Translation of "Diyor" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Diyor" in a sentence and their japanese translations:

Saat iki diyor.

時計が2時を指している。

Tabela "Çıkış." diyor.

標識には、出口と書かれている。

Bu not diyor ki,

このメモには こうあります

Bu notta şöyle diyor,

こんなメモもあります

Ve bu diyor ki;

このメモにはこうあります

Bu notta diyor ki,

こんな言葉もあります

Melle Mel şöyle diyor:

メリー・メルはこう書いています

Beden dilleri şöyle diyor:

身振りが こう言っています

Arkadaşları ona Ned diyor.

彼女の友達は彼をネッドと呼ぶ。

İnsanlar ona Dave diyor.

- 人々は彼をデイブと呼ぶ。
- 人々は彼をいつもデーブと呼んでいる。

Onlar Robert'a "Bob" diyor.

彼らはロバートをボブと呼ぶ。

O, mektubunda ne diyor.

彼の手紙にはなんて書いてあるの。

Buradaki notta ise şöyle diyor,

こんな言葉もあります

Başlangıçta Michael Corleone diyor ki

始めにマイケル・コルレオーネは言います

Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:

今のビジネス本は

"Rica ederim." diyor kabin görevlisi.

「どうぞ」と乗務員が言います。

Herkes küçük kediye Tora diyor.

みんなは、その小さな猫を「トラ」と呼ぶ。

Bob "Dört buçuk pound" diyor.

「4ポンド50ペンス」とボブが言う。

"Evet. Anlıyorum," diyor Bayan Lee.

「ええ、わかったわ」とリー夫人が言う。

Totoro "Ben Çince konuşamıyorum" diyor.

「中国語はできない」と、トトロくんが言います。

Ve sonra bu not diyor ki,

そして こんなメモもあります

Yani insanlar bazen bana diyor ki,

でもこんな風に言う人もいます

Mikrofonu eline alıyor ve şunu diyor:

マイクを取って話します

Hiroshi,""Bu, oldukça ilginç görünüyor." diyor.

「これはとてもおもしろそうだね」とひろしが言います。

Kim bana" bir boka yaramaz" diyor?

誰ですか、「粗大ゴミ」なんていう人は?

O, kız kardeşine Mina-chan diyor.

彼女は彼女の妹を美奈ちゃんと呼びます。

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

「ええ、オレンジジュースをお願いします」マイクは言った。

Diyor ki,işler tam da güzel giderken,

彼は言います 物事がうまくいっている時

İncil'de, " İnsan yalnız ekmek ile yaşamayacak " diyor.

人はパンのみにて生きるにあらず、と聖書に書いてある。

Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yaparım diyor.

私が何をしようと彼女はもっとうまくできると言うんだ。

Mike "ben nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Hiroshi" diyor.

「博、君の気持ちは分かるよ」とマイクが言います。

Ve başlık diyor ki "Bir efsaneden daha fazlası"

「伝説を超えて」と表題が 書かれていました

"Benden uzak dur" diyor. Yapacağımız şey de bu.

“離(はな)れろ”ってな そうすべきだ

Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.

現在の戦術論は 企業は政治から 距離を置けと言っています

Bir gün YZ "Lütfen beni yeniden başlatma" diyor.

ある日のこと 人工知能が 「再起動しないでください」と言います

İnsanlar "Neden her gün aynı yere gidiyorsun?" diyor.

‎毎日 同じ場所に ‎潜っているが

Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.

彼は観察が鋭いがとても無口だ。

- Şeytan diyor ki onunla evlen.
- Onunla evlenesim geliyor.

彼女は結婚しようと思うが決心がつかない。

Çocuğum "Kinpiragobo" diyemiyor, onun yerine her zaman "Kinpirabogo" diyor.

うちの子、「きんぴらごぼう」が言えなくて、いつも「きんぴらぼごう」になっちゃうの。

- O işaret ne diyor?
- O işaret ne anlama gelir?

あれは何の標識ですか。

- Onun babası onu Tom olarak çağırır.
- Babası ona Tom diyor.

彼のお父さんは彼をトムと呼んでいる。

Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.

彼は こう言います “この殺し屋が いかに多いか知ったら―” “みんな怖くなる”と

- Tavşana kaç, tazıya tut diyen bir kişidir o.
- O, tavşana kaç, tazıya tut diyor.

彼は、両方にいいように言う。

Çocuğum "Kinpira style sauteed Gobo" diyemiyor, her zaman bunun yerine "Pinkira style sauteed Bogo" diyor.

うちの子、「きんぴらごぼう」が言えなくて、いつも「きんぴらぼごう」になっちゃうの。

Benim çocuğum "Kinpira style sauteed great burdock" diyemiyor, bunun yerine her zaman "Kinpira style sauteed Dockbur" diyor.

うちの子、「きんぴらごぼう」が言えなくて、いつも「きんぴらぼごう」になっちゃうの。

"Tom, bunu sen çevirdin, değil mi? "Evet, Neden?" "Modemism nedir?" "Bilmiyorum ama o, metinde yazılı." "Gerçekten mi?" "Gerçekten! bak!" "Ah. bekle ama o modernism diyor."

「これ、トムが訳したんだよね?」「うん、そうだけど」「モデム主義って何?」「分かんないけど原文に modemism って書いてあったから」「ほんとに?」「ほんとだって。ほら」「あ、なんだ、modernism じゃん」