Translation of "Görmüş" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Görmüş" in a sentence and their japanese translations:

Onu görmüş olamaz.

彼はそれを見たはずがない。

Onu görmüş olmalı.

彼はそれを見たに違いない。

Tom'u görmüş müydün?

もうトムに会ったのですか。

Onu görmüş olabilir.

彼はそれを見たかもしれない。

Hayalet görmüş gibi gözüküyorsun.

- 君は幽霊を見たような顔をしている。
- あなたはまるで幽霊でも見たような顔つきをしている。

Bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.

彼女はあたかも幽霊でも見たかのように見えた。

O, partide beni görmüş olamaz.

彼女がパーティーで私を見かけたはずがない。

Roma'yı ziyaret ettiysen Coliseum'u görmüş olmalısın.

ローマを訪れたことがおありなら、コロセウムをご覧になったにちがいない。

O bir hayalet görmüş gibi hissetti.

彼女はおばけでも見たかのような気分だった。

Paris'te eğitim görmüş olmakla gurur duyar.

彼はパリで教育を受けたことを自慢している。

O daha iyi günler görmüş olmalı.

彼女は昔羽振りが良かったに違いない。

- Oğlumu görmüş müydün?
- Oğlumu gördün mü?

うちの息子を見かけませんでしたか?

- Saatimi görmüş müydün?
- Saatimi gördün mü?

私の時計を見かけませんでしたか?

O kızı bir yerde görmüş olabilirim.

私はどこかであの女の子に会ったかもしれない。

Mary polise Tom'u görmüş olduğunu söyledi.

メアリーはトムを見たと警察に証言した。

Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.

彼女はまるで幽霊を見たような顔つきをしていた。

O bir hayalet görmüş gibi görünüyor.

彼女は幽霊でも見たかのような顔をしている。

Tom bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.

トムは幽霊でも見たかのような顔をしていた。

Bir dakika önce biz kraliçe görmüş olabiliriz.

もう1分早かったら、女王が見られただろうに。

Elektrikli cihaz, taşınma sırasında hasar görmüş olmalıdır.

その電気器具は輸送中にこわれたのにちがいない。

O, sanki bir hayalet görmüş gibi donakaldı.

幽霊でも見たかのように、彼女は茫然と立っていた。

Tom dün gece garip bir rüya görmüş.

トムは昨夜変な夢を見た。

Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.

ジョディはまるで幽霊でも見たような顔をしている。

Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.

羽に深い傷を負った小鳥を見つけました。

O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.

その国は高等教育社会に変わりつつある。

Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim görmüş olmaktan gurur duyuyor.

彼は、アメリカで教育を受けたことを自慢している。

O şehir dışına gitmeden önce onu görmüş olmayı umuyordu.

彼は街を出ていく前に彼女に会うつもりだった。

- Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.

私は彼の損なわれた名声を取り戻そうとした。

John geri döndüğünde sanki bir hayalet görmüş gibi solgun görünüyordu.

ジョンが戻ってきたとき、彼はまるで幽霊でもみたように青白い顔つきだった。

O çok daha iyi günler görmüş eski bir ceket giyinmişti.

彼は使い古された上衣を着ていた。