Translation of "Engelledi" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Engelledi" in a sentence and their japanese translations:

Yağmur gitmemi engelledi.

雨のため私は行けなかった。

Yağmur gelmemi engelledi.

雨のために来られませんでした。

Gürültü çalışmamı engelledi.

騒音が勉強の妨げとなった。

Kar zamanında varmamızı engelledi.

雪のために私たちは定刻に着けなかった。

Yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

雨のため我々は外出できなかった。

Yağmur beyzbol oynamamızı engelledi.

雨のために私達は野球をすることができなくなった。

Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.

雨のために散歩ができなかった。

Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.

- 雨で外出出来なかった。
- 雨で外出ができなかった。

Yağmur yangının yayılmasını engelledi.

雨で火の手は広がらずにすんだ。

Kötü hava gitmemizi engelledi.

悪天候のために我々は出発できなかった。

Kötü hava başlamamızı engelledi.

悪天候なため、私たちは出発できなかった。

Onu gelmekten ne engelledi?

どうして彼は来られなかったのですか。

Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.

その台風によって私たちの飛行機は出発できなかった。

Hastalık partiye gitmemi engelledi.

病気のために私はパーティーに出られなかった。

Hastalık oraya gitmemi engelledi.

病気のために私はそこへ行けなかった。

Hastalık seni aramamı engelledi.

病気のためあなたを訪問できませんでした。

Sel, nehri geçmemi engelledi.

洪水のために私は川を渡ることができなかった。

Hastalık partiye katılmamı engelledi.

私は病気のためパーティーには出席できなかった。

Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.

嵐のため私たちは外出できなかった。

Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.

大雨のため行けなかった。

Kar oraya gitmemi engelledi.

雪のために私はそこに行けなかった。

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

雪のため私は外出できなかった。

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

- 嵐のために我々は定時に到着できなかった。
- 嵐のために、私達は、時間通りに到着出来なかった。

Kar uçağın kalkmasını engelledi.

雪のため飛行機は離陸出来なかった。

O, işimde beni engelledi.

彼は私の仕事の妨げになった。

Kaza onun gelişini engelledi.

事故のため彼は来ることができなかった。

Hastalık okula gitmemi engelledi.

私は病気のために学校へ行けなかった。

İnşaat, caddeye girişi engelledi.

- 工事が通りへの進入を遮断した。
- 工事が通りへの進路を塞いだ。

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi.

怒りが彼から理性を奪った。

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

- 病気のため私は外出できなかった。
- 病気のために私は外出出来なかった。

Senin çalışmanı ne engelledi?

- あなたは何故働かなかったのか。
- 仕事ができない原因は何なの?

Yardımın benim mahvolmamı engelledi.

あなたの援助がなかったら、破産したろうに。

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

病気のせいで私は旅行に行けなかった。

Kar dışarı çıkmamızı engelledi.

- 雪のため、外に出られなかった。
- 雪で私たちは外出できなかった。

Acil iş onun gitmesini engelledi.

急用のため彼は行けなかった。

Acil iş onun gelişini engelledi.

急用で彼は来る事が出来なかった。

Yağmur dışarıda tenis oynamamızı engelledi.

雨のために、私たちは外でテニスができなかった。

Yağmur onun buraya gelmesini engelledi.

雨のため、彼はここに来られなかった。

Kötü hava yola çıkmamı engelledi.

悪天候のため、出発できなかった。

Yoğun kar dışarı çıkmamızı engelledi.

ひどい雪のため外出できなかった。

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

その事故のせいで、列車に乗り遅れてしまった。

Olay onun Amerika'ya gitmesini engelledi.

その事件が彼の渡米を妨げた。

Köpek, onun evine yaklaşmamı engelledi.

その犬のために私は彼の家へ近付けなかった。

Hastalık Jane'in okula gitmesini engelledi.

病気のためジェーンは学校に行けませんでした。

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

病気のため、彼は外出できなかった。

Hastalık onun gezi planlarını engelledi.

病気で彼の旅行の計画は挫折した。

Acil iş onun gelmesini engelledi.

彼は急用のために来られなかった。

Kötü hava dışarı gitmemizi engelledi.

天気が悪くて出かけられなかった。

Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.

大雪のために私は外出できませんでした。

Şiddetli yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

- 大雨のため私たちは出かけられなかった。
- 大雨で外出できなかった。

Grip onun golf oynamasını engelledi.

流感で彼はゴルフが出来なかった。

Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.

悪天候なため、私たちは出発できなかった。

Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.

嵐のために飛行機は離陸できなかった。

Onun zamanında müdahale salgını engelledi.

