Translation of "Konuşmak" in Japanese

0.021 sec.

Examples of using "Konuşmak" in a sentence and their japanese translations:

- İngilizce konuşmak faydalılar.
- İngilizce konuşmak faydalıdır.

英語を話すことは役に立ちます。

- Dayınla konuşmak istiyorum.
- Amcanla konuşmak istiyorum.

あなたの叔父さんと話し合いたい。

Benimle konuşmak istemiyorsan, konuşmak zorunda değilsin.

私と話をしたくないのなら、話さなくてもいいよ。

- Kimle konuşmak istiyorsun?
- Konuşmak istediğin kimdir?

- どなたとお話しになりたいのですか。
- あなたは誰と話したいの?

- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.

あなたと話したくありません。

İngilizce konuşmak zordur.

英語を話すことは難しい。

Fransızca konuşmak zordur.

フランス語を話すことは難しい。

Kimle konuşmak istiyorsun?

- どなたとお話しになりたいのですか。
- お話になる方のお名前は。

Onunla konuşmak kolaydır.

彼は話しかけやすい人だ。

Jean'le konuşmak istiyorum.

僕はジーンと話したい。

O konuşmak üzereydi.

彼は話そうとするところだった。

İngilizce konuşmak eğlencelidir.

英語で話すのは楽しい。

Sadece konuşmak istiyorum.

私はただ話がしたいのです。

Seninle konuşmak istiyorum.

あなたと話がしたいなぁ。

Tom'la konuşmak istiyoruz.

私たちトムと話がしたいの。

Onunla konuşmak faydasız.

彼に話しかけても無駄だ。

İngilizce konuşmak eğlenceli.

英語で話すのは楽しい。

Onunla konuşmak istiyorum.

私は彼女と話したい。

Tom'la konuşmak istiyorum.

- トムと話がしたいんですが。
- トムに話しかけたい。

Konuşmak istiyor musun?

話したい?

Tekrar konuşmak isterim.

またお話できたら嬉しいです。

John'la konuşmak istiyorum.

ジョンは今お手すきですか。

İngilizce konuşmak zorundasın.

あなたは英語を話さなければならない。

Konuşmak istediğin kimdir?

- あなたが話をしたがっていたのは誰ですか。
- あなたが話したかった相手は誰?

Sizinle konuşmak güzeldi.

あなたとお話しできてうれしかったです。

Konuşmak için durdular.

彼らは話すために立ち止まった。

Tom'la konuşmak isteriz.

トムさんとお話がしたいのですが。

Kiminle konuşmak istedin.

- あなたが話をしたがっていたのは誰ですか。
- あなたが話したかった相手は誰?

- Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.

コンサートの最中に喋るのは無作法である。

O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.

彼はどうしても聞こうとしない。レンガの壁に話しかけるようなものだ。

Gerçekten konuşmak zorunda değilim

それに実は 話す必要もありません

Belirli görüşlerle konuşmak için

厄介な議論から遠ざかりたい時に

Kolaylaştıran şeylerden konuşmak istiyorum.

役に立っているものについて 話したいと思います

Konuşmak şiddeti durdurur, unutmayalım

忘れるな 会話が暴力を止め

İngilizce konuşmak zor değildir.

英語を話すのは難しくない。

İngilizce konuşmak zor mu?

英語を話すことは難しいですか。

İngilizce konuşmak çok eğlenceli.

- 英語を話すことはとても楽しいことです。
- 英語で話すことはとても楽しいことです。

Sizinle tekrar konuşmak istiyorum.

- もう一度君と話がしたい。
- また、あなたと話がしたいな。

Seninle biraz konuşmak istiyorum.

ちょっとお話ししたいのですけれど。

Üç dil konuşmak zordur.

3カ国語を話すのは困難だ。

O, biriyle konuşmak istemiyordu.

彼女はだれにも話しかけたくなかった。

Çinceyi iyi konuşmak zordur.

中国語を上手に話すのは難しい。

Canım kimseyle konuşmak istemiyor.

誰とも話をしたくないんだ。

Ben Lojbanca konuşmak istiyorum.

ロジバンで話したい。

Aşk hakkında konuşmak sevişmektir.

愛を語ることとは愛を交わすことである。

Açıkçası onunla konuşmak istiyorum.

