Translation of "Dar" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Dar" in a sentence and their japanese translations:

Ne dar merdivenler!

なんて狭い階段なんだ!

Sokak çok dar.

- その通りはとても狭いんだ。
- その通りはとても細いんだ。

Otele giden yol dar.

ホテルに続く道は狭い。

Açı çok dar olurdu.

それでは角度が小さすぎよう。

Tom'un dar omuzları var.

トムは肩幅が狭い。

Sanırım Tom dar görüşlü.

トムって心が狭いと思う。

O, dar omuzlara sahip.

彼は肩幅が狭い。

Bu ayakkabılar çok dar. Acıtıyorlar.

靴がきつくて足が痛い。

Yol arabalar için çok dar.

- その道は狭すぎて車は通れない。
- その道は車が通るには狭すぎる。

Kasabanın çok dar şeritleri var.

- その町には狭い小路が多い。
- その町にはたくさんの狭い路地がある。

Kapı araba için çok dar.

門はその車には狭過ぎる。

Dar bir patika boyunca yürüdük.

私たちは狭い道を歩いていった。

Sen dar fikirli bir bireysin.

- おまえはケツの穴の小さい男だな。
- 君は心の狭い女だな。

Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.

男らしさをとても狭い範囲で定義し

dar iş tanımları oluşturduk ve sonra

タクシー運転手などと 幅の狭い職務を作り出し

Kamyon dar yolda duvar boyunca sıyırdı.

トラックは狭い道を塀にかすめるように通った。

Kapı bir araba için çok dar.

その門は狭すぎて車は入れません。

Köye giden dar bir yol var.

その村までは狭い道が1本通っている。

Mülteciler dar, bakımsız arka sokakta yaşıyordu.

難民がごみごみした裏町に住んでいました。

Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.

彼らは狭い道を歩いていった。

İlki, bu dar tanımlanmış işler robotlar tarafından

1つは この守備範囲の狭い仕事こそ

Mühendis sıkıntısı şirketimizin gelişimine büyük dar boğaz.

技術者の不足が当社の発展の最大のネックだ。

Çatıya giden merdiven, dar, dik ve karanlık.

屋根にいく階段は狭くて急でくらいです。

Bu yol arabaların geçemeyeceği kadar çok dar.

この道はとてもせまいので車は通れません。

Bu yol kamyonların geçemeyeceği kadar çok dar.

この通りは狭いからトラックは通れない。

Kapı o kadar dar ki araba geçemez.

- 門はとても狭くてその車は通れません。
- 門はすごく狭いので、その車が通り抜けるのは無理ですよ。

Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.

雪は断熱材だ かなり窮屈で暖かいよ

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

‎しかし あの若いオスに ‎仲間はいない

Bu pantolonlar oldukça dar. Diğer bedenleri deneyebilir miyim?

このジーンズはきつすぎます。べつのサイズを試着できますか。

- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.

- あの家は大変小さい。
- あの家はすごく狭いんだ。

O yol bir arabayı kullanmak için çok dar.

その道は車が通るには狭すぎる。

Buranın oldukça dar ve küçük olması iyi bir şey.

かなり窮屈で小さいことが いいんだ

Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip

この峡谷は狭すぎる だから峡谷の端に ロープで下りる

- Onun dar bir beli var.
- Onun küçük bir beli var.

彼女のウエストは細い。

Şimdi biraz elim dar ve böyle pahalı bir yemeğe gücüm yetmez.

今あまりお金がなくて困っているので、そんな豪華な食事はできない。

- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

赤道近くの狭い地域にある熱帯雨林は、急速にその姿を消しつつあり、2000年までにはその80%が消滅してしまうかもしれない。