Translation of "Gitmemi" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Gitmemi" in a sentence and their japanese translations:

Yağmur gitmemi engelledi.

雨のため私は行けなかった。

Oraya gitmemi onaylayamadı.

彼は私がそこへ行くのを許すわけにはいかなかった。

Tom gitmemi istemiyor.

トムは私に行ってほしくない。

- O, oraya gitmemi tavsiye etti.
- Oraya gitmemi tavsiye etti.

そこへ行くように彼女に勧めた。

Hastalık partiye gitmemi engelledi.

病気のために私はパーティーに出られなかった。

Hastalık oraya gitmemi engelledi.

病気のために私はそこへ行けなかった。

Kar oraya gitmemi engelledi.

雪のために私はそこに行けなかった。

Benim onunla gitmemi istiyor.

彼女は私にいっしょにきてほしいと思っている。

Seninle gitmemi ister misin?

一緒に行こうか?

Hastalık okula gitmemi engelledi.

私は病気のために学校へ行けなかった。

O oraya gitmemi önerdi.

彼はそこに行くように助言した。

Babam konsere gitmemi onaylamadı.

父は私がコンサートに行くことに賛成しなかった。

Tamam, sağa gitmemi mi istiyorsunuz?

右に行きたいんだな

Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.

- 支配人は、彼といっしょに飛行場に行ったらどうかと言った。
- マネージャーは、私が彼と一緒に空港に行ってはどうかと言い出した。

Bana el sallayarak gitmemi istedi.

彼は手を振って私にあっちにいけと合図した。

O benim yalnız gitmemi emretti.

- 彼は私に1人で行けと命じた。
- 彼は私に1人で行けと命令した。

Takuya bana derhal gitmemi söyledi.

タクヤは私にすぐ出発するように言いました。

Partiye onunla birlikte gitmemi önerdi.

パーティーに一緒に行こうと、彼に誘われました。

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

病気のため、私は外国へ行けなかった。

O, oraya gitmemi tavsiye etti.

- 彼はそこへ行くように助言した。
- 彼はそこに行くように助言した。

Acil iş seninle alışverişe gitmemi engelledi.

急用のため私はあなたと一緒に買物に行けなかった。

O, bana derhal oraya gitmemi söyledi.

そこへすぐ行けと彼が言った。

Hastalık benim onun konserine gitmemi engelledi.

病気のため彼のコンサートに行けなかった。

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

天候が悪くて私は釣りに行けなかった。

O gitmemi engellemek için bana sarıldı.

彼女は行かせまいとして私に縋った。

Oraya gitmemi gerektiren hiçbir neden yok.

私がそこへ行かねばならない理由は少しもない。

Onlar benim polis karakoluna gitmemi tavsiye etti.

彼らは私に警察へ行くように助言した。

Benim gitmemi istemiyor fakat benim niyetim var.

彼は私が行くことを望まないが、私は行くつもりだ。

O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.

彼女は私の腕をつかんで、帰ろうとするのを引き止めた。

Bir avukata gitmemi tavsiye etti. Bunu hemen yaptım.

彼は私に弁護士に会うように勧めた。私はすぐにそうした。

Eve gitmemi söyledi ve ben ona itaat ettim.

彼は私に帰宅するよう言ったので、私は従った。

Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.

新しい地下鉄のおかげで20分で学校へ行くことができる。

Piyano hocam kötü hava nedeniyle erkenden eve gitmemi tavsiye etti.

悪天候のために、私のピアノの先生は私に早く帰るようにと言ってくれました。

Öğretmen parmağıyla beni işaret etti ve onunla beraber gitmemi istedi.

先生は私を指差し、いっしょに来るように言った。

Bir arkadaşı ziyaret etmek için onunla birlikte trenle Milano'ya gitmemi istiyor.

友人を訪問しにミラノまで列車で行く際、彼は私についてきてもらいたがっている。

- Babam yurt dışına gitmemi onaylamadı.
- Babam yurt dışına gitmeme razı oldu

父は私が外国へ行くことを承知した。