Translation of "önceden" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "önceden" in a sentence and their japanese translations:

Bavullarınızı önceden yollayın.

荷物は先に送っておきなさい。

Biletini önceden almalısın.

前もってチケットを買っておくべきだ。

Sana önceden bildireceğim.

- 前もってお知らせします。
- 事前にお知らせします。

Onu önceden okudum.

私はすでにそれを読みました。

Size önceden bildireceğim.

- 私はまえもってあなたに知らせるだろう。
- 事前にお知らせいたします。

Bagajını önceden gönderdi.

彼は前もって荷物を送った。

Önceden bana söylemeliydin.

前もって言ってくれればよかったのに。

Önceden telefon etmeliydin.

あらかじめ電話をしておくべきでしたね。

İşleri önceden hazırlayalım.

- あらかじめ準備しておこうじゃないか。
- 事前に準備しておこうよ。

Önceden sana söylenilecek.

あなたには前もってお話ししますよ。

- Önceden başvuru yapmanıza gerek yok.
- Önceden başvurman gerekmiyor.

事前の申し込みは必要ありません。

Düşüncelerimi çok önceden hazırlıyorum.

前もって 考えておくことができます

Biz savaşı önceden gördük.

われわれは戦争を予知した。

Bütün koltuklar önceden satıldı.

予約は全て前売りである。

Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.

前もって彼らと打ち合わせをしておかなくてはならない。

Neden bana önceden söylemedin?

- 何故君は前もって私にそのことを言ってくれなかったのか。
- どうして先に言ってくれなかったの?

Sen önceden bitirdin mi?

- もう終わったのかい。
- もう終わったかい?

Biz önceden aperitif hazırladık.

私たちはあらかじめスナックを用意しておいた。

Önceden birbirinizle tanıştınız mı?

あなたたち、前に会ったことある?

O önceden planlanmış değildi.

それはあらかじめ練っていた計画ではなかった。

Önceden rezervasyon yapmak zorundasın.

- 前もって予約しなければならない。
- あなたは前もって予約をしなければなりません。

Postacı önceden geldi mi?

- 郵便屋はもうきましたか。
- 郵便屋さんはもう来ましたか。

- Önceden bütün tehlikeleri etkisizleştirmeye çalıştık.
- Önceden bütün tehlikeleri yok etmeye çalıştık.

我々はあらかじめすべての危険を除去しようとした。

Fakat terapist seansı önceden planlamıyordu

でも セラピストは カウンセリングの枠組みを決めたり

önceden aşılamayan sorunlara çözümler bulabiliriz.

前は解決できそうにもなかった問題の 解決策を思いつくことだってできるのです

Bu sığınağa önceden el konulmuş.

‎ここには先客がいた

Gelecek sefer önceden telefon edin.

- 次は前もって連絡してください。
- 次は前もって電話して下さい。

Bu kitabı önceden okumuş olabilirsin.

君は多分この本を読んでしまったでしょう。

Fiyatlar önceden haber vermeden değiştirilebilir.

- 価格は予告なしに変更されることがあります。
- 価格は予告なしに変わることがあります。

Fiyatlar önceden haber verilmeksizin değiştirilebilir.

価格は予告なく変更されることがあります。

Önceden akşam yemeğini yedin mi?

もう夕食を食べてしまったのか。

Burada önceden bilet satıyor musunuz?

前売り券をここで取り扱っていますか。

Onun gelişini önceden tahmin ediyordum.

彼が来るのを心待ちにしている。

Bu kitabı okumayı önceden bitirdim.

- 私は既にこの本を読み終えました。
- この本はもう読み終わったよ。

Uçakta önceden yerlerinizi ayırttınız mı?

飛行機の席は予約しましたか。

Adam önceden olduğu gibi değildir.

彼は以前のような人物ではない。

Onun olacağını önceden tahmin edemedim.

そのような事が起きるだなんて予想はできませんでした。

Önceden bunun ne kadarını biliyordunuz?

これについて、あなたは事前にどれくらい知っていましたか。

Önceden rezervasyon yaptırsak iyi olur.

事前に予約を取っておくべきだ。

Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.

欠席は前もって私に連絡して下さい。

Tim'i bulamıyorum, o önceden gitti mi?

ティムが見つからない。彼はもう行ってしまったのかしら。

Lütfen rezervasyonunuzu bir hafta önceden yapın.

予約は一週間前にお願いします。

Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.

私は三週間前にホテルを予約しておいた。

Otel rezervasyonlarını bir ay önceden yaparım.

私は1ヶ月早くホテルの予約を取った。

Önceden rezervasyon yaptırsan daha iyi olur.

