Translation of "Müdürü" in Japanese

Ofis müdürü Maria,

業務部長のマリア

Bay Hunt okulumuzun müdürü.

ハント先生が私たちの学校の校長だ。

Müdürü görmesi gerektiğini söyledi.

彼は支配人に会わなければならないと言った。

O, bir otelin müdürü.

彼はホテルの経営者です。

O, müdürü görmek istedi.

彼女は支配人に会うことを要求した。

Okulumuzun müdürü bir Amerikalı.

- 私たちの学校の校長先生はアメリカ人です。
- 俺らの学校の校長って、アメリカ人なんだ。

Otel müdürü ile konuşmak istiyorum.

ホテルの支配人と話をしたいのですが。

Okul müdürü kazananlara ödüllerini sunacak.

校長先生は勝った人達に賞を贈るでしょう。

O sadece okul müdürü oldu.

- 彼は校長になり立てだ。
- 彼は校長になったばかりだ。

Bu mağazanın müdürü sakal uzatıyor.

この店の店長はひげが生えています。

Okul müdürü Tom'u iki gün uzaklaştırdı.

学校長はトムを２日間の停学にした。

O, henüz bir okul müdürü oldu.

- 彼は校長になり立てだ。
- 彼は校長になったばかりだ。

Okul müdürü, öğretmenden sonra içeri geldi.

校長が先生の後ろから入ってきた。

Bir baba, yüzden fazla okul müdürü demektir.

一人の父親は百人の学校長に優る。

Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.

校長は卒業生ひとりひとりに卒業証書を授与した。

Bay Bush, okulumuzun müdürü, Yale'den mezun oldu.

校長のブッシュ先生はエール大学の卒業です。

Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.

私が 福祉事務所まで行き 責任者に会わせろと言ったら

Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.

校長は私に彼女が正直なのを保証した。

Okul müdürü mezun öğrencilerin her biri ile el sıkıştı.

校長は卒業生一人一人と握手をした。

Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

私はあなたが最近、制作部長になった、ということを知り、嬉しく思っています。

Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.

研究部長はその部門が新製品のテストをするにあたって、徹底的な仕事をさせた。

Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.

ビル・ピアソンは、建設会社で１５年働いた後、地区支配人という責任ある地位を与えられた。