Translation of "Ayakkabılar" in Japanese

0.080 sec.

Examples of using "Ayakkabılar" in a sentence and their japanese translations:

- Ayakkabılar yıpranmış.
- Ayakkabılar eskimiş.

靴がすっかり擦り減った。

Ayakkabılar nerede?

靴はどこにありますか。

Ayakkabılar pahalıdır.

靴って高いな。

Sizin ayakkabılar burada.

君の靴はここにある。

Benim ayakkabılar yıpranmış.

- 私の靴はすり切れた。
- 私の靴はすり減っている。
- 靴がすり減った。
- 私の靴、ボロボロだわ。

Bu ayakkabılar onun.

この靴は彼女のものだ。

Benim ayakkabılar gitti.

私の靴がなくなってしまった。

Bu ayakkabılar benim.

- この靴は私の物よ。
- この靴は私のです。

Ayakkabılar deriden yapılmıştır.

くつは革でつくられている。

Aynı ayakkabılar, Jordan, ABD.

アメリカでもヨルダンでも 同じような靴を履き

Yeni olduklarında, ayakkabılar serttir.

靴は新しい間は固い。

Bu ayakkabılar çok pahalı.

この靴高すぎるよ。

Bu ayakkabılar eski modadır.

その靴は時代遅れだ。

Bu ayakkabılar bana ait.

この靴は私の物よ。

Bu ayakkabılar çok küçük.

この靴は小さすぎる。

Bu ayakkabılar bana uymuyor.

この靴は私には合わない。

Bu ayakkabılar ne kadar?

この靴はいくらですか?

O, eski ayakkabılar giydi.

- 彼は古い靴をはいていた。
- 彼は古びた靴をはいていた。

Bu ayakkabılar İtalya'da yapılmıştır.

この靴はイタリア製です。

Bu ayakkabılar biraz gevşek.

この靴は少し緩い。

Bu ayakkabılar ayaklarıma uymaz.

この靴は私の足に合わない。

Bu ayakkabılar çok sıkı.

この靴はきつすぎる。

Bu ayakkabılar İtalya'da yapılır.

この靴はイタリア製です。

Burada güzel ayakkabılar bulmalısın.

ここでは素敵な靴が見つかるはずです。

O, beyaz ayakkabılar giydi.

彼女は白い靴をはいていた。

Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.

- 君がはいている靴は、かなり高い値段がするように見える。
- あなたが履いている靴はかなり高そうだ。

Bu ayakkabılar çok dar. Acıtıyorlar.

靴がきつくて足が痛い。

Ayakkabılar bu beyaz etekle uyuşuyor.

その靴は、この白いスカートにぴったりです。

Bu ayakkabılar hakkında ne düşünüyorsun?

この靴どう思う?

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

彼女は濃い茶色の靴を履いていた。

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.

その靴は登山には向かない。

Bu ayakkabılar giyilmeyecek kadar çok sıkı.

この靴はとてもきつくて履けない。

Şu ayakkabılar için ödeme yaptınız mı?

- その靴の代金を払いましたか。
- そのくつの代金を払いました。
- あの靴の代金は払ったの?

Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.

これは新しい靴なのにもう修理する必要がある。

Bu ayakkabılar sana iki yıl dayanacak.

この靴は二年もつでしょう。

Bu ayakkabılar koşu için uygun değil.

この靴は走るのに適していない。

Bu ayakkabılar giyemeyeceğim kadar çok küçük.

この靴は小さすぎて私には履けない。

Bu ayakkabılar benim için yeterince büyük.

この靴は私にはちょうどいい。

O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.

あの靴はその服とあわない。

- Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.
- Şu ayakkabılar bu beyaz etekle iyi gider.

- その靴は、この白いスカートにぴったりです。
- この靴はこの白いスカートに良く合います。

Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.

その靴は革に似た何か柔らかい材料で出来ていた。

Şunlar şimdiye kadar gördüğün en pahalı ayakkabılar.

これは私が見た中で一番高価な靴だ。

Bu ayakkabılar sizin için çok büyük mü?

こちらの靴は大きすぎますか?

Bu ayakkabılar benim giymem için çok küçük.

この靴は小さすぎて私には履けない。

- Onlar yeni ayakkabı mı?
- Onlar yeni ayakkabılar mı?

あれって、新しいシューズ?

Şu ayakkabılar bu beyaz etekle mükemmel bir uyum sağlar.

その靴は、この白いスカートにぴったりです。

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

彼女は背を高く見せるためにハイヒールをはいている。

Bütün bu yürüme ayaklarımın tabanlarını ve ayak parmaklarımı mahvediyor. Doğru ölçüde ayakkabılar alıp almadığımı merak ediyorum.

歩きすぎて、足の裏と足の指が痛い。靴のサイズがあってないのかな。