Translation of "Koku" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Koku" in a sentence and their japanese translations:

"Koku alamıyorum, duyamıyorum.

「この匂いも騒音も もうウンザリだ

Diliyle koku alıyor.

‎まず舌に匂いを吸着させる

Bu koku nedir?

これ何の匂い?

Kötü koku bizi tiskindirdi.

その悪臭にむかむかした。

Bu koku beni bezdiriyor.

- このにおいはたまらなく嫌だ。
- この臭い、気分が悪くなるよ。

Odaya kötü bir koku yayıldı.

悪臭が部屋中にびまんした。

Et korkunç bir koku çıkarıyordu.

その肉はひどい臭いがしていた。

Sarımsak güçlü bir koku yayar.

にんにくは強いにおいを放つ。

Kötü koku beni rahatsız etti.

いやな匂いで私気持ち悪くなった。

Benim koku alma duyum zayıflıyor.

嗅覚が鈍っています。

Çiçekler çok hoş bir koku yayarlar.

花は大変心地良い香りを発する。

Küçük hayvan kötü bir koku yaydı.

その小さな動物はひどいにおいを発した。

Bu gaz kötü bir koku verir.

その気体は悪臭を放つ。

Annem soğuk aldı ve koku alamadı.

母は風邪をひいて、においが嗅げなかった。

İyi koklayamıyorum. Koku alma duyumu yitirdim.

嗅覚が鈍っています。

İyi bir koku alma duyum var.

嗅覚は鋭いです。

Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.

でもネコ科の動物(どうぶつ)は ほとんど においがない

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

‎鋭い嗅覚を使って ‎獲物を探し出す

Geceleyin havada asılı ağır bir koku var.

‎強い匂いが立ちこめる

Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.

‎匂いもまた ‎暗闇での道しるべになる

Güvenlikleri artık duymalarına ve koku almalarına bağlı.

‎あとは聴覚と嗅覚に頼って ‎身を守るしかない

Bir köpek keskin bir koku duyusuna sahiptir

犬はにおいの感覚が鋭い。

Saç yapımı sıvısı güçlü bir koku yaydı.

その整髪料は強いにおいを発した。

Bu köpeğin keskin bir koku duyusu var.

この犬は鋭い臭覚をもっている。

Bu kır çiçeklerinden hoş bir koku yayılıyor.

この野の花はいい匂いがする。

Bu çiçek güçlü bir güzel koku verir.

この花は強い香りを放つ。

Koku duygusu kaybı bir kafa travması nedeniyle oldu.

彼が嗅覚を失ったのは、頭部のけがのためだった。

Bir köpeğin keskin bir koku alma duyusu vardır.

イヌは鋭い嗅覚を持っている。

Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.

- 犬はにおいの感覚が鋭い。
- 犬は鋭い嗅覚を持っている。

Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.

‎そのため‎― ‎一部の生物は ‎驚くほど嗅覚を発達させた

Koku, birkaç yıl önce bir gecenin anılarını geri getirdi.

そのにおいが数年前の夜の思い出を呼び起こした。

Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.

‎サメはにおいを嗅ぎつけ ‎ケルプを食いちぎる

Güzel koku göz önüne alındığında, öğle yemeğinin hazır olduğundan şüphe yok.

とても良い匂いがしているので、昼ご飯ができているに違いないよ。

Ağzıma o mantarımsı tat geliyor. Ağzımda... Kötü bir tat ve koku var.

またキノコの味がしてる 臭くて ひどい味がする