Translation of "Dikkatle" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Dikkatle" in a sentence and their japanese translations:

Dikkatle izleyin.

注意深く見なさい。

Dikkatle dinliyorum.

全身すべてが耳だ。

Odası'ndan dikkatle yönetildi .

室 から慎重に管理されていました 。

Yolu dikkatle geç.

その道路は気をつけて渡りなさい。

Lütfen dikkatle dinleyin.

- 注意深く聞いてください。
- よく聞いてください。

Dikkatle dinliyor musun?

ちゃんと聞いてる?

John dikkatle dinledi.

ジョンは注意深く聞いた。

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

教科書を正しく読みなさい。

Karanlıkta yolumuzu dikkatle hissetmeliyiz.

我々は暗闇の中では注意深く手探りで進まなければならない。

Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.

彼らは講演者の話にじっと耳を傾けていた。

Onlar dersi dikkatle dinledi.

彼らはその講義をたいへん注意深く聞いた。

O, onu dikkatle aldı.

彼はそれをそっと摘み上げた。

Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.

先生は私の説明を注意深く聞いてくれた。

Yuvadaki kuşu dikkatle izledi.

彼女は巣の中の鳥を注意して見つめた。

Tom kutuyu dikkatle açtı.

トムは慎重に箱を開けた。

Tom kapıyı dikkatle kilitledi.

トムは慎重にドアの鍵をかけた。

Söyle bana. Dikkatle dinliyorum.

- さあ言ってよ、じっと聞いているから。
- 話してよ。聞く準備ばっちりだからね。

Bu çalışmada veriler dikkatle seçildi;

この研究では 外部からの影響を できるだけ統制し

O her kelimeyi dikkatle seçti.

彼は言葉を一つ一つ注意深く選んだ。

Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.

私は彼の言う事を注意深く聞こうと努めた。

Bu sorunlar dikkatle ele alınmalıdır.

これらの問題は慎重に取り組まなければならない。

Yaşlı kadın ziyaretçiyi dikkatle inceledi.

老女は御客をじろじろ見た。

Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.

- 説明書をちゃんと読めば間違える事はないよ。
- 指示を注意深く読めば、間違うことはありません。

O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.

彼女は自分の言葉を慎重に選ばなければならなかった。

Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.

ケイトは歴史の講義を丹念にノートにとった。

Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.

あなたのライフスタイルを見直してみましょう。

Tom gazın kapalı olduğunu dikkatle kontrol etti.

トムはガスが止まっていることをきっちりと確かめた。

Bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledi.

彼は一言も聞きもらすまいとたいへん注意して聞いた。

Lütfen söylemek zorunda olduğum şeyi dikkatle dinle.

僕の言う事を良く聞いてくれ。

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

私はナマケモノの動きに見とれながら 何時間も幸せな時間を過ごしました

Mektubu dikkatle sakladı böylece hiç kimse onu görmedi.

- 彼女はその手紙を誰にも見られない様に注意深く隠した。
- 彼女はその手紙を誰にも見られないように注意ぶかく隠した。

Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.

- 彼女はその手紙を誰にも見られない様に注意深く隠した。
- 彼女はその手紙を誰にも見られないように注意ぶかく隠した。

Birkaç kitabı dikkatle okumak, birçok kitabı rastgele okumaktan daha iyidir.

手当たり次第に多くの本を読むよりも、少数の本を精読する方がよい。

- İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.

薬を服用するときは、ビンに書いてある用法に注意深く従いなさい。

- Ben onlara hikaye anlatıyorken çocuklar can kulağı ile dinliyorlardı.
- Ben onlara hikaye anlatıyorken çocuklar dikkatle dinliyorlardı.

子供達は私が話をしていたとき熱心に聞き入っていた。

- Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- Bir tek kelimesini bile kaçırmamak için dikkatlice dinledik.

私たちは一言も聞き漏らさないように注意深く聞いていた。