Translation of "Baş" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Baş" in a sentence and their japanese translations:

Baş ağrısı çekiyor.

彼は頭痛で苦しんでいる。

Baş ağrım geçti.

頭痛が消えた。

Baş nezlem var.

鼻風邪をひきました。

Baş ağrısından hastalandım.

私は頭痛で臥せっていました。

Baş rahibenin yanına gittim.

円滑に進められるよう 手助けしてくれた方です

Bu bir baş belası.

ほとほと困っているんです。

Resim baş aşağı asılı.

その絵は逆さまにかかっている。

O, çocuklarıyla baş edemiyor.

彼女は子供に手を焼いている。

O zorluklarla baş edemediler.

彼らはその難局をうまく切り抜けられなかった。

Kimse onunla baş edemez.

彼と張り合えるものはいない。

Benim baş ağrım geçti.

頭痛が直った。

Yarım baş ağrım var.

頭が割れそうに痛い。

On baş sığırımız var.

うちには十頭の牛がいる。

Baş parmağıma iğne batırdım.

針で親指を突いてしまった。

Baş parmak tırnağımı kırdım.

親指の爪をはがしてしまいました。

Anksiyete ile baş edemedi.

彼女は心労に打ち勝てなかった。

1500 baş sığırım var.

私は1500頭の牛を飼育している。

Tom baş ağrısından muzdarip.

トムは頭痛に悩まされている。

Baş ağrım olmasaydı giderdim.

頭痛さえなければいくのだが。

Baş yönetici ile tanıştım.

私はその社長としりあいになった。

Asla güce baş vurmamalısın.

君は腕力に訴えてはならない。

Okumak onun baş eğlencesidir.

読書が彼のおもな楽しみだ。

Çocuk bir baş belasıdır.

あの子にはうんざりする。

Sen bir baş belasısın.

君は問題児ですね。

Bu baş ağrısından kurtulamıyorum.

- 頭痛が治らないんだよ。
- 頭痛が治まらないんだよ。

Kötü bir baş ağrım var.

- 私はひどい頭痛がしている。
- ひどい頭痛がします。

Bu sorunla nasıl baş edeceğiz?

- どのようにすればこの問題を解決できますか。
- この問題をどのように扱えばよいのでしょうか。
- この問題をどうやって扱いましょうか。
- この問題をいかにして解決しましょうか?

Resim baş aşağı asılı idi.

その絵はさかさまになっていた。

O, bir baş ağrısından yakındı.

彼女は頭痛がするといった。

O, resmi baş aşağı astı.

彼女はその絵を上下さかさまにかえた。

O benden bir baş uzundur.

彼は私よりも首の分だけ背が高い。

Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.

彼は子供の扱い方を知らない。

Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.

婦長と話したいのですが。

Telefon bir baş belası olabilir.

電話は迷惑な事がある。

Oğlum en büyük baş belamdır.

息子のことを考えると頭が痛い。

Senin baş ağrın geçti mi?

頭痛いの治った?

Baş vuracak bir şeyim yok.

私は何も頼りにするものがない。

Hafif bir baş ağrım var.

少し頭痛がします。

İlaç senin baş ağrını iyileştirecek.

この薬を飲めば、あなたは頭痛が治るでしょう。

Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.

この薬で頭痛はおさまるでしょう。

Ken bir baş ağrısından şikayetçi.

ケンは頭痛をうったえた。

Şimdi bir baş ağrım var.

いま頭が痛い。

Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.

あなたの頭痛は過労のせいだ。

Yardımın olmasaydı, zorlukla baş edemezdim.

あなたの助けがなければ、私はその難局を乗り越えることができなかったでしょう。

Şu soruyla baş başa kaldım:

私は疑問に思いました

Berbat bir baş ağrısı çekiyorum.

私はひどい頭痛がしている。

Baş hemşire ile konuşabilir miyim?

婦長と話したいのですが。

O durumla derhal baş etmişti.

彼はその事態に迅速に対応した。

- Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.
- Acil bir durumda tasarruflarınıza baş vurabilirsiniz.

- まさかのときには貯蓄に頼ればよい。
- まさかのときには貯蓄すればいい。

Ve onlarla baş etmek zorunda kaldım,

対処しなければ ならなくなりました

Bir baş ağrısı ile rahat hissedemezsin.

君は頭痛がしていてはくつろげるはずが無い。

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

君と2人だけで話したいのだが。

Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.

- トムは、頭を下げて、ゆっくりと歩いていた。
- トムは下を向いて、ゆっくりと歩いていた。

Çiftler baş harflerini meşe ağaçlarına kazıdılar.

恋人たちは自分たちの頭文字をかしの木に刻んだ。

O, benden bir baş daha uzundur.

彼は私より頭一つ分背が高い。

Onun yokluğunun nedeni şiddetli baş ağrısıydı.

彼が休んだ理由はひどい頭痛がしたからだった。

Bu zor durumla kim baş edebilir?

