Translation of "Taş" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Taş" in a sentence and their japanese translations:

Köpeğe taş atmayın.

犬に石を投げるな。

Nehre taş atma!

川に石を投げ込んではいけない。

Taş, Kağıt, Makas

じゃんけんぽん。

Bir taş yüzmez.

石は浮かない。

- Yüzme havuzuna taş atma.
- Yüzme havuzuna taş atmayın.

プールに石を投げるな。

Küçük bir taş alıyorlar.

丸石を使うんだ

Taş Devri kalıntıları keşfedildi.

石器時代の遺跡が発見された。

Kafasına bir taş çarptı.

石が彼の頭にあたった。

Ayakkabımda bir taş var.

私の靴の中に石があります。

O bir taş aldı.

彼は石を一つ拾い上げた。

Bir kediye taş atmayın.

猫に石を投げるな。

Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

- 転石苔を生ぜず。
- 転石苔むさず。
- 転がる石には苔が生えぬ。
- 転がる石には苔がつかない。
- 転がる石に苔むさず。

Çocuk bir taş attı.

少年は、石を投げました。

Ona taş fırlatmamasını söyledim.

私は彼に、石を投げるなと言った。

O, bir taş aldı.

彼女は、石を拾い上げた。

Keşke bir taş olsam.

自分が石であればいいのになあ。

Kuşa bir taş attım.

私はその鳥めがけて石を投げた。

Köpeğe bir taş atmayın.

犬に石を投げてはいけません。

Ağırlık için de taş kullanacağım.

石がおもりだ

Taş kalpliler bile gözyaşlarına boğulabilirler.

鬼の目にも涙。

Çocuk kurbağaya bir taş fırlattı.

その少年はカエルめがけて石ころを投げた。

O, köpeğe bir taş attı.

彼は石を犬に投げつけた。

O, havuza bir taş attı.

- 彼は石を池に投げた。
- 彼はその池に石を投げた。

O, gölete bir taş attı.

- 彼は石を池に投げた。
- 彼はその池に石を投げた。

Çocuk köpeğe bir taş attı.

- 男の子が犬に石を投げた。
- 少年は犬をめがけて小石を投げつけた。

Çocuk kediye bir taş fırlattı.

子供は猫めがけて石を投げた。

O kırmızı bir taş aldı.

彼は赤い石を拾い上げた。

Bu taş beş ton çeker.

この石は5トンの重さがある。

Sonunda, değerli taş onun ellerindeydi.

- ついに彼はその宝石を手に入れた。
- 今やようやく、その宝石は彼の手の中にあった。

Kim köpeğime bir taş fırlattı?

誰が私の犬に、石を投げつけたのですか。

Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup

小さな丸石を置く 影の端っこにね

O çocuk köpeğe bir taş fırlattı.

- その子は犬に石を投げた。
- その子供は石を犬に投げた。

Evin etrafında taş bir duvar vardı.

その家の周りに石垣があった。

O, büyük bir köpeğe taş attı.

彼はその大きな犬に向かって石を投げた。

O bir taş gibi sessiz kaldı.

彼は石のように黙り込んだままだった。

Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.

- こわれやすいガラス張りの家に住む者は石を投げてはいけない。
- ガラスの家に住む人は石を投げるべきではない。

"Yuvarlanan taş yosun tutmaz" bir atasözüdür.

「転がる石は苔をもつけず」はことわざである。

Cam evlerde yaşayan insanlar taş fırlatmalılar.

- ガラスの家に住む人は石を投げるべきではない。
- すねにきずもつ者は他人の批評などしないほうがよい。

Bu taş kaldırmak için çok ağır.

この石は重すぎて持ち上げられない。

Bu taş benim kaldıramayacağım kadar çok ağır.

この石はとても重かったので持ち上げることができなかった。

- Taş evler yapıyorum.
- Taştan evler inşa ediyorum.

私は石で家を作ります。

Bu yeni araba diğer arabalara taş çıkartacak.

この新車は他車をしのぐだろう。

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.

遠くから見ると、その石は人間の顔のように見える。

Bu taş benim hareket ettiremeyeceğim kadar çok ağır.

この石は重すぎて私には動かせない。

Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.

この石はあの石の2倍の重さだ。

Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.

鉱員はこれを使い この山を登り下りしてた

Taş o kadar ağırdı ki hiç kimse onu kaldıramadı.

その石は重すぎて誰も持ち上げられなかった。

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

遠くから見ると、その石は人間の顔のように見える。

Ormandan bir taş atımı mesafede bir ev inşa ettim.

森からすぐ近いところに私は家を建てた。

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

グーがチョキに、チョキがパーに、パーはグーに勝つ。

Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!

湖と採石場が見える ずっと下だよ

Okula bir taş atımlık mesafede kalsa da, sık sık okula geç kalır.

学校のすぐ近くに住んでいるのに彼はしばしば遅刻してくる。

Taş üzerinde yazılı bir şey vardı ve onlar bunun ne olduğunu çözmeye çalıştılar.

石には何か書かれていた。彼らは何が書いているかを判読しようとした。

Bu kitap en eski insan yapısı köprülerin Yeni Taş Çağına kadar uzandığını söylüyor.

この本によれば、最初の人工橋梁は新石器時代にさかのぼるという。

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

高齢の守衛、トム・スケレトンは、よれよれのアームチェアーに座りこんで、俳優たちが楽屋からの石段を上ってくるのを聞いていた。