彼の迅速な行動により伝染病を防ぐことができた。

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

彼は会に病気ででられなかった。

Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

- 嵐のため彼女は定時に到着できなかった。
- 嵐のせいで彼女は時間通りに着けなかった。

Doktor'un tavsiyesi çok içmemi engelledi.

私は医者の忠告によって酒を飲み過ぎなかった。

Fırtına, kayıp çocuğu aramamızı engelledi.

嵐のため行方不明の子供の捜索ができなかった。

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

病気のため、私は外国へ行けなかった。

Hastalık onun geziye çıkmasını engelledi.

病気のために彼女は旅行することが出来なかった。

Hastalık onun işini yapmasını engelledi.

- 病気のため彼は仕事が出来なかった。
- 彼は病気のために働けなかった。

Acil iş seninle alışverişe gitmemi engelledi.

急用のため私はあなたと一緒に買物に行けなかった。

Acil iş onun konsere gitmesini engelledi.

急用ができて、彼は音楽会にいくことができなかった。

Ani bir hastalık oraya gitmesini engelledi.

急病のために彼はそこへ行くことができなかった。

Yan yatan bir araç geçişi engelledi.

横倒しになった自動車が通行の妨げになった。

Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.

悪天候のため彼らは出帆できなかった。

Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.

貧乏のため彼は学校に通えなかった。

Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.

貧しさのため彼は研究を続けることが出来なかった。

Hastalık benim onun konserine gitmemi engelledi.

病気のため彼のコンサートに行けなかった。

Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.

彼女は病気でパーティーに出席できなかった。

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

天候が悪くて私は釣りに行けなかった。

Fırtına yürüyüş için dışarı çıkmamı engelledi.

- 嵐のため散歩に行けなかった。
- 嵐のために散歩にいけなかった。

Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.

足をけがしていたので彼はレースに勝てなかった。

Bir tayfun Okinawa'ya gitme yolculuğumuzu engelledi.

台風のため沖縄へ旅行できなかった。

Şiddetli bir kar okula gitmemizi engelledi.

大雪で私たちは学校へ行けなかった。

Şiddetli kar yağışı trenin gidişini engelledi.

大雪のために、列車は出発できませんでした。

Şiddetli yağmur onların oraya gitmesini engelledi.

激しい雨が彼らの行く手を妨げた。

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.

- 私達は大雨のために釣りに行けなかった。
- 私たちは大雨のため釣りに行けなかった。
- 大雨のおかげで釣りに行けなかった。

Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.

霧が立ちこめて見晴らしがきかなかった。

Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi.

その船は嵐のために神戸を発つことができなかった。

Yoğun bir kar fırtınası dışarı çıkmamızı engelledi.

ひどい吹雪のために私達は外出できなかった。

Onun ani gelişi onun dışarı çıkmasını engelledi.

彼女が突然来たので彼は外出することができなかった。

Hafif soğuk ailemle birlikte Ibusuki'ye gidişimi engelledi.

- 軽い風邪をひいていたので、家族と指宿へ行くことはできなかった。
- わたしは風邪気味であったために、家族と指宿へ行かれなかった。
- 風邪気味だったので、家族と指宿には行けなかった。

Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.

窓の外の騒音のために、彼は眠ることができなかった。

Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.

- 彼の専門的知識の欠陥が昇進を妨げた。
- 彼の専門知識の欠落が彼の昇進を阻んだ。

O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.

彼女は私の腕をつかんで、帰ろうとするのを引き止めた。

Kötü bir soğuk algınlığı bu hafta çalışmamı engelledi.

ひどい風邪を引いてしまって、私は今週勉強できない。

- Erken gelmeni ne engelledi?
- Erken gelmene ne mâni oldu?

- 君はなぜもっと早く来られなかったのか。
- なんで君はもっと早くこれなかったのか。

Köpek bana kapıda havlamayı sürdürdü ve içeri girmemi engelledi.

門の所で僕に向かって吠え続けて、入れてくれなかったんだよ。

- Sis uçakların kalkışını engelledi.
- Sis uçakların havalanmasına mâni oldu.

- 霧で飛行機は離陸を妨げられた。
- 霧のため、飛行機は離陸できなかった。

- Kalın sis uçağın kalkmasını engelledi.
- Kalın sis, uçağı kalkıştan alıkoydu.

濃い霧のために飛行機は離陸できなかった。

Onun sağlığı hakkında endişeli olduğu için, annesi onun dışarı çıkmasını engelledi.

彼の母は彼が心配だったので、彼を外出させないようにした。

Sen muhtemelen çok fazla gergindin ve bu senin iyi uyumanı engelledi.

君は緊張して、よく眠れなかったんだろうね~。