Translation of "Bol" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Bol" in a sentence and their japanese translations:

Ve bol bol zaman.

たくさんの時間です

Bol bol dinlenmeyi unutma.

十分に休息を取るようにしなさい。

Seçenek bol.

‎選択肢は多い

Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.

- 友人たちと話す時間がたくさんあった。
- 大勢の友人たちと話す時間がたっぷりあった。

- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

時間はたっぷりあるのだが、お金が足りない。

Bol gıda malzemeleri var.

食料の供給は十分だ。

Kendinize bol zaman ayırın.

十分余裕を持ってやりなさい。

Bol miktarda suyumuz var.

我々は、水をたくさん持っている。

Ülkemizin bol ürünleri var.

わが国は生産物に富んでいる。

Bol buzlu viski, lütfen.

ロックでください。

Çünkü bol su var.

そこには、水が多かったからである。

Onun bol kitapları var.

彼女はたくさんの本を持っている。

Ayıracak bol zamanımız var.

余分の時間がたくさんある。

Bol miktarda yiyeceğimiz var.

私たちは食糧をたっぷり持っている。

Bol miktarda su var.

水は多くがあります。

Bu gömlek biraz bol.

このシャツは少し緩いです。

Ve bol bol kırık dal da var. İyi olacağız, ısınacağız.

これで火が付く 暖かくなるぞ

Paniğe gerek yok. Zaman bol.

そんなにあわてることはないよ。時間はたっぷりあるんだから。

Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

その軍隊は十分な武器を持っていた。

O, bol bir ceket giymişti.

彼女はゆったりとした上衣を身につけていた。

Sabahleyin tostumda bol tereyağını severim.

私は朝、トーストにバターをたっぷり塗るのが好きです。

O, bol para harcayarak eğleniyordu.

大喜びではしゃぎ回った。

Bu yıl bol karımız vardı.

今年は雪が多かった。

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur.

オーストラリアは鉱物が豊富だ。

Dairem bol güneş ışığı alır.

私のアパートはたくさんの日光を得ます。(日当たりが良い)

Bu yıl bol yağmur vardı.

今年は雨が多かった。

Bu bana biraz bol geliyor.

これはウエストが少しゆるすぎます。

Bu ceket üzerimde bol görünüyor.

この上着は私にはだぶだぶだ。

Vitamin hapı bol besin içerir.

このビタミン剤は栄養分を豊富に含んでいる。

Filler burada bol miktarda bulunur.

ここには象が多い。

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir.

日本は天然資源が豊富ではない。

Masada bol miktarda taze yumurta var.

新しい卵がテーブルの上にたくさんある。

- Çok su gerekli.
- Bol su gerekli.

たくさんの水が必要である。

Ağaç üzerinde bol miktarda portakal vardır.

その木にはたくさんのオレンジがなっている。

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

列車に十分間に合うだけの時間がある。

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

彼はその大学に多額のきふをした。

Portakallar bol miktarda C vitminine sahiptir.

オレンジはビタミンCが豊富だ。

Bu oda bol güneş ışığı alır.

この部屋は良く日が当たる。

Portakallar bol miktarda C vitamini içerir.

オレンジはたくさんのビタミンCを含んでいる。

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.

彼は旅行するためのたくさんのお金を持っていた。

Biz çoğunlukla bol yağda kızartılmış yemek yemeyiz.

揚げ物はめったに食べません。

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

- 電車に間に合うには十分時間がありますよ。
- 電車の時間までにはまだ余裕があるよ。

Size yeni sorumluluklarınız için bol şans diliyorum.

私はあなたが新しい責務をうまくこなせるよう願っています。

Pantolonum çok bol, çünkü çok kilo verdim.

体重がずいぶん減ったのでズボンがとても緩い。

Ve eski, bol çatışmalı kovboy filmlerine olan sevgi

『ゴッドファーザー』や 懐かしの撃ちまくり西部劇への嗜好が

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

‎他にも家畜はたくさんいる

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

まだたっぷり時間はあります。

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

クマはたくさん食べる 果物もね

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

タマサボテンからたくさんの 水分がとれる

Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.

風邪を引かないようにビタミンCをたっぷりとりなさい。

- Onun bankada çok parası var.
- Onun bankada bol parası var.

- 彼は銀行預金が相当ある。
- 彼は銀行にたくさんのお金がある。

Doğru yemek yediğinden ve bol sıvı aldığından emin ol. Umarım yakında iyileşirsin!

水分と栄養しっかり摂って、早く元気になってね。

- Ben sana her ay bol para veririm.
- Sana her ay bolca para veriyorum.

毎月有り余るほどの金をやるよ。

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun? Bizim bol zamanımız var, bu nedenle güvenli bir şekilde sür.

そんなに慌てて運転して、一体、どこへ行こうってんだよ。時間はあるんだから、安全運転してくれよ。

Kocam hasta olduktan sonra 20 kilo kadar verdi ve şu anda pantolonu bol geliyor.

病気をしてから夫は20kgも体重が落ちて、ズボンなどはもうぶかぶかです。

Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

買い手市場とは、ものが豊富で、買い手は広い選択範囲を持ち、かつ価格が低い市場ということである。

Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.

高い貯蓄率は日本の高い経済成長の一つの要因にあげられる。それが豊富な投資資金が存在することを意味するからだ。