Translation of "üzerinde" in Hungarian

0.016 sec.

Examples of using "üzerinde" in a sentence and their hungarian translations:

O kanepenin üzerinde.

A kanapén van.

Onun üzerinde çalışıyorum.

Dolgozom rajta.

Anahtar masanın üzerinde.

A kulcs az asztalon van.

O yirminin üzerinde.

Már elmúlt 20 éves.

Anahtarlar masanın üzerinde.

A kulcsok az asztalon vannak.

Anahtarların üzerinde mi?

Nálad vannak a kulcsaid?

Radyo masanın üzerinde.

A rádió az asztalon van.

Para masanın üzerinde.

A pénz az asztalon van.

Ne üzerinde odaklanmalıyız?

Mire kellene koncentrálnunk?

- Üretim tarihi kapak üzerinde gösteriliyor.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde yazıyor.

Az előállítás dátuma a fedélen látható.

Atın üzerinde dik duramadım,

Nem tudtam egyenesen tartani magam a nyeregben,

Gözlerimizin üzerinde yer alan

A folyamat zöme a prefrontális kéregben,

Tüm o hareketler üzerinde

Az elnyomás hatással volt

Uçağımız bulutların üzerinde uçuyordu.

A repülőnk a felhők felett repült.

O, buz üzerinde kaydı.

Elcsúszott a jégen.

Buz üzerinde düşmek incitir.

Jégre esni fájdalmas.

Pantolonu radyatör üzerinde kurut.

Szárítsd meg a nadrágot a fűtőtesten!

O dokuz binin üzerinde!

Messze kilencezer felett!

Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

Alig bírok lábra állni.

O konu üzerinde çalışıyoruz.

- Ezen dolgozunk.
- Dolgozunk rajta.
- Azon vagyunk.

Tom onun üzerinde çalışacak.

Tom dolgozni fog rajta.

O çimlerin üzerinde yatıyordu.

Éppen a fűben feküdt.

Onlar fiyat üzerinde anlaştılar.

Megegyeztek az árban.

O altmışın üzerinde olmalı.

- Hatvan év fölött kell lennie.
- Biztos, hogy hatvan fölött jár.

Bir fikir üzerinde çalışıyorum.

Dolgozom egy ötleten.

Bunun üzerinde aylardır çalışıyorum.

Hónapok óta ezen dolgozom.

Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.

Dolgoznak rajta.

Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

Gyermekek csúszkáltak a jégen.

O, yirminin üzerinde olamaz.

Ő nem lehet húsznál idősebb.

Bu, üzerinde anlaştığımız şey.

Ebben állapodtunk meg.

Tom onun üzerinde çalışıyor.

- Tom dolgozik rajta.
- Tom éppen dolgozik rajta.

Leylek şehrin üzerinde uçuyordu.

A gólya a város fölött repült.

Tom'un üzerinde şort vardı.

Tom rövidnadrágot viselt.

Sanırım Tom otuzun üzerinde.

Szerintem Tom túl van a harmincon.

Onun üzerinde odaklanmak istiyorum.

Erre akarok koncentrálni.

Lütfen onun üzerinde düşün.

- Kérlek, gondold át!
- Kérem, gondolja át!

Turistler tekerlekler üzerinde çekirgelerdir.

A turisták keréken járó sáskák.

- Bunun üzerinde bütün gün çalıştım.
- Sabahtan beri bunun üzerinde çalışıyorum.

Egész nap ezen dolgozom.

- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.

Egy virágot látok az íróasztalon.

İşte bu, üzerinde çalıştığım şey.

Én pontosan ezt tanulmányozom.

Bu örneklerden bazıları üzerinde konuşalım.

Mutass be nekünk párat ezen példák közül.

Asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.

hogy az igazi varázslat nem a papíron történik.

...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.

ami prédájukkal szemben fölényt jelent.

40.000'in üzerinde Karayip flamingosu.

Több mint 40 000 karibi flamingó.

En çok üzerinde çalıştığı şey,

Dorothy elmondta:

Bazı çocuklar çimenlerin üzerinde oynuyor.

Néhány gyerek játszik a mezőn.

Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.

Tükörcserepek hevertek a padlón.

Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.

A rádió harsogása fültépő volt.

Masanın üzerinde bir elma var.

- Az asztalon egy alma van.
- Egy alma van az asztalon.

Eski kale tepe üzerinde duruyor.

A régi kastély a dombon áll.

Kral ada üzerinde hüküm sürdü.

A király az egész szigetet uralta.

Haberin onun üzerinde etkisi oldu.

