Translation of "Bin" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Bin" in a sentence and their japanese translations:

Arabaya bin.

車に乗って。

Ata bin.

- 馬に乗せてよ。
- 馬に乗りなさい。

Bin bire dönüştü.

1千のうち1つになります

Bir otobüse bin.

バスに乗りなさい。

Bir ata bin.

馬に乗せてよ。

Lütfen arabaya bin.

どうぞお乗り下さい。

Bin Singapurda yaşadı.

ビンはシンガポールに住んでいました。

Elli bin yıl önce,

5万年前に

Iki bin tür şeftali,

2000種類の桃があり

Bin yen yeterli midir?

1000円で十分ですか。

Bin yen iş görür.

1、000円で結構です。

Beyzbolu sever misin, Bin.

ビンは野球が好きですか。

Yaklaşık bin kişi vardı.

千人くらいの人がいた。

Ve 32 bin yıl önce,

そして3万2千年前に

Yaklaşık iki bin çeşit erik

ほぼ2000種ものいろんなプラムや

Erkekler saniyede bin sperm üretir

男性は 毎秒 1000個の精子を作ります

Hesap üç bin dolar tuttu.

請求額は合計3000ドルになった。

Kentin nüfusu 100 bin civarındadır.

その市の人口は約10万である。

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

そのデモには1000人ほどの人が参加した。

On bin yen giderleri karşılamaz.

1万円では足が出る。

On bin yen yeterli mi?

1万円でたりる?

Maliyet beş bin yene vardı.

費用は全部で5、000円になった。

Bin yenden fazlasına sahip değil.

彼女はたった1、000円しか持っていない。

Onun iki bin kitabı var.

- 彼女は二千冊本を持っている。
- 彼女は本を二千冊持っている。
- 彼女は本を2,000冊持っている。

Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.

私たちの学校には約1000人の生徒がいる。

Ayda on bin yenle geçinemiyorum.

- 月一万では生活していけない。
- ひと月一万円では生活できない。

Bin beş yüz ineğim var.

私は1500頭の牛を飼育している。

O, on bin adaydan seçildi.

彼女は一万人の応募者の中から撰ばれた。

Sadece orada durma. Arabama bin.

そこに突っ立ってないで、車に乗れよ。

Lisemizde yaklaşık bin öğrenci var.

私たちの高校には約千人の生徒がいます。

Sadece beş bin yenim var.

- 私は5千円だけしか持っていません。
- 五千円しか持っていない。

Toplamı yaklaşık on bin dolar.

合計は1万ドルに近い。

Bende bin yenden fazlası yok.

私は千円しか持ってません。

Tom'un üç bin kitabı vardır.

トムは本を3000冊持っている。

- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
- Toplam olarak takribî bin talebe var.

生徒は全部で約千人です。

- Biz bin dolarlık zarar tahmin ediyoruz.
- Hasarın bin dolar olduğunu tahmin ediyoruz.

損害は千ドルと見積もりしています。

Lütfen bankadan yüz bin yen çek.

銀行で10万下ろしてください。

Firmamızın yıllık satışları bin milyon yen'tir.

我社の年間売り上げは10億円である。

Beş bin dolar büyük miktarda paradır.

5千ドルというのは、多額なお金だ。

Sen onu yaklaşık bin yene alabilirsin.

1000円かそこらで買えますよ。

Onun, tahminen, elli bin yeni var.

彼はまあ5万円ばかり持っているね。

On bin doların olsa ne yaparsın?

例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。

On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.

私は1万円をドルに替えたい。

Onların her birine bin yen verdim.

私は1個につき彼らに千円支払った。

Lisemizde yaklaşık bin tane öğrenci var.

私たちの高校には約千人の生徒がいます。

Bu tablodaki rakamların bin olarak gösterilmiştir.

この表の数値は千単位で示されている。

Bu bin yenlik banknotu bozabilir misin?

この千円札をくずしてくれませんか。

Bu antika saat bin dolar değer.

この古時計は1000ドルの値打ちがある。

Kitap için iki bin yen ödedim.

- 私はその本に2千円払った。
- その本に2千円出したんだ。

Bu salon iki bin kişi alabilir.

- このホールには人が二千人入れる。
- このホールは2,000人収容できる。

Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.

私は学生数が千人の 大学の出身だし

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

世界中から8千人が 集まっています

Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.

- 数千人がこの病気の犠牲になった。
- この病気で数千の犠牲者が出た。

Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.

そのうえ私達は1万円払わなければならなかった。

Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.

1000ドルあればパーティーの費用全部をまかなえるだろう。

Diyelim bin doların vardı, onunla ne yapardın?

1000ドルあったら君はどうしますか。

O, satışta on bin dolar kar etti.

彼はその販売で1万ドルの利益をあげた。

O, en az on bin dolar biriktirdi.

彼は1万ドルも貯えた。

Her ay bankaya on bin yen koyarım.

- 月に1万円づつ銀行に払い込んだ。
- 私は毎月銀行に一万円貯金している。

Örneğin, on bin doların olsa ne yaparsın?

例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。

Biz bin dolar zarar olacağını tahmin ediyoruz.

損害は千ドルと見積もりしています。

Biz içeceklere toplam yedi bin dolar harcadık.

飲み代として使った金額は総計7千ドルだった。

Bizim toplam borcumuz on bin dolar tutuyor.

我々の負債の合計は1万ドルに達している。

Sanat galerisine gitmek istiyorsan bu otobüse bin.

美術館に行くならこのバスだよ。

Bu baskı yedi bin nüsha ile sınırlı.

この版は7、000部に限定されている。

Bu üniversitede on bin tane öğrenci var.

この大学には1万人の学生がいる。

Bu makine bir saatte bin vida üretir.

この機械は1時間に千個のねじを製造する。

O dağ yaklaşık üç bin metre yüksekliğindedir.

あの山の約3、000メートルの高さです。

O, bin beş yüz dolar kazandığını hesapladı.

彼女は1500ドルの収入を得たと計算した。

O en az bin adet kitaba sahiptir.

彼は少なくとも1、000冊の本をもっている。

Tom bin doların biraz üstünde Mary'ye borçlu.

トムはメアリーに1000ドルちょっと借りてるんだ。

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

人口千人の町に 15年暮らしていました

Büyük patlamadan yaklaşık 400 bin yıl sonrasına gidelim.

ビッグバンから約40万年後の世界です

Sana bir kez söyledimse, sana bin kez söyledim.

何度言ったら分かるんだ。

Bisikleti tamir ettirmek bana bin yene mal oldu.

その自転車を修理してもらうのに1、000円かかった。

En az elli bin kişi orayı ziyaret etti.

5万人もの人々がそこを訪れた。

Bu on bin yen'den daha fazlaya mal olacak.

- 費用は1万円では上がらないだろう。
- 1万円以上します。

Chizuko "Bir turna kuşu bin yıl yaşayabilir" dedi.

「鶴は千年生きるのよ」とチズコは言った。

Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.

- 私たちは新しい家を8万ドルで買った。
- 私たちは新居を八万ドルで購入した。

Yaklaşık üç yüz bin dolar ödünç almak istiyorum.

三十万ドルほど貸していただけませんか。

Dün gece stadyuma yaklaşık seksen bin seyirci doldu.

昨夜、約8万人の観衆がスタジアムをうずめた。

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

アメリカではインフルによって毎年60,000人が命を落とします。

O restoran her gün iki bin yemek hazırlar.

あのレストランは毎日二千食準備している。

Bin millik bir yolculuk bir tek adımla başlar.

千里の道も一歩から。

Dünya yaklaşık beş bin milyon yıl önce oluştu.

地球はおよそ50億年前に生まれた。

Bu saat yaklaşık elli bin yene mal olur.

この腕時計は5万円くらいする。

Bu saat bana on bin yene mal oldu.

- この時計は一万円だった。
- この時計は1万円した。

Varsayalım ki on bin doların olsa ne yaparsın?

- 例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。
- あなたがもし仮に一万ドルを持っていたらどうしますか。

Eğer sanat müzesine gitmek istersen, bu otobüse bin.

美術館に行くならこのバスだよ。

- Dolaylı konuşmayı kes.
- Bin dereden su getirme.
- Lafı dolandırma.

まわりくどいことをいうな。

Beş bin yen bu sözlüğü satın almak için yeterlidir.

5千円あればこの辞書を買うのに十分だ。

On bin metre koşmak için büyük tahammüle ihtiyacın var.

1万メートルを走るには大いに耐久力を必要とする。

"Ne kadara mal oldu?" "Bana bin yene mal oldu. "

「それはいくらかかりましたか」「千円かかりました」

Yüz elli bin çiftin, 2006 yılında Shanghai'da evlenmesi bekleniyor.

2006年上海では15万組の夫婦が結婚すると予想されている。

Dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz artı bir bindir.

- 9999に1を加えると10000です。
- 九千九百九十九に一を足すと一万です。

- Bir on bin dolar para cezası mı? Bu bir şey değil.
- On bin dolar para cezası mı? Hiçbir şey değil.

百万円の罰金だって?そんなの痛くもかゆくもないよ。