彼とは一度腹を割って話したいと思っています。

Onunla bir konuşmak istiyorum.

彼と話がしたい。

Tom'la yalnız konuşmak isterim.

トムと二人きりで話をしたいのですが。

Tom'la tekrar konuşmak istiyorum.

もう一度トムに話したいのですが。

Sadece Tom'la konuşmak istiyoruz.

僕らはトムと話したいだけです。

O, seninle konuşmak istiyor.

彼はあなたと話したいです。

İngilizceyi iyi konuşmak zordur.

英語を上手に話すのは難しい。

İngilizce konuşmak kolay değildir.

- 英語を話すことは簡単でない。
- 英語で話すことは容易でない。

O İngilizce konuşmak zorunda.

- 彼は英語を話さなければなりません。
- 彼ね、英語を話さなきゃいけないの。

Aşkım hakkında konuşmak istiyorum.

私の愛について語りたい。

Bugün kimseyle konuşmak istemiyorum.

今日は誰とも話したくないんだ。

Konuşmak için zaman yok.

話をしている暇はない。

Konuşmak için birini istiyorum.

私は話し相手がはほしい。

Tony ile konuşmak istiyorum.

トニー君と話をしたいのですが。

Çocuklara gerçeği konuşmak öğretilmeli.

子供たちには真実を話すように教えるべきです。

Tom'la konuşmak istiyor musun?

トムに話したいですか。

Seninle konuşmak istiyorum, Tom.

僕は君と話したいんだよ、トム。

Tom'la yalnız konuşmak istiyorum.

トムと二人だけで話をしたいのですが。

Artık Tom'la konuşmak istemiyorum.

もうトムとは話したくない。

Sevdiğim hakkında konuşmak istiyorum.

私の大好きな人について話したい。

John Warner'la konuşmak istiyorum.

ジョン・ワーナーさんとお話ししたいのですが。

Sadece İngilizce konuşmak zorundasın.

あなたは英語だけを話さなければなりません。

Konser sırasında konuşmak kabalıktır.

コンサートの最中に喋るのは無作法である。

Sadece biriyle konuşmak istiyorum.

話し相手が欲しいだけなんだ。

Seninle şimdi konuşmak istemiyorum.

今君と話す気はありません。

- Dolu ağzınızla konuşmak kibar değil.
- Ağzın doluyken konuşmak kibar değil.

口に物をほおばって話すのは礼儀正しくない。

- Almanca konuşmak için çekinme.
- Almanca konuşmak için kendini özgür hisset.

ドイツ語がいいならドイツ語で話してもいいよ。

- O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.
- Bu konu hakkında konuşmak istemiyor.

彼女はそのことについて話したくないんだよ。

Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,

こうした話の多くは 言う側にとっても重苦しいし

Ya da TED'de konuşmak gibi.

TEDトークをさせてくれました

Seninle basından uzak konuşmak istiyorum.

新聞社に知られないようにあなたとお話がしたいのです。

Yabancı dilleri konuşmak kolay değildir.

- 外国語を話す事は容易ではない。
- 外国語を話すのは簡単じゃない。

Seninle tekrar konuşmak için geldim.

またあなたと話をしにきてしまった。

Otel müdürü ile konuşmak istiyorum.

ホテルの支配人と話をしたいのですが。

Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?

なんだい、話したいことって。

Onun hakkında onunla konuşmak istiyorum.

- そのことで彼と話し合いたい。
- そのことで彼と話がしたい。

O benimle konuşmak için rastladı.

彼女は私と話をしにこちらへ来た。

Okulumuz hakkında konuşmak zorunda değillerdi.

彼らは学校のことについて話す必要がなかった。

Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.

婦長と話したいのですが。

Seninle özel olarak konuşmak istiyorum.

二人だけで話があります。

İngilizce konuşmak benim için zordur.

- 英語を話す事は私にとってはとても難しいです。
- 英語を話すことは私にはとても難しいです。
- 私にとって、英語で話すのはとても難しいです。

O onlarla konuşmak için durdu.

- 彼らに話すために立ち止まった。
- 彼は彼らに話しかけようと立ち止まった。

Ben ofisimde seninle konuşmak istiyorum.

私の事務所でお話ししたいのですが。

Seninle bir dakika konuşmak istiyorum.

少しお話したいのですが。