Translation of "Yanına" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Yanına" in a sentence and their japanese translations:

Onun yanına oturdum.

- 僕は彼の隣に腰を下ろした。
- 彼の隣に座りました。

Şemsiyeni yanına al.

傘を持って行きなさい。

John'un yanına oturdum.

私はジョンの隣に座った。

Onun yanına oturdu.

彼女は彼の隣に座った。

Baş rahibenin yanına gittim.

円滑に進められるよう 手助けしてくれた方です

Oğlan babasının yanına yürüdü.

その男の子は父親のそばへちょこちょこ走って行った。

Ben annemin yanına koştum.

私は母に駆け寄った。

O, onun yanına oturdu.

彼は彼女の隣に座った。

Şemsiyeni yanına alman akıllıcaydı.

君が傘を持って行ったのは賢明だった。

Yanına bir şemsiye almalısın.

傘を持って行った方がいいよ。

Yanına bir şemsiye almadı.

彼はかさをもっていかなかった。

Öldüğünde onu yanına alamazsın.

死んだらお金はあの世へ持っていけない。

Köpek adamın yanına oturdu.

犬は男のそばに座った。

Tom, Mary'nin yanına oturdu.

トムはメアリーの隣に座っていた。

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Yanına iki parça bagaj aldı.

彼女は手荷物を2個持っていった。

O yanına fazla bagaj almadı.

彼女は手荷物をあまり持っていかなかった。

Yaptığı hileyi yanına kar bırakmamalısın.

彼が人をだますようなことをするのをほっといてはいけない。

Herkes onun yanına oturmak istiyor.

みんなが彼女のそばに座りたがる。

Yanına bir şemsiye almayı unutma.

- 忘れずに傘を持って行きなさい。
- 傘を持って行くのを忘れないで。

Bugün yanına bir şemsiye almalısın.

今日は傘を持っていったほうがいいよ。

Lütfen masayı duvarın yanına koy.

テーブルを壁の方へ寄せてください。

O, otobüste onun yanına oturdu.

彼女は、バスで彼の隣に座った。

Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.

トムは傘を持っていくのを忘れた。

- Yağmur ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
- Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.

- 雨が降ると行けないので傘を持って行きなさい。
- 雨が降るといけないから傘を持って行け。
- 雨が降るといけないから傘を持って行きなさい。
- 雨降るといけないから傘持って行きな。

Tek umudu diğer erkeklerin yanına sokulmak.

‎他のオスたちの ‎仲間に入るしかない

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

君は傘を持っていったほうが良い。

O onun yanına gitti ve tokalaştı.

- 彼は彼女に近寄って握手をした。
- 彼は彼女に近づいて握手した。

O zaman yanına bir şey almadı.

彼はその時何も持ち合わせていなかった。

Yanına bir kazak al böylece üşütmezsin.

風邪をひかないようにセーターを持って行きなさい。

Ben arabamı seninkinin yanına park ettim.

- 車は、君の車の横に止めたよ。
- 私の車は、あなたの車の隣に止めたわよ。

O, arabasını kaldırımın yanına park etti.

彼は車を歩道の脇に停めた。

Biz masayı o pencerenin yanına koyduk.

私たちはその机をあの窓の側に置いた。

Bu sabah yanına bir şemsiye almalısın.

今朝は傘を持っていった方がいいですよ。

Yanına bir şemsiye almana gerek yoktu.

- あなたは傘を持っていく必要はなかったのに。
- 傘を持ってく必要はなかったんだよ。

Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.

彼女は目を閉じて、彼の隣に座った。

Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.

下に行く道を探さなきゃ

Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde

私は感激と共に その方に会いに行きました

Hemen yanına üşüşüp hangi şampuanı kullandığını soruyorum.

私は彼女に飛びつき 何のシャンプーを使っているか尋ねました

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

‎巨大なサメが ‎彼女のほうへ近づいてきた

Buldokun yanına gitme. Onun seni ısırmasını istemezsin.

噛みつくといけないのでそのブルドッグに近寄るな。

Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.

- この折りたたみの傘を持って行きなさい。役に立つかもしれませんから。
- この折りたたみ傘を持って行ってよ。役に立つんじゃないかな。

Bugün yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

今日は傘を持っていったほうがいいよ。

O, onun yanına oturdu ve sessizce dinledi.

彼女は彼の隣に座り、静かに聴いた。

Böylece bir hayli geleneksel olan Koreli ailemin yanına,

私は保守的な韓国人の両親に 会いに行きました

Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.

‎母親は子供たちを ‎獲物に連れていく

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

‎何度も彼女のところへ ‎連れて行った

Yağmur yağma ihtimaline karşın yanına bir şemsiye al.

雨が降るといけないから傘をお持ちなさい。

Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.

雨が降り出すといけないから傘を持って行きなさい。

- Senin yanına oturabilir miyim?
- Senin yanında oturabilir miyim?

隣に座っても良いですか。

Aynı görev için rekabet ettiğim bir kızın yanına oturdum,

同じ仕事を目指して「競って」いた 女性が身近にいて

Ve sonra da bu kenardan, o enkazın yanına ineceğiz.

ここをまっすぐに下りて 残がいの所へ行く

Yağmur gibi görünüyor. Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

雨になりそうだ。傘を持っていった方がよかろう。

Peçeteleri katla ve her tabağın yanına bir tane koy.

ナプキンをたたんでそれぞれお皿のそばに置きなさい。

Islanıp üşütmek istemezsin, bu yüzden bu şemsiyeyi yanına al.

雨に濡れて風邪を引くといけないから、この傘を持って行きなさい。

O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu

彼女は、どこか別のところにいたいと願いつつ、彼の隣に座った。

Annem beni bir süre Nijerya'da yaşamam için anneannemin yanına gönderdi.

しばらくの間 母は私をナイジェリアの 祖母のもとへあずけました

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

‎ゾウは人間より夜目が利くが ‎ライオンには遠く及ばない

Yağmur yağma ihtimaline karşı yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

雨になるといけないので傘を持って言ったほうがよい。

Sadece güvenli tarafta olmak için neden yanına bir şemsiye almıyorsun?

念のため傘持って行ったら?

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin.

みんなに無礼な振舞をして、そのとがめを受けないでいられるとは考え。

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu.

先生は彼の名前に欠席の印をつけた。