Translation of "Olduğuna" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Olduğuna" in a sentence and their japanese translations:

Bunun olduğuna inanamıyorum.

あり得ねぇー。

Apandisitin olduğuna inanıyorum.

盲腸のようですね。

Ne olduğuna inanmayacaksın.

- あり得ないことがあったのよ。
- 信じれないことが起きたの。

Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.

人助けをするようにとの 神の計画だという人までいました

Hikayenin gerçek olduğuna inanıyorum.

私はこの話は本当だと信じている。

Tom'un haklı olduğuna inanıyorum.

トムが正しいと信じています。

Söylentinin doğru olduğuna inanılıyor.

その噂は本当だと信じられている。

Onun masum olduğuna inanıyor.

彼女は彼の無実を信じている。

Sınavda başarısız olduğuna üzülüyor.

彼女は試験に失敗したことを悔やんでいる。

Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

彼は地球が丸いと信じた。

Bilginin güç olduğuna inanıyorum.

知識は力なりというのは私の信念だ。

Onun güvenilir olduğuna inanıyorum.

- 彼は当てにしてもいいと思う。
- 彼は信頼できると思うよ。

Dünyanın düz olduğuna inanılıyordu.

地球は平らだと信じられていた。

Onun dürüst olduğuna inanıyorum.

私は彼が正直であると信じている。

Onun masum olduğuna inanıyorum.

彼は無実だということを私は信じている。

Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.

神が存在するとは思いません。

İyi olduğuna memnun oldum.

あなたがご無事で嬉しいです。

Tom'un masum olduğuna inanıyorum.

私はトムの無罪を信じている。

Tom hayaletlerin olduğuna inanıyor.

トムは幽霊の存在を信じている。

Dünyanın düz olduğuna inanıyorlardı.

彼らは地球が平らであると信じた。

Onun hatalı olduğuna eminim.

確かに彼が間違っていると思うよ。

Balinaların balık olduğuna inanılıyordu.

鯨は魚であると信じられていた。

Onun kızgın olduğuna inanıyorum.

彼は怒っていたと思う。

Oğlumun masum olduğuna inandım.

私は息子の潔白を信じています。

Haklı olduğuna emin misin?

- 本当にちゃんとわかった?
- 本当にちゃんと理解した?

Hikayenin gerçek olduğuna inanıyor.

彼はその話が本当だと信じている。

- Hayalet olduğuna emin misin?
- Onun bir hayalet olduğuna emin misin?

間違いなく、それは幽霊だった?

Bir insanın mutluluğu neye sahip olduğuna değil, kendisinin ne olduğuna bağlıdır.

人の幸福はその財産次第ではなく、その人格次第である。

Bir insanın değeri, onun neye sahip olduğuna değil, ne olduğuna bağlıdır.

人の値打ちは、其の財産でなく人柄にある。

Ve bununla ne olduğuna bakarsan

それで何が起きたかを見るなら

Bu resimde neler olduğuna bakalım.

その状況で何が起きるか 考えてみましょう

İnsanların temelde iyi olduğuna inanırım.

人間は基本的には善良だと私は信じている。

Böyle şeylerin var olduğuna inanmıyorum.

そんなものがあるなんて思わない。

Çocuk dünyanın düz olduğuna inanıyor.

その子は地球は平らだと信じている。

Doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı.

彼女は正しいことをした。

Onun suçlu olduğuna inanmayı reddetti.

彼女の有罪を彼は信じようとはしなかった。

Onun bencil olduğuna şüphe yok.

彼は利己的に違いない。

Onun bir avukat olduğuna inanmıyorum.

彼は弁護士ではないと思います。

O kadar depresyonda olduğuna inanamıyorum.

彼がそれほど落ち込んでいるとは思えないな。

Bu kadar mutlu olduğuna şaşmamalı.

道理で、君が喜ぶわけだ。

Masum olduğuna beni ikna etti.

彼は彼女が無罪であることをわれわれに納得させた。

Ben senin dürüst olduğuna inanıyorum.

私は君が正直だと信じている。

O, bir doktor olduğuna inandırdı.

彼は医者を装っていた。

Columbus dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

コロンブスは地球が丸いと信じていた。

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

彼は地球が丸いと信じた。

Hepimiz onun suçlu olduğuna inanıyoruz.

私たちはみんな彼の罪を確信している。

Haklı olduğuna tamamen ikna olmadım.

私は君が正しいと全く確信しているわけではない。

Emekli olduğuna memnun değil misin?

退職してうれしくないのですか。

İstediğinin bu olduğuna emin misin?

本当にこれが欲しかったものなの?

Onu hatalı olduğuna ikna ettim.

