Translation of "Dersi" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Dersi" in a sentence and their japanese translations:

Dersi geçtin mi?

その課の復習をしましたか。

5. dersi tekrarlayalım.

第5課を復習しましょう。

O dersi yaptım.

私はその授業を済ませています。

Onun dersi çok uzun.

彼の説教はとても長い。

Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.

彼らは講演者の話にじっと耳を傾けていた。

Onlar dersi dikkatle dinledi.

彼らはその講義をたいへん注意深く聞いた。

Lütfen! lütfen dersi atlatmayın.

クラスを休まないでください。

Onun dersi zamanında başladı.

彼の講義は時間どおりにはじまった。

Matematik dersi boyunca uyuyakaldım.

数学の授業中に私は居眠りをした。

Bu dersi aklında tut.

- この教訓を忘れるな。
- この教訓を肝に銘じておきなさいよ。

Bu dersi kalbinle öğren.

この課を暗記しなさい。

Bu dersi almalı mıyım?

このレッスンを受けなければなりませんか。

Bu dersi kolay bulacaksınız.

このレッスンはやさしい事が分かるでしょう。

Onlara dijital teknoloji dersi veriyor,

デジタル技術の指導や

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

内容を理解するだけではなく

Profesörün sıkıcı dersi beni uyuttu.

教授のだるい講演で寝てしまった。

İngilizce dersi sırasında öğretmeni dinledik.

英語の授業の間、私たちは先生の話を聞いた。

Dr. Brown'dan matematik dersi aldım.

ブラウン先生のもとで数学を学びました。

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

- 彼は英語を教えて生計をたてている。
- 彼は英語を教えて生活をしている。

Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.

先生はベルが鳴ったとき授業を終えた。

Tarih dersi saat dokuzda başlar.

歴史の授業は9時に始まります。

Bir dersi dinlerken sessiz olmalısın.

講義を聞いている時は、静かにしていなければならない。

Profesör Naruhodo'nun dersi yeniden yayınlandı.

ナルホド先生の講演が再放送された。

Matematik okulda onun favori dersi.

数学は彼女の大好きな科目です。

İki fen dersi almak zorunda.

彼は理科を2科目とらなければならない。

O bize tarih dersi veriyor.

彼は私達に歴史を教えています。

Onların sabahleyin dört dersi var.

- 彼らは午前中に4時間の授業があります。
- 彼らは午前中、授業が4時間あります。

O gün dersi gölgelediği zamanlarınız olmuştur.

あなたの世界が 日々の授業に 暗い影を落とした時があるかもしれません

Standart ve İleri Matematik dersi alan

および高等数学を取った

Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.

教授は授業をサボったジョンを叱った。

Geçen yıl bir sanat dersi aldım.

去年手芸コースを取っていたのです。

Sadece birkaç saat Japonca dersi alabilmişti.

彼女は日本語の授業をほんの数時間しか受けられなかった。

Onun dersi zamanki gibi çok öğreticiydi.

彼の講義はいつものように、ためになった。

Doğruyu söylemek gerekirse, onun dersi sıkıcı.

実際のところ、彼の講義は退屈であった。

Dersi açıkça duymak için önde oturdum.

私は講義をはっきり聞くために前に座った。

Onun okulda Fransızca dersi verdiği doğrudur.

彼女が学校でフランス語を教えているのは本当だ。

Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?

この話の教訓がわかりましたか。

O bilgisayar dersi bir zaman kaybıydı.

このコンピューターコースをやった(に通った)のは時間の無駄だった。

Umarım, siz de aynı üç dersi alırsınız.

皆さんも 同じ3つの教訓を 得ていただけたらと思います

Öğretmen dersi bitirdikten hemen sonra zil çaldı.

先生が授業を終えるとすぐにベルが鳴った。

Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

君は細心の注意を払って講義ノートを作成したほうがいい。

Öğrenciler dersi üst üste üç kez kaçırdı.

その学生達は続けて3回授業に出席しなかった。

Bugünkü matematik dersi her zamankinden daha ilginçti.

今日の数学はいつもより楽しかった。

O gün bir piyano dersi var mı?

- あなたはその日ピアノのレッスンを受けましたか。
- その日はピアノのレッスンはあったの?

O, bütün dersi ezberleyerek tam not aldı.

彼女は1課を丸ごと暗記することで満点を取った。

- Hangi dersi tavsiye edersin?
- Hangi kursu tavsiye edersin?

おすすめのコースはどこですか。

Bildiğiniz gibi, medya dersi için çok fazla film izledik.

また クラスでは映画もたくさん観ました メディアコースですからね

Bir kez bir dersi atladığınızda, sınıf arkadaşlarınıza yetişmek zor.

一回授業を休むと、クラスメートに追いつくのは大変です。

Hem erkekler hem de kızlar okulda pişirme dersi almalılar.

男子も女子も学校で料理の授業をとるべきだ。

O, yerel üniversitede birkaç gece dersi için sözleşme imzaladı.

彼女は地域の大学の夜間授業2クラスに登録した。

Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

去年の春、料理教室に通って、パンの焼き方を覚えました。

Benim sınıfımda sadece bir dersi paylaşmak değil daha fazla şeyi ifade ediyor...

シンプルな教訓を自分の授業でシェアする以上の 大きなものになりました