Translation of "Ruh" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Ruh" in a sentence and their japanese translations:

Ruh, orada mısın?

霊魂よ、そこにいますか?

Kötü ruh evden kovuldu.

悪霊は、家から追い払われました。

Ruh yaşın çok küçük.

お前精神年齢低すぎだろ。

Annemin kötü ruh hali geçicidir.

母親の機嫌が悪いのは一過性だ。

Sen ve ben ruh ikiziyiz.

あなたと私はソウルメイトなのよ。

Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

心熱けれど肉体は弱し。

İnsan ruh ve bedenden oluşur.

人間は心と体から成っている。

Yanıtı onun ruh haline bağlıdır.

- 彼の返事は彼の気分に左右される。
- 彼の答えは気分次第だ。

Baba bugün sabırsız ruh halindeydi.

今日は父さんはそわそわしている。

Ruh sağlığı, vücut sağlığı kadar önemlidir.

精神的な健康は、肉体的な健康と同じくらい大切です。

O, iyi bir ruh hali içinde.

彼は機嫌が良い。

Onun ruh hali sık sık değişir.

彼の気分はよく変わる。

O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

彼は上機嫌だった。

O kötü bir ruh hali içinde.

彼は機嫌が悪い。

O, kötü bir ruh hali içindeydi.

彼女は不機嫌だった。

Kötü bir ruh hali içinde misin?

機嫌悪いの?

O, kızgın bir ruh hali içinde.

彼は機嫌をそこねている。

Onun kötü bir ruh hali var.

彼は気が短い。

O bugün iyi bir ruh halinde.

彼は今日は上機嫌だ。

Tom kötü bir ruh hali içinde.

トムは機嫌が悪い。

Bugün kötü bir ruh halinde görünüyorlar.

今日彼らは悪い気分でしょう。

O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.

彼の機嫌がいいことなど滅多にない。

O çok iyi bir ruh hali içinde.

彼女はめっちゃ機嫌がいいよ。

Tom çok iyi bir ruh hali içinde.

トムね、めっちゃ機嫌がいいんだ。

Tom şimdi kötü bir ruh hali içinde.

トムは今機嫌が悪い。

Tom çok iyi bir ruh hali içindeydi.

トム、とっても機嫌がよかったよ。

Bu müzik benim şimdiki ruh halime uyar.

この音楽は私の今の気分に合っている。

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

‎お遊びが始まったら ‎回収しないと‎——

Kötü ruh halini atlatması için ona yardım etti.

彼女は彼を宥めすかして機嫌を直させた。

Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.

選手達は試合の後上機嫌だった。

O, şimdi oldukça kötü bir ruh hali içinde.

彼女は今かなり機嫌が悪いよ。

Vay, gerçekten berbat bir ruh halindesin. Kavgacı olma.

えらくご機嫌ななめね、けんか腰にならないで。

O kötü bir ruh tarafından ele geçirilmiş gibi.

彼女は悪霊に取りつかれているように見える。

Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.

重傷を負っていたのに、彼らは皆元気であった。

Görünüşe göre o şimdi kötü bir ruh hali içinde.

彼の顔つきからすると今は機嫌が悪い。

Tom bugün daha iyi bir ruh hali içinde mi?

今日のトムは機嫌がいい?

Bugün ruh halin iyi. Güzel bir şeyler mi oldu?

今日は機嫌がいいね。何かいいことでもあった?

Bu sabah kötü bir ruh hali içindesin gibi görünüyorsun.

今朝は何だか機嫌が悪いみたいだね。

Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.

表情から判断すると、彼は機嫌が悪い。

Ve eğer olabildiğimiz kadar iyiysek ve çeşitli ruh hâllerimiz varsa,

そしてもしネットフリックスが高品質で 様々な気分(ムード)の番組を提供していれば

Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.

肉体と精神とは双生児であり、神のみがどちらがどちらなのかを知っている。

O kötü bir ruh hali içinde, bu onun için nadirdi.

彼は機嫌が悪かったが、それは彼には珍しいことだった。

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

彼女があなたに話しかけるのを拒否するのも当然だ。なぜなら彼女はとても機嫌が悪いからだ。

Dondurma yemek beni her zaman mutlu bir ruh hali içine koyar.

私はアイスクリームを食べるといつも幸せな気分になる。

Annem kötü havadan dolayı golf oynayamadığı için kötü bir ruh hali içindeydi.

天候不良のためゴルフができなくて、母は機嫌が悪かった。

İyi ruh hali içindeki herkes yarın başlayacak olan beş günlük tatili dört gözle bekliyor.

明日から5連休だから、みんなルンルン気分だね。

- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
- Tom yorgundu ve kötü bir moddaydı.

トムは疲れていて不機嫌だった。

Bugün erkek arkadaşımla çıkıyorum, bu yüzden bu sabahtan beri çok iyi bir ruh hali içindeyim.

今日は彼とデートだから、朝からウキウキ、ルンルン気分。

Yurt dışına seyahat ettiğinde çok geniş hissedersin. Böyle bir ruh hali içinde fazla para harcamak kolaydır.

海外に行くと、気が大きくなって思わず使いすぎちゃうんだよね。

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

捨てる神あれば拾う神あり。やっと採用試験に合格したよ。

Ben uzun süre ziyaret etmediğim bir ressamın atölyesini ziyaret ettim. Bu ressam az önce yeni bir model edindi ve çok iyi bir ruh hali içindeydi.

- 私はある画家のアトリエを久しぶりで訪ねたが、その画家は、新しいモデルを手に入れたばかりのところで、大いに上機嫌だつた。
- 私はある画家のアトリエを久しぶりで訪ねたが、その画家は、新しいモデルを手に入れたばかりのところで、大いに上機嫌だった。