誰がこの難しい事態に対処できるだろうか。

Bugün kötü bir baş ağrım var.

私は今日はひどい頭痛がする。

Çift baş harflerini meşe ağacına kazıdı.

恋人たちは自分たちの頭文字をかしの木に刻んだ。

Uyanır uyanmaz, baş ağrısı yeniden geldi

今日もまた、目が覚めると頭が痛かった。

Annem sık sık baş ağrısı çeker.

私の母はよく頭痛に悩まされる。

Bu sabah bir baş ağrısıyla uyandım.

今朝は頭痛で目が覚めた。

Tom kötü bir baş ağrısı çekiyor.

トムはひどい頭痛に悩まされている。

Düzeltmek için masayı baş aşağı çevirdim.

私は修理するためにテーブルを上下にひっくり返した。

Böylesine zor bir sorunla baş edemeyiz.

私たちはこんな難しい問題を扱うことはできない。

Yüksek tarifeler serbest ticarette baş engellerdir.

高関税が自由貿易への最大の障害になっている。

Nakitin tükenirse bankadaki tasarruflarına baş vurabilirsin.

現金がなくなっても、あなたは銀行預金をあてにできる。

Şiddetli fırtınalarla baş etmeye hazır olmalıyız.

激しい嵐に対処する準備をしておくべきだ。

Boğaz ve baş ağrın var mı?

喉の痛みと頭痛はありますか?

Bu ilaç baş ağrına iyi gelecek.

この薬で君の頭痛は治るよ。

Bu sorunla baş etmek çok zor.

この問題はあまりにも難しすぎて処理することができません。

Bir baş sallama bir onay işaretidir.

- うなずくことは承知の合図だ。
- 首を縦に振るのは同意のサインだ。

O çocuk tam bir baş ağrısı.

あの子には頭が痛い。

Bugün hafif bir baş ağrım var.

- 今日は少し頭痛がする。
- 今日はちょっと頭が痛いの。

Baş ağrım için iki aspirin aldım.

頭痛がしたのでアスピリンを2錠飲んだ。

Şimdi hafif bir baş ağrım var.

私は今軽い頭痛がする。

Tom'un berbat bir baş ağrısı vardı.

トムがとんでもない二日酔いをしてしまいました。

Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.

しかし、主人公は自らの誤りに気づいている。

Çantamı trendeki baş üstü rafında bıraktım.

電車の網棚に鞄を置いたまま、降りてしまった。

Bu sabah yine baş ağrısıyla uyandım.

今日もまた、目が覚めると頭が痛かった。

Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde

私は感激と共に その方に会いに行きました

Baş ağrısını hafifletecek bir şeyin var mı?

何か頭痛をやわらげるものを持っていますか。

Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır.

みずぼうそうは子供たちにとってかゆい迷惑なものだ。

Hasta her zaman bir baş ağrısından şikayetçi.

その患者はいつも頭が痛いと訴えている。

O uzun süredir kötü baş ağrısı çekiyor.

彼女は長いことひどい頭痛に悩まされた。

Tavsiye için baş vuracağı birine ihtiyacı var.

彼女は相談相手が欲しいんだよ。

O çiftlikte yaklaşık 500 baş sığır vardır.

その牧場には牛が500頭ばかりいる。

Başlangıçta yeni ortamımla baş etmeyi zor buldum.

最初は私は新しい環境に対処するのは難しいと思った。

O, kötü bir baş ağrısı yaşadığını söyledi.

- ひどい風邪に悩んでいる、と彼は言った。
- ひどい頭痛に悩んでいる。
- ひどい頭痛に悩んでいる、と彼は言った。
- ひどい頭痛に悩まされていると彼は言った。
- ひどい頭痛で悩んでいると彼は言った。

Bu sabah bir baş ağrısı ile uyandım.

今朝は頭痛で目が覚めた。

Bu ilaç senin baş ağrını hemen iyileştirecek.

この薬を飲めば頭痛はすぐに治ります。

Bu ilaç, baş ağrısına karşı hareket eder.

この薬は頭痛に効く。

Bir fincan kahve benim baş ağrımı hafifletti.

コーヒーを一杯飲んだら頭痛が軽くなった。

Dün gece hafif bir baş ağrım vardı.

- 夕べ、ちょっと頭痛がしたの。
- 昨日の夜、少し頭痛があったんだ。

- Adının baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.
- İsminin baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.

彼女は白いハンカチに自分のイニシャルを刺繍した。

- Dün geceden bu yana hafif bir baş ağrım var.
- Dün geceden beri hafif bir baş ağrım var.

夕べから軽い頭痛が続いている。

Enerjik oğullarımızla baş etme gayreti bizi birbirimize bağladı.

退屈させないよう育てることで繋がり 絆を深めました

Biz çaresizlik duygusu ile baş etmek zorunda kalacağız.

我々は無力感を克服しなければならないであろう。