Translation of "Masum" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Masum" in a sentence and their japanese translations:

O masum.

彼女は無実だ。

O masum olmalı.

彼は無罪にちがいない。

Onun masum olduğuna inanıyor.

彼女は彼の無実を信じている。

O, masum olduğunu bildirdi.

彼は無実だと断言した。

Onun masum olduğu anlaşıldı.

彼は潔白である事が判明した。

Onun masum olduğunu düşündüm.

私は彼が無実であると思った。

Durmadan masum olduğunu söyledi.

彼女は何度も自分は無実だと繰り返した。

Onun masum olduğunu doğruladım.

私は彼が潔白だと断言した。

Onun masum olduğuna inanıyorum.

彼は無実だということを私は信じている。

O, masum numarası yaptı.

彼女は無邪気なふりをした。

Tom'un masum olduğuna inanıyorum.

私はトムの無罪を信じている。

Bildiğim kadarıyla, o masum.

私の知っている限りでは、彼は無罪だ。

Oğlumun masum olduğuna inandım.

私は息子の潔白を信じています。

Masaru masum olduğunu iddia ediyor.

マサルは潔白であると主張した。

Kanıt onu masum olduğunu kanıtladı.

その証拠から彼が無実であることが証明された。

Böylece masum olduğuma karar verdiler.

そうゆうわけで彼らは私が無実だと結論した。

O masum olduğunu protesto etti.

彼は誓って無事だといった。

Onun masum olduğunu iddia ediyor.

彼は、彼女が無実だと主張している。

Masum olduğu hepimiz için ortadaydı.

- 彼が無実であることは私たちにとって明らかだった。
- 彼が無実であることは私たちすべてにとって明らかだった。

Masum olduğuna beni ikna etti.

彼は彼女が無罪であることをわれわれに納得させた。

Onun masum olduğuna ikna oldum.

- 彼が潔白であることを確信している。
- 私は彼が無実であると確信しています。

Onun masum olduğuna kimse inanmıyor.

- 彼が無実であるということをだれも信じない。
- 誰も彼の潔白を信じていない。

Genellikle onun masum olduğuna inanılır.

彼は無罪だったと一般に信じられている。

O defalarca masum olduğunu söyledi.

彼女は何度も自分は無実だと繰り返した。

Avukat, müvekkilinin masum olduğuna inanıyordu.

弁護士は依頼人が無罪であることを当然とおもった。

Masum bir adam yanlışlıkla tutuklandı.

無罪の男が誤って逮捕された。

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyor.

トムはメアリーが純潔だと信じている。

- Avukat müşterisinin masum olduğunu göstermeye çalışacak.
- Avukat müvekkilinin masum olduğunu kanıtlamaya çalışacak.

弁護士は依頼人の無罪を証明してみせる。

Bundan daha masum ne olabilirdi ki?

これ以上無邪気なことが ありますか?

Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.

親族達は彼の無罪を確信していた。

Adam suçla ilgili masum olduğunu söyledi.

その男は罪を犯していないと言った。

Yaramaz kız bir masum havası üstlendi.

そのいたずらっ娘は何食わぬ顔をした。

Onun masum olduğu beyanına inanıyor musun?

無実だという彼の申し立てを信じますか。

Onun masum olduğuna hiç şüphe yok.

- 彼は無罪にちがいない。
- 彼が無実であることは間違いない。

Onun masum olduğuna kuşkusuz olarak inanıyorum.

彼女が潔白であると信じて疑いません。

Oğlunun masum olduğu konusunda ısrar ediyor.

彼女は息子が無罪であることを主張している。

Bu gerçekler onun masum olduğunu kanıtlıyor.

この事実は彼の無罪を証明している。

Onun masum olduğuna son dolarıma bahse girerim.

彼は無実だと確信している。

Bir DNA testi onun masum olduğunu gösterdi.

DNA鑑定によって彼の無罪が証明された。

Bu gerçeğin ışığında, onun masum olduğu açıktır.

この事実に照らして彼に罪がないことは明らかだ。

Onun masum olduğuna dair sıkı bir inancım var.

- 僕は彼の無実を堅く信じている。
- わたしは彼の無実を固く信じている。

Onun masum olduğuna dair avukatın güçlü kanıtları var.

弁護士は彼女が潔白だという有力な証拠を握っている。

Hiroshima and Nagasaki'de kaç tane masum sivil öldürüldü.

広島と長崎で亡くなった罪のない市民の数はどれくらいですか?

- Onların hepsi masum çocuklar.
- Onların hepsi zararsız çocuklar.

- あの子たち、みんな天真爛漫ね。
- みんな無邪気な子どもです。
- あどけない子供たちばかりです。

O, erkek kardeşinin masum olduğu konusunda beni ikna etti.

彼は兄が無実だと私に確信させた。

İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.

最初に、彼らは彼が無罪であることを確信していた。

O, camı kimin kırdığını sorduğunda, bütün çocuklar masum havasına girdiler.

- 誰が窓ガラスを割ったのかと彼にたずねると、少年達は皆自分ではないという顔をした。
- ガラスを割ったのは誰だと彼が聞いたら、男の子はみんな自分はやっていないという顔をした。

- Hepimiz onun masum olduğuna ikna olduk.
- Hepimiz onun suçsuzluğuna inanıyoruz.

私達はみんな彼の無罪を確信している。

masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

海底で待ち構えている 巨大人食い貝とされていました

Annem yeteri kadar masum bir halde "Biraz daha bira ister misin?" diye sordu.

母は無邪気にも「もっとビールを召し上がるの」と尋ねた。

- Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller.
- Bu insanların hiçbir suçu yok.

この人たちは無実どころではありません。

"Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın." "Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım." "Evet, evet, yok daha neler."

「お前、見かけによらず変態だな」「変態じゃないし。私は清純派の乙女よ」「はいはい、よく言うよ」