私は彼が間違っていることを彼に悟らせた。

Onun dürüst olduğuna şüphe yok.

彼が正直であることに疑いはない。

Cinayetle ilgili suçlu olduğuna inanmıyorum.

- 私は、彼がその事件について無罪だと信じています。
- 私は彼がその事件において無罪だと信じています。

Oğlunun hâlâ hayatta olduğuna inanıyor.

彼女はまだ息子が生きていると信じている。

Onun masum olduğuna ikna oldum.

- 彼が潔白であることを確信している。
- 私は彼が無実であると確信しています。

Onun masum olduğuna kimse inanmıyor.

- 彼が無実であるということをだれも信じない。
- 誰も彼の潔白を信じていない。

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

正しいと信じることをやりなさい。

Bunun bir kaza olduğuna eminim.

間違いなく事故だったんだって。

Bu kadar toy olduğuna şaşırdım.

君って、意外に純情だね。

O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.

彼女は病気の振りをした。

Genellikle onun masum olduğuna inanılır.

彼は無罪だったと一般に信じられている。

Tom'un hâlâ bekar olduğuna inanamıyorum.

トムは、まだシングルなんて信じられない。

Tom Mary'nin hatalı olduğuna inanıyor.

トムはメアリーが間違ってると思ってるんだ。

Onun adının Tom olduğuna inanıyorum.

- 彼の名前はトムだと信じている。
- 彼の名前はトムだと思う。

Onlar ruhun ölümsüz olduğuna inanıyorlar.

彼らは霊魂が不滅だと信じている。

Onun suçlu olduğuna ikna edildim.

- 私は彼が有罪だと確信した。
- 私は彼の有罪を確信していた。

Bu hikayenin gerçek olduğuna inanılır.

この話は本当だと信じられています。

Onun cinayetten suçlu olduğuna eminim.

きっと彼は殺人の罪を犯している。

Ben onun mutlu olduğuna inanıyorum.

彼は幸福だと思います。

Avukat, müvekkilinin masum olduğuna inanıyordu.

弁護士は依頼人が無罪であることを当然とおもった。

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

神は存在すると思いますか。

Onlar Jane'in dürüst olduğuna inanıyorlar.

彼らはジェーンが正直であると信じている。

Onun bir dahi olduğuna inanılmaktadır.

彼女は天才だと信じられている。

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyor.

トムはメアリーが純潔だと信じている。

İnsanlar onun ölü olduğuna inandı.

人々は彼女が死んだものだと思った。

Ben çocuğun dürüst olduğuna inanıyorum.

私は、あの少年は、正直だと思う。

Tom'un burada olduğuna emin misin?

本当にトムはここにいるんですか?

Tom; vampirlerin var olduğuna inanıyor.

トムね、吸血鬼がいるって信じてるのよ。

Güzelliğin beden ölçülerinin ötesinde olduğuna inanıyorum

美しさはサイズを超えるのです

Herkes durumun normal olduğuna karar kılmıştı.

全員が 何も問題はないという 意見だったのです

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

他の集団よりも 本質的に優れていると信じたり

Şimdi değişime ihtiyaç olduğuna karar verdi.

今は変化が必要だと決断した

Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.

親族達は彼の無罪を確信していた。

Benim tarafımda olduğuna kesin gözüyle baktım.

君は当然、僕の味方だと思っていたよ。

Politikanın bir başarısızlık olduğuna karar vermeliyiz.

その政策は失敗であると結論を下さなければならない。

Yedinin şanslı bir sayı olduğuna inanılıyor.

7は幸運の数字だと信じられている。

Onun annemden daha yaşlı olduğuna inanamıyorum.

彼女が私の母より年上だなんて信じられません。

Onun cesur bir asker olduğuna inanılır.

彼は勇敢な兵士であったと信じられている。

Onun masum olduğuna hiç şüphe yok.

- 彼は無罪にちがいない。
- 彼が無実であることは間違いない。

Onun güvenilir bir adam olduğuna inanıyorum.

彼は信頼できる人物だと思う。

Onun dürüst olduğuna dair güvenim var.

私は彼の正直さを確信している。

Onun iyi bir adam olduğuna inanıyorum.

彼はいいやつだと思う。

Ne olduğuna dair biraz fikrim var.

何があったのかいくらか想像はつきます。

Onun masum olduğuna kuşkusuz olarak inanıyorum.

彼女が潔白であると信じて疑いません。

O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.

彼は英雄のつもりだ。

Birçok insan yarasaların kuş olduğuna inanıyor.

多くの人がコウモリは鳥だと思っている。

Bunun Tom'a ait olduğuna emin misin?

本当に、これはトムのですか?