Translation of "Derecede" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Derecede" in a sentence and their japanese translations:

Şaşırtıcı derecede ince;

地球の大きさ

- O inanılmaz derecede saf.
- O inanılmaz derecede toy.

彼女は、信じられないほどに世間知らずだ。

Beyniniz muazzam derecede plastik

脳というのは 恐ろしく柔軟で

Ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,

はるかに短かったとしたら

Aynı derecede alakasız olurdu.

それは関係ないことです

Termometre 15 derecede durdu.

温度計は15度だった。

Su 100 derecede kaynar.

水は100度で沸騰する。

Tom inanılmaz derecede zeki.

トムはとてつもなく頭がいい。

Tom aşırı derecede sıskaydı.

トムは痛々しいほどに痩せていた。

İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.

人間関係は信じられないほどややこしい。

Aşırı derecede yağmur yağıyor.

雨がひどく降っている。

- Su 0 santigrat derecede donar.
- Su sıfır santigrat derecede donar.

水は摂氏0度で凍る。

Su 32 fahrenhayt derecede donar.

- 水は華氏32度で凍る。
- 水は32度Fで凍る。

Bu yaz dayanılmaz derecede sıcak.

今年の夏は暑くてしかたがない。

Bu yaz inanılmaz derecede sıcak.

今年の夏は異常に暑い。

Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.

アンはチョコレートに目がない。

Dün hava korkunç derecede soğuktu.

昨日はとても寒かった。

Su 100 santigrat derecede kaynar.

- 水は摂氏100度で沸騰する。
- 水はセ氏100度で沸騰する。

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

しかし その可能性は非常に低いのです

Aynı zamanda şaşırtıcı derecede iyi yüzücüler.

また 驚くほど泳ぎが達者です

Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.

ジョギングを止めざるを 得ないほどでした

Öğretmenimiz, "su 100 derecede kaynar." dedi.

先生は「水は100度で沸騰する」と言った。

O, iyi derecede İngilizce iletişimine sahiptir.

- 彼は英語をうまく使いこなす。
- 彼は英語がペラペラだ。
- 彼は英語を自由自在に話せる。

Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir.

- 適度の運動は体に良い。
- 適度の運動はあなたの体によいでしょう。
- 適度な運動はあなたの体によいだろう。

Öğretmenimiz suyun 100ºC derecede kaynadığını söyledi.

先生は「水は100度で沸騰する」と言った。

Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.

トムはびっくりするくらいに絵が下手だ。

Bu iş yüksek derecede yetenek gerektiriyor.

この仕事は高度の熟練を必要とする。

Bu problem sadece ikincil derecede önemli.

この問題は副次的な重要性を持つに過ぎない。

Akşamları orta derecede egzersiz uyumaya yardım eder.

夕方に適度な運動をすると、睡眠を誘うのに役立つ。

- Ben son derece sakindim.
- Aşırı derecede soğukkanlıydım.

私は落ち着き払っていた。

Aşırı derecede soğuk bir kış yaşadığınızı duydum.

例年になく寒い冬だそうですね。

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

神経疾患などの障害を抱えていても 誰もが同じように

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

‎だが夜は全く状況が違う

Ama şaşırtıcı derecede karşıt bir teori daha var,

でも驚くほどに有害な 反対の言説もあります

Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü

宇宙は高温で高密度 また とても均一でした

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

私は今まさに 大きな情熱を傾ける研究に邁進でき

Korkunç derecede meşgulüm çünkü raporun verilme tarihi yakındır.

- レポートの締め切りが間近に迫っているので、私はひどく忙しい。
- レポートの締切が近いので、私はとんでもなく忙しい。

Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.

ビルは父親がたばこをたくさん吸うのを嫌がっている。

Lütfen bunu -18C derecede ya da altında depola.

-18℃以下で保存してください。

Iyi olanın olağanüstü derecede kusursuz bir bebek olduğunu düşünüyordum,

「スーパー赤ちゃん」を産むのが 良いことだと思っていました

Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.

我が社の未来は危険にさらされている。この2年間はひどい赤字状態だ。

Eğer kitaplara ihtiyacın olursa, kütüphanedeki kitaplardan azami derecede yararlan.

本が必要なら、図書館の本を最大限利用しなさい。

Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.

町の人たちは密輸業者がしようと試みていたことに驚くほど無知だった。

O, kıyıya ulaşmak için aşırı derecede çaba sarf etti.

彼は岸に着こうと必死の努力をした。

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

驚くほど機敏で 1カ所でスピンもできる

İnanılmaz derecede acı verici ama bir o kadar da güzel olabilir.

信じられないくらい痛ましく 信じられないくらい甘美かもしれません

Beni muayene ettiler ve orta derecede işitme engelli olduğum ortaya çıktı.

検査の結果 聴覚に中程度の障害が あることが分かりました

Amerika'daki yaşlı insanlara diğer birçok ülkede aldıkları saygı aynı derecede verilmez.

アメリカでは、老人は他の多くの国で受けているほど、尊敬を得ていない。

Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.

その他にも ロスさんは 投票が とてつもなく重要だと教えてくれました

- Benim sekreterim iyi derecede İngilizce bilmektedir.
- Benim sekreterim iyi bir İngilizce hakimiyetine sahiptir.

- 私の秘書は英語を自由に使える。
- 私の秘書は、英語が使いこなせる。

- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- O, çok fazla iyimser bir bakış.
- Pollyannacılık bu.

それが甘いんだよ。

Uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

に打ち上げるために信じられないほど巨大なロケットを必要とします。 フォンブラウンは、 小さなロケットに

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.

大学生は一生懸命に勉強すべきだが、同様にまた活発な社会生活のための時間も作るべきだ。