Translation of "Olduklarını" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Olduklarını" in a sentence and their japanese translations:

Olduklarını görebiliyoruz.

熱意が感じ取れます

Aynı şey olduklarını söylemiyorum,

全てが同じだと言うのではありません

Onların nerede olduklarını bilmiyorum.

彼らがどこにいるか知らない。

Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.

この生物についてはほとんど未知です

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

‎だが正確な場所は分からない

Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.

彼女は彼らはよい友達だといった。

Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.

ほとんどの女の子は自分ではかわいいと思っている。

Ben kim olduklarını merak ediyorum.

あの人たちは誰だろう。

Onların kim olduklarını biliyor musunuz?

- 彼らがどういう人達だかおわかりですか。
- あの人たち誰だか知ってる?

İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.

人はその人の真の姿を見せてやる以外に欠点を直させる方法はない。

Lütfen Tom'un söylemek zorunda olduklarını dinleyin.

トムの意見を聞いてください。

Ben muhafazakarların genellikle aptal olduklarını söylemek istemedim. Aptal insanların genellikle muhafazakar olduklarını söylemek istedim.

保守派の人たちは一般に頭が悪いと言いたかったのではなく、頭の悪い人たちは保守的であることが多いと言いたかったのです。

Şimdi ise alacakaranlık bölgesine bağlı olduklarını düşünüyoruz.

現在は トワイライトゾーンに依存していると 考えを改めました

O, uçakların arabalardan daha güvenli olduklarını düşünüyor.

飛行機は車より安全だというのが彼の考えだ。

O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.

今にも開いた窓から飛び立ちそうだと思った。

Jim ve Nancy'nin nerede olduklarını biliyor musunuz?

ジムとナンシーがどこにいるか知ってる?

Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.

このような(子供の)態度は、自分たちがある程度独立していることを示そうとしての結果なのである。

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

私の息子は女の方が、男より力が強いと思っている。

Mary ve Alice'in kız kardeş olduklarını bilmiyordum.

メアリーとアリスが姉妹だなんて知らなかったよ。

Gerçekte kim olduklarını, gerçekte kimlerle çalıştığımızı bilmek için,

同僚が実際はどんな人なのか 人となりを知るには

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

できないだろうと 考える人もいるでしょう

Bir dizi önemli krizle yüz yüze olduklarını hissediyorlar.

彼らは切迫した危機の連続に 直面していると感じています

Bu krizlere bakacak olursanız ne kadar önemli olduklarını

これらの危機を考えると 問題は切迫していて

Japon öğrencilerin bilgi toplamada çok iyi olduklarını düşünüyorum.

日本の学生は知識を蓄積する事は大変得意だ。

Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.

スケートボードはたいていローラーブレードより安いと思う。

Onunla birlikte gördüğüm insanların kim olduklarını merak ediyorum.

彼女と一緒にいた人たちは誰だろう?

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

ジャングルでは小さな物も― 命取りになる

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

また自分の答えにどれほど自信があるかも 合わせて答えてもらいました

"Tom ve Mary'nin boşanıyor olduklarını duyuyorum" "O bir söylenti."

「トムとメアリーが離婚するって聞いたよ。」「それは噂だよ。」

Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.

ニュージーランドのトンネルにはいろいろと問題があるそうですね。

Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.

- 私の両親は離婚する前にどれくらいの間結婚していたかと、トムは私に尋ねた。
- トムがさ、うちの親が離婚する前の結婚年数を聞いてきたんだ。

Neden böyle iyi arkadaş olduklarını anlayamıyorum. Onların neredeyse hiç ortak yönleri yok.

彼らがなぜそんなに仲が良いのか僕には分からない。彼らには共通点がほとんど無いのだから。

Amerikanlar utangaç insanları utangaç olmayanlara göre daha az kapasiteye sahip olduklarını ilişkilendirebilir.

アメリカ人は恥ずかしがり屋の人々を恥ずかしがりやではない人々よりも能力が低いと見なすかもしれない。

Onların neden böyle iyi arkadaşlar olduklarını anlayamıyorum. Onların ortak çok az şeyi var.

彼らがなぜそんなに仲が良いのか僕には分からない。彼らには共通点がほとんど無いのだから。

Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.

ランダーは暴動とギャング的行動は貧困と貧しい経済条件の結果であると仮定している。

Çatal ve yemek çubuklarını kullananlar sık sık çatal ve yemek çubuğu kullanmayanların medeniyetsiz olduklarını düşünürler.

フォークやはしを使う人々は、しばしばフォークやはしを使わない人々のことを未開だと考える。