Translation of "Sarhoş" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Sarhoş" in a sentence and their japanese translations:

Sarhoş değilim.

私は酔っていない。

Sarhoş olma.

酔っぱらうな。

Zilzurna sarhoş olduk.

ベロベロに酔っぱらっちゃった。

Partide sarhoş muydun?

パーティーでは酔っぱらってたの?

O körkütük sarhoş.

- 彼は酔いつぶれている。
- あいつ、ぐでんぐでんになってるぞ。

Tom sarhoş mu?

トムは酔っているのか?

Tom bir sarhoş.

トムって酒飲みなのよ。

Tom gene sarhoş.

トムはまた酔っぱらっている。

Sarhoş gibi görünüyor.

まるで酔っているようだ。

Şimdiden sarhoş musun?

- もう酔っ払ってるの?
- もう出来上がってるの?

Tom zaten sarhoş.

- トムはもう酔っ払ってるんだよ。
- トムはもう出来上がっちゃってるよ。

Bugün sarhoş olalım!

さあ今日はじゃんじゃん飲もうぜ!

Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.

その酔っ払いはまっすぐ歩けなかった。

- O sarhoş.
- O sarhoştur.

彼は酒によっています。

O, biradan sarhoş oldu.

彼はビールで酔っていた。

Dün gece sarhoş muydun?

昨夜、酔ってた?

Bir sarhoş merdivenlerden düştü.

酔っ払いが階段から落ちた。

O, çok sarhoş oldu.

彼はひどく酔っ払った。

- O epeyce sarhoş olmuştu.
- O tamamen sarhoş olmuştu.
- O bayağı sarhoştu.

彼はすっかり酔っ払っていた。

Sarhoş bir adam bankta uyuyordu.

酔っ払った男がベンチで寝ていた。

Görünüşe göre Mary gene sarhoş.

メアリーがまた酔っ払っているようだ。

Ona bak. O yine sarhoş.

彼を見てご覧また酔っ払っているよ。

Tom'a vurduğun zaman sarhoş muydun?

トムを殴った時、あなた酔ってたの?

Tom yine sarhoş gibi görünüyor.

トムはまた酔っ払っているようだ。

- Sarhoş musun?
- Kafan kıyak mı?

- 酔ってるの?
- 酔っ払ってるの?

Tom sarhoş araba sürmekten tutuklandı.

トムは飲酒運転で逮捕された。

Sarhoş olur olmaz terbiyesini takınmaz.

いったん酔っぱらうと彼は行儀がよくない。

Sarhoş olabilirim ama deli değilim.

酔ってるかもしれないが、気は確かだ。

Her ikiniz de sarhoş musunuz?

2人とも酔っぱらってるの?

Neden sarhoş olana dek içiyorsun?

なんでこんなべろんべろんになるまで飲んじゃうんだよ!

Tom Mary'nin sarhoş göründüğünü söyledi.

トムが言うには、メアリーが酔ってたみたいだったって。

Tom, Mary'nin sarhoş göründüğünü söyledi.

トムが言うには、メアリーが酔ってたみたいだったって。

Tom biraz sarhoş değil mi?

トムってちょっと酔っ払ってるよね?

- Sarhoş araba sürmek ciddi bir sorundur.
- Sarhoş araba sürme ciddi bir sorundur.

飲酒運転は重大な問題だ。

O ya sarhoş ya da deli.

彼はよってるか気が狂ってるかどちらかだ。

Tom bir partiden eve sarhoş geldi.

トムは酔っ払ってパーティーから帰ってきた。

Tom, Mary'nin gerçekten sarhoş olduğunu söyledi.

メアリーはすごく酔ってるって、トムが言ってたよ。

Tom Mary'nin çok sarhoş olduğunu söyledi.

メアリーはすごく酔ってるって、トムが言ってたよ。

Bu arada onun sarhoş olduğunu fark ettim.

とりわけ彼が酔っているのに気付いた。

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

まるで酔っているようだ。

Neden bu kadar sarhoş oluncaya kadar içiyorsun?

なんでこんなべろんべろんになるまで飲んじゃうんだよ!

Tom hemen hemen her akşam sarhoş oluyor.

トムはほぼ毎晩酔っ払う。

O, çok sarhoş olduğu için, arabayla eve gidemedi.

- 彼は非常に酔っぱらっていたので家まで車を運転していくことはできなかった。
- 彼はひどく酔っていて、車で家に帰れなかった。
- 彼は泥酔していたため、家まで運転できなかった。

Tom sarhoş olduğunda ayıkken yemeyeceği bir sürü şeyi yiyecektir.

トムは酔っ払うと、しらふの時には食べないものまでいろいろと食べる。

- Sarhoş araba sürdüğü için tutuklandı.
- Alkollü araç kullanmaktan tutuklanmıştı.

酔っ払い運転でつかまった。

Bir önceki gece başlayan yangının nedeni sarhoş askerler olarak belirtilmişti

前夜から火事が起こっており 酔った兵士の仕業とされた

Tom araba süremeyecek kadar çok sarhoş. Onu eve götürür müsün?

トムは酔っ払っていて、運転できる状態じゃないんです。家まで送ってあげてもらえませんか?

Arkadaşlarım sarhoş olana kadar içmişti ki onları eve götürmek zorunda kaldım.

僕の友達はひどく酔っていたので、家まで車で送るはめになったんだ。

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.

ただでさえ奴は普段から仕事に遅れて来るくせに、酒まで飲んで来るなんて堪忍袋の緒が切れた。もう会社を辞めてもらうしかない。