前もって予約しといた方がいいですよ。

Tom'un önceden Boston'da yaşadığı doğru mu?

トムが昔ボストンに住んでたって、本当?

Ben onun sorusunu önceden tahmin ettim.

私は彼の質問の先手を打った。

Uçak biletlerimizi iki ay önceden aldık.

私たちは前もって2カ月前に航空券を買った。

Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.

残念ながら先約があります。

Sen önceden öğle yemeği yedin mi?

もう昼食はとりましたか。

Ayrılışınla ilgili olarak beni önceden bilgilendir.

ご出発を前もってお知らせください。

Olayların bu şekilde gelişeceğini önceden sezemedim.

こんな成り行きになるとは思わなかった。

Tom Mary'yi önceden kazdığı çukura indirdi.

トムは前もって掘っておいた穴にメアリーの死体を投げ込んだ。

Aynı terapistlerle daha önceden de seans gerçekleştirmişlerdi.

また彼らは 前もって セラピストの カウンセリングを受けて

''Bunu önceden de biliyordum'' diye geçirmiş olabilirsiniz.

「知ってますよ」と思われるでしょう

Bu ülkelerde önceden gördüğümüz iki ev seçtik,

これら2つの国から すでに登場した 同じ収入帯の家庭を選びます

Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.

敵が攻撃しそうなところに先回りして手を打っておいた。

Önceden telefon etmeliydik ve bir masa ayırtmalıydık.

あらかじめ電話し、テーブルの予約をしておくべきだったな。

Depremi önceden tahmin etmek gerçekten mümkün mü?

地震を予測することは本当に可能なのだろうか。

Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

予定日の夕方に破水しました。

İkiniz de öğle yemeğinizi önceden yediniz mi?

2人とも、もうお昼ご飯は食べた?

- Siz de ona önceden diyebilirsiniz.
- Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.

あなたは前もってそれを彼に話す方がよい。

Aklınızdan, ''Ya ya tabii,bunu önceden de biliyordum''

「ええ わかってますよ」と

Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.

以前は私の家の裏に、大きな桜の木がありました。

Raffle's'da yemek yemek istiyorsan, haftalar önceden rezerve ettirmelisin.

ラッフルズで食事したければ、数週間前に予約しなければならない。

O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.

彼女がその知らせに興奮しないところを見ると、それを知っていたに違いない。

Ben her şeyi önceden hazırlandıktan sonra yatağa gittim.

私はあらゆることを前もって用意して床に就いた。

Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

預言者は何世紀もの間、この世の終わりを予言し続けてきた。

Tokyo'ya ne zaman geldiğini önceden bilmeme izin ver.

上京する際には前もってお知らせ下さい。

- O iki gün önceden vardı.
- İki gün önce geldi.

彼は2日前に着いた。

- Önceden gerekli tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanmamam gerektiğini biliyorum.
- Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

Üzgünüm, ama yarın için daha önceden verilmiş bir randevum var.

申し訳ありませんが明日は先約があります。

TiVo'nun çıktığı zamandan, ortalama 8 veya 9 sene önceden bugüne.

TiVo が登場したのは 今から8-9 年前で

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.

ヘーゲルと同様に、パノフスキーの弁論方の概念は歴史があらかじめ定められた道程をたどるようにさせている。

Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.

我々がすでに達成していることは明日に何ができるか、何をしなくてはならないかについて、我々に希望を与える。

- Önceden buralarda bir sürü ateş böceği olurdu.
- Buralarda bir sürü ateş böcekleri vardı.

以前この辺にたくさんのホタルがいたものだった。

Daha önce gelen ve birlikte ana yemek salonunda önceden yemek yiyen birkaç diğer misafirin seslerini duyabiliyordum.

新しいお客たちが民宿に着いて、食堂で一緒に食べている声が聞こえました。

- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı zaten söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı önceden söyledim.

- もう3週間ボストンに滞在する予定だという事をもうトムに話したよ。
- あと3週間ボストンに滞在するという計画をすでにトムに話したよ。

- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı daha önce söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı önceden söyledim.

- もう3週間ボストンに滞在する予定だという事をもうトムに話したよ。
- あと3週間ボストンに滞在するという計画をすでにトムに話したよ。

- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı daha önce söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı zaten söyledim.
- Tom'a üç hafta daha Boston'da kalmayı planladığımı önceden söyledim.

- もう3週間ボストンに滞在する予定だという事をもうトムに話したよ。
- あと3週間ボストンに滞在するという計画をすでにトムに話したよ。