Translation of "çekiyor" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "çekiyor" in a sentence and their japanese translations:

Tüyleri nemi çekiyor

毛皮に湿気がたまる 溝があって

Baş ağrısı çekiyor.

彼は頭痛で苦しんでいる。

Babam gripten çekiyor.

私の父は流感にかかっている。

Fotoğraf çekiyor musun?

写真撮ってるの?

Acı çekiyor hatta ölüyorlar.

薬を買えないがためにです

Sizi resmen içine çekiyor!

吸い込まれるぞ

Tanrım, beni içine çekiyor.

吸い込まれてるよ

O, soğuk algınlığından çekiyor.

彼は風邪でつらい思いをしている。

Tom Mary'nin saçını çekiyor.

トムはメアリーの髪の毛を引っ張っている。

O diş ağrısı çekiyor.

彼は、歯痛で苦しんでいる。

Ev özlemi çekiyor musun?

ホームシックなの?

Japon tarihi ilgimi çekiyor.

私は日本史に興味がある。

Onun mayosu dikkatimizi çekiyor.

彼女の水着は目に付く。

üçüncü çocuğunun doğum sancısını çekiyor.

救急救命室に来ました

Yüksek kan basıncından rahatsızlık çekiyor.

彼は高血圧に悩んでいた。

O kilo vermede zorluk çekiyor.

彼は減量に苦しんでいる。

Onun oğlu hapis cezasını çekiyor.

彼の息子は服役中である。

Dinozorların evrimi çok ilgimi çekiyor.

私は恐竜の進化にとても興味を持っている。

Yabancı insanlar benim ilgimi çekiyor.

外国人って面白いなあ。

Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.

近年における医学の進歩はめざましい。

Her zaman nakit sıkıntısı çekiyor.

彼はいつも現金が不足している。

O, ciddi bir hastalıktan çekiyor.

彼女は重い病気にかかっている。

Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.

妻は今、肺炎にかかっています。

Tom kanserden dolayı acı çekiyor.

トムは癌を患っている。

Renkli gömleğiniz gerçekten dikkat çekiyor.

あなたのカラフルなシャツは本当に目立ちます。

O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.

彼は病気をこじらせてしまった。

O yıllardır sırt ağrısından sıkıntı çekiyor.

彼は長年、腰痛で困っている。

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

彼は重病にかかっている。

O aşırı çalışmanın etkilerinden acı çekiyor.

彼は過労の結果病気になっている。

Tom kötü bir baş ağrısı çekiyor.

トムはひどい頭痛に悩まされている。

Burnundan nefes almakta güçlük çekiyor musun?

鼻での呼吸はしづらいですか?

Kız kardeşim kötü bir soğuk algınlığından çekiyor.

妹は悪い風邪にかかっている。

O uzun süredir kötü baş ağrısı çekiyor.

彼女は長いことひどい頭痛に悩まされた。

Bu çıplak poster, görsel olarak gençlerin ilgisini çekiyor.

このヌードのポスターには若者の視覚に訴えるものがある。

Yaşlı insanlar zamanın yeni teknolojisini anlamakta zorluk çekiyor.

歳を取ると新しい技術に付いていくのに苦労するものだ。

Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.

‎他のジャガーたちも ‎狩りをしにくる

Bir araştırmaya göre dünyada bir milyar insan yoksulluk çekiyor.

ある調査によれば、世界の10億人の人口が貧困で苦しんでいます。

- Bu hikayeler çok ilgimi çekiyor.
- Bu hikayelerle çok ilgileniyorum.

- 私はこれらの話に非常に興味があります。
- こういった話にはすごく興味があるんだ。

- Dedem biraz ağır işitiyor.
- Dedem duymakta biraz zorluk çekiyor.

おじいさんはすこし耳がとおい。

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

雪と氷が俺を 支えていてくれるんだ

Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.

ある調査によれば、世界の10億人の人口が貧困で苦しんでいます。

Küçük kız kardeşim dün geceden beri bir diş ağrısı çekiyor.

私の妹は、昨晩からずっと歯痛で苦しんでいます。

O kız o kadar güzel ki kendine en hakim erkekleri bile çekiyor.

その娘はたいそう美しいので非常に冷静な男でさえも彼女に惹かれる。

Bileğim ve ön kolum acıyor. Bence karpal tünel sendromunun acısını çekiyor olabilirim.

前腕と手くびが痛いです。手根管症候群が原因かもしれない。