Translation of "Birinin" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Birinin" in a sentence and their japanese translations:

Birinin ölmesi...

‎1羽の死が‎―

Birinin geldiğini duydum.

誰か来たみたい。

Birinin bağırdığını duyduk.

私たちは誰かが叫ぶのを聞いた。

Birinin ne olduğu birinin neye sahip olduğundan daha önemlidir.

人格は財産よりも重要である。

birinin önce düşmesi gerek,

まず1つ目が倒れなければならず

Birinin ününü sürdürmek zordur.

名声を保つことは難しい。

Birinin dirseği sırtıma dokundu.

誰かのひじが私の背中に当たった。

Birinin çığlık attığını duydum.

誰かが大声で叫んだのが聞こえた。

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

誰かがノックしているのが聞こえた。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

誰かがぼくの名前を呼ぶのが聞こえた。

Birinin kazancı diğerinin kaybıdır.

甲の損は乙の得。

Birinin diğerini anlaması önemlidir.

お互いに理解しあうことは大切なことです。

Birinin odaya girdiğini duydum.

私は誰かが部屋に入ってくるのを聞いた。

Birinin eşya çaldığını gördüm.

誰かがその商品を盗むのを見たんです。

Birinin kaçtığını gördün mü?

誰かが逃げるのを見ましたか。

Birinin ıslık çaldığını duydum.

- 誰かが口笛を吹くのが聞こえた。
- 誰かの口笛が聞こえた。

- Ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.
- Yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.

間違えて人の部屋に入った。

birinin pili diğerinden önce bitecek.

いつか片方の電池は もう1つより先に無くなる

Kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.

そもそもただの誤診だった など

Her birinin kendi tadı var.

- 十人十色。
- めいめいに自分の好みがある。

Birinin çorbasına zehir koyduğunu düşündü.

だれかがスープの中に毒を入れたと彼は思った。

Dillerden herhangi birinin eğitimini yapmadım.

- その言語をどちらも勉強しなかった。
- そのどちらの言語も勉強しなかった。

O, birinin arkasına dokunduğunu hissetti.

彼女はだれかが背中をさわるのを感じた。

Birinin bu saati onarabileceğini sanmıyordum.

誰もこの時計を修理することはできないと思ってたけどね。

Birinin anneme haberi söylediğini duydum.

誰かが母にその知らせを伝えるのを私は聞いた。

Birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.

誰かが間違ってそのお金を持っていったのは明白だった。

Birinin üst kata gittiğini duyduk.

誰かが2階へ上がっていく音が聞こえました。

Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.

前者が解決すれば後者も解決するであろう。

İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.

- 他人には私の仕事はできないでしょうに。
- 他人には私のやっている仕事はできないだろう。
- 他の人には私のやっている仕事はできないだろうに。
- ほかの人は私のやっていることが出来ないだろう。

Bitişik odada birinin konuştuğunu duyuyorum.

隣の部屋で誰かの話し声が聞こえる。

Birinin duvara vurduğunu duyduğumu sandım.

誰かが壁をドンドンと叩く音が聞こえたような気がした。

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.

誰かがドアをノックした音が聞こえたと思った。

Beni izleyen birinin farkında değildim.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

Konuşan birinin sözünü kesmek kabalıktır.

誰かが話しているときに口を挟むのは礼儀正しくない。

Sokakta birinin bana seslendiğini duydum.

私は通りで誰かが私を呼ぶのを聞いた。

Birinin komşusuna yardım etmek sevaptır.

隣人を助ける事は善行です。

Bu başka birinin fikri miydi?

これはだれかの言い出したことかい。

Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.

- 誰かが人込みの中で私の名を呼ぶのが聞こえた。
- 人込みの中で、誰かが私を呼ぶのが聞こえた。

Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.

窓の外で誰かが叫ぶのが聞こえた。

Uzaktan birinin bana seslendiğini duydum.

遠くから誰かが私に呼びかけているのが聞こえた。

- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalmalısın.
- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalman gerekiyor.

人のオフィスに入るときは、まずノックしなくては。

Benim gibi sohbette kötü olan birinin

ちょっとした矛盾ですよね

Siz birinin değerlerinin ne olduğunu bilmiyorsanız

もしも相手の価値観がわからないのであれば

Hindukuş Himalaya dağlarındaki buzun üçte birinin

ヒマラヤ山脈ヒンドゥークシュの 氷河の3分の1が

Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,

その中の ある都市の話を ご紹介します

Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.

‎この動きが ‎ある者の目にとまる

Her birinin çok önemli olduğunu anlıyorsun.

‎すべてが ‎大切な存