Translation of "Okuyan" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Okuyan" in a sentence and their japanese translations:

- Şurada gazete okuyan adam benim amcam.
- Şurada gazete okuyan adam benim dayım.
- Orada gazete okuyan adam benim amcam.

- 向こうで新聞を読んでいる人は私のおじです。
- むこうで新聞を読んでいる人は私の叔父です。

Bir kitap okuyan kız Kate'tir.

本を読んでいる少女はケートだ。

Ben dışarıdayken günlüğümü okuyan kimdi?

私のいない間に日記を読んだのは一体誰だ。

Kütüphanede kitap okuyan kimse yok.

図書館で読書している人は1人もいません。

Bir kitap okuyan çocuk John'dur.

本を読んでいる少年はジョンです。

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

環境活動家とは どんな論文も欠かさず読み

Bir gazete okuyan adam onun babası.

新聞を読んでいる男の人は彼のお父さんです。

O, kitap okuyan bir çocuğa yaklaştı.

彼は本を読んでいる少年に近付いた。

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

料理の本を読んでいる女の子はケートです。

Şurada kitap okuyan adam benim babam.

向こうで本を読でいる人はわたしの父です。

Bir kitap okuyan çocuğa itirazım yok.

私はその少年がほんを読むのに反対しない。

Seni Almanca okuyan bazı arkadaşlarla tanıştıracağım.

ドイツ語を勉強している友達に紹介しよう。

Orada kitap okuyan kişi benim babamdır.

今そこで本を読んでいるのが私の父です。

Ben Japon lisesinde okuyan bir kızım.

私は日本の女子高生です。

Aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

みんな一緒の新聞を読んで

Zaman geçirmek için kitap okuyan kişiler var.

時間つぶしに読書する人もいます。

Ağacın altındaki bankta kitap okuyan kişi Tom'dur.

あの木の下のベンチで本を読んでいるのはトムです。

Son zamanlarda, Japonya'da çalışan ya da okuyan yabancıların sayısı arttı.

最近は日本で働いたり勉強したりする外国人が多くなった。

Sık sık okuyan ve sık sık dolaşan çok görür ve çok bilir.

多く読み多く歩くものは、多くを見、多くを知る。

Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.

仏政府は国家予算の帳尻を合わせるよう納税者に挑むオンラインゲームを売り出した。