Hatással voltak rá a hírek.

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

Biztos ötven felett van.

Dizlerinin üzerinde Tanrı'ya dua etti.

Térden állva imádkozott Istenhez.

O bir şey üzerinde yoğunlaştı.

- Egy dologra koncentrált.
- Egy dologra összpontosított.

- O masada.
- O masanın üzerinde.

Az asztalon van.

Üç haftadır bunun üzerinde çalışıyorum.

Három hete ezen dolgozom.

Tom ellerini kulaklarının üzerinde tuttu.

Tomi a fülei elé tette a kezeit.

Tom zaten onun üzerinde çalışıyor.

Tom már dolgozik rajta.

Ay üzerinde hiç hava yoktur.

A Holdon nincs levegő.

Bu şapka üzerinde iyi durdu.

Ez a kalap jól áll neked.

Venedik sular üzerinde bir şehirdir.

- Velence egy vízre épült város.
- Velence egy város a vízen.

Ortak bir bildiri üzerinde anlaştılar.

Elfogadtak egy közös nyilatkozatot.

Onun üzerinde bir ceketi yok.

Nem vett fel kabátot.

Bunun üzerinde üç yıldır çalışıyorum.

Három éve ezen dolgozom.

Biz şimdi onun üzerinde çalışıyoruz.

Már dolgozunk rajta.

Masanın üzerinde bir harita var.

Van egy térkép az asztalon.

Her gün onun üzerinde çalıştım.

Ezen dolgoztam nap mint nap.

Dünya üzerinde birçok dil konuşulur.

A földön rengeteg nyelvet beszélnek.

Köln, Ren üzerinde yer alır.

Köln a Rajna mentén fekszik.

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.

A mai hőmérséklet fagypont fölött van.

Linda'nın üzerinde birkaç mücevher vardı.

Volt néhány ékszer Lindán.

Bu yer harita üzerinde değil.

Ez a hely nincs a térképen.

Tom'un üzerinde hiçbir şey yok.

Tom semmilyen ruhát nem visel.

Onun üzerinde hiç elbise yoktu.

Egyáltalán nem volt rajta ruha.

O senin üzerinde iyi görünüyor.

- Ez jól áll neked.
- Ez jól mutat rajtad.

Tom'un üzerinde bir şapkası yok.

Tomin nincs kalap.

Tom yeni plan üzerinde çalışıyor.

Tomi éppen egy új terven munkálkodik.

Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.

A hőmérséklet éppen fagypont fölött van.

Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.

A jég elég vastag volt ahhoz, hogy járni lehessen rajta.

Tom dışarıda bir iş üzerinde.

Tom elment valamit elintézni.

Yeni bir düşünce üzerinde çalışıyorum.

Éppen egy új ötleten dolgozom.

Tom hâlâ onun üzerinde çalışıyor.

Tom még mindig ezen dolgozik.

Toplum üzerinde bilimin etkisi büyüktür.

A tudománynak nagy hatása van a társadalomra.

Ne üzerinde çalıştığın sorabilir miyim?

- Megkérdezhetem, hogy éppen min dolgozol?
- Megkérdezhetem, hogy most éppen min dolgozik?

Masanın üzerinde bir kitap var.

Van egy könyv az íróasztalon.

Akbabalar ölü bedenler üzerinde dönüyorlardı.

A hullák fölött keselyűk köröztek.

Tepe üzerinde birçok maymun bulunur.

A dombon sok majom van.

Ben yeni kitabım üzerinde çalışıyorum.

Az új könyvemen dolgozom.

Bu, üzerinde oynanmış bir fotoğraf.

Ez egy manipulált fénykép.

42 milyar doların üzerinde para harcanıyor.

e mentális betegség kezelése.

Bu pozitif görüntü üzerinde çalışmak yerine,

melyet mindenki igyekszik fenntartani,

Bu konu üzerinde 90 dakika harcamıştık

Akkoriban 90 percet szenteltünk a témának,

Bunu yapabilecek bir kamera üzerinde çalışıyordum.

olyan kamerán dolgoztam, ami képes erre –

Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:

Papíron, természetesen, jobban voltam:

Hem beyin hem de vücudunuz üzerinde.

az agyat is, a testet is egyaránt károsítják.

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

Amikor a Hold eredetével kezdtem foglalkozni,

Ve Yuri, Moskova üzerinde aşağı bakıyor

Jurij Moszkvában nézett le,

Erkek doğum kontrolü üzerinde çalışan araştırmacılar

A férfi fogamzásgátláson dolgozó kutatók