Translation of "Tepenin" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Tepenin" in a sentence and their japanese translations:

Kilise, tepenin eteklerinde.

教会は丘のふもとにある。

Tapınak tepenin üstündedir.

その寺院は丘の天辺にある。

Tepenin üstü düzdür.

その丘の頂上は平らである。

Ev tepenin üstünde.

家は丘の上にある。

Brian tepenin üzerinde yaşıyor.

ブライアンは岡を越えたところに住む。

Onun evi tepenin dibinde.

彼の家は丘のふもとのある。

Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.

私達は丘の頂上からの景色を見渡した。

Evi tepenin üstünden görülebiliyordu.

丘の上から彼の家が見えた。

Okulumuz bir tepenin üzerinde.

私たちの学校は小高い丘の上にあります。

- Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.
- Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

その教会は丘の上に立っている。

Öğleye kadar tepenin zirvesine varırız.

正午までには丘の頂上に着くだろう。

Okul bir tepenin üstünde bulunmaktadır.

その学校は丘の上にある。

- Tepede durdular.
- Tepenin üstünde durdu.

彼らは丘の上に立った。

Okulu, büyük bir tepenin üzerindedir.

彼の学校は高い丘の上に立っている。

O, tepenin üst kısmında yaşıyor.

彼はその丘の頂上に住んでいます。

Şafaktan önce tepenin eteğine varacağım.

私は夜明け前にその丘のふもとに着くだろう。

- Okul bir tepenin eteğinde yer almaktadır.
- Okul bir tepenin eteğinde yer alır.

その学校は丘のふもとにあります。

Tepenin eteğinde beyaz bir bina görürsün.

丘の麓に白い建物が見えますね。

Tepenin üzerinde duran şu kuleye bak.

丘の上に立っているあの塔を見なさい。

Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.

丘の上に美しい教会がある。

Tepenin üstünde duran ev çok eski.

丘の上に建っている家はとても古い。

Kraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.

王宮は丘の上に建てられた。

Askerler şafaktan önce tepenin eteklerine geldi.

- 兵士達は夜明け前に山の麓に着いた。
- 兵士たちは夜明け前にその丘のふもとに着いた。

Tepenin eteğinde beyaz bir yapı görürsün.

丘の麓に白い建物が見えますね。

Tepenin üstünde atlarımızı dört nala koşturduk.

我々は馬を飛ばしてその丘を駆け抜けた。

Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?

山の頂上まで歩きませんか。

O kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

その教会は丘の上にある。

Tepenin ardında güzel bir vadi uzanır.

丘の向こう側に美しい谷がある。

Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.

この古い車が丘の頂上までうまく登っていけるとは思わない。

Tepenin üstüne ulaştığımızda rüzgar daha da sert esti.

丘の頂上に着いた時、風はいっそう吹きつのった。

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

丘の上のあの古い教会は12世紀に造られた。

Biz tepenin zirvesine vardığımızda rüzgar daha da sert esti.

丘の頂上に着いた時、風はいっそう吹きつのった。

Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.

- 丘の上に立っているので彼の家は見晴らしがよい。
- 丘の上に建っているので彼の家は見晴らしがよい。

Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.

皆は丘の上に地下を掘り、丘の上に家をうごかしました。

Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.

この手紙を書き終えたら、あの山の2マイルほど先の湖水にご案内しましょう。