대로 그 정보를 다시 요청할 수 없습니다.

ABD ve başka ülkeler hayat kurtarmayı suç sayıyor

미국과 그 주변국들은 생명을 구하는 일을 범죄로 만들었습니다.

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

왜냐하면 그 이야기 깊숙이에는 또 다른 이야기가 있었고

Ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.

사람들이 다른 행성에 사는 걸로 끝나는 이야기입니다.

Başka köpeklerle beraber etrafta beraber koşarak geçen zamanlar.

개와 달리며 보낸 시간들을요.

Tamam, başka bir yol bulup bulamayacağımıza bir bakalım.

다른 길을 찾을 수 있을지 한번 보겠습니다

Kurtarma ekibi çağırmaktan başka çok az seçeneğiniz olacaktır.

할 수 있는 게 거의 없죠 구조 요청 말고는요

Hayatta kalma becerilerinizi dünyanın başka yerlerinde denemek isterseniz

당신의 생존 기술을 다른 지역에서 시험해보시려면

O zaman yanardağların kendisinden başka bir yere bakmamalısınız.

찾아 볼 필요가 없다는 것을 완벽하게 보여줍니다.

Temsil edilirken görme beklentilerimin, başka insanların da beklentileri

보기를 원하는 그런 비현실적인 기대는

Başka bir deyişle ve geçmiş FDA temsilcinin sözleriye

미국 식품의약국 전 국장의 말을 빌리자면

Sonra bir tane daha, başka bir tane daha.

그 후로도 계속 새로운 행성을 발견했죠.

Aynı yıl, başka bir arkadaşım o formu doldurdu

같은 해, 또 다른 제 친구는 신청서를 작성했고

Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.

선견지명을 위한 또 다른 도구에 대해 얘기해 보죠.

Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.

그러나 놀란 표범은 다른 생각이 있나 봅니다

Gördüğünüz üzere çevrelerinde bir sürü başka madde var,

그리고 주변에 작은 군집체를 이루고 있는

Ancak Barclay, kuşatmadan korkarak, başka bir geri çekilme.

그러나 바클라이는 포위를 두려워했고, 다시 후퇴를 명령했다.

Başka bir deyişle, eğer Samsung için çalışıyorsanız, şirket

다시 말하면, 니가 삼성에 일한다고 쳐봐!

Göz önünde bulundurulması gereken başka bir şey daha var.

그래서 여기 우리가 생각해 봐야 할 것들이 있습니다.

Meksika'ya gidebilmek için başka bir vize almam haftalar sürdü

몇 주가 지나서야, 저는 멕시코로 돌아갈 수 있는 새 비자를 발급받아

Ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,

그래서 사람들이 제 이야기를 읽으면서

Ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.

지름길이 나타나길 기대해야 합니다

Artık başka seçeneğimiz yok, acil durum kurtarma ekibini çağırmalıyız.

이제 방법이 없습니다 여기서 긴급 구조 요청을 할게요

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

아마 식이요법이 실패로 돌아간 수 천 가지의 이야기가 있을 겁니다.

Optimist mi, realist mi, yoksa başka bir şey mi?

낙관주의자, 현실주의자, 아님 무엇?

Sonra da sonik odak noktasını başka bir bölgeye taşıyabiliriz.

그런 다음 음파 초점을 다른 부분으로 옮길 수 있죠.

Ve bu resmin anlattığı başka bir şey daha var:

이 사진으로 알 수 있는 게 또 하나 있습니다.

Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.

‎일본에서는 ‎또 다른 종이 생존 가능한 ‎극한의 환경에서 살아갑니다

Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.

‎이곳의 풍족한 사냥감은 ‎다른 재규어들도 끌어들입니다

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

‎지구 어디에도 이보다 ‎표범이 밀집한 곳은 없습니다

Yani, dünyada başka hiçbir ülke bu kadar detaylı şekilde

전 세계 어디에도 수 세대에 걸쳐 아이들을

Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.

셰바르디노의 또 다른 전방 보루는 적의 진격을 지연시기 위해 있었다.

Habitatları olmadan, orangutan nüfusu başka bir yerde hayatta kalıp büyüyemez.

서식지 없이는 오랑우탄이 지구상에서 번식하고 생존할 곳은 없을 겁니다

Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.

다음으로 포착된 실내 장면의 예시를 보여드릴 텐데요,

Peki Dünya'nın gün uzunluğunu başka bir şey belirleseydi ne olurdu?

하지만 만약 지구의 하루 길이를 다른 무언가가 결정했다면 어떨까요?

Ya onlar ya da ben lafı hızlıca başka konulara getiriyorduk.

그분들이나 저나 대화 주제를 빨리 바꾸려고 했었죠.

Aslında bu, birçoğumuzun neden başka bir hayata inandığımızın da cevabı.

그래서 이것이 우리가 다른 삶을 희망하는 이유입니다.

Fakat belki de daha muhteşem olan başka bir sebep vardır.

이보다 더 놀라운 이유가 또 있습니다.

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

또 다른 때는 사람들은 강렬한 쇼를 보고 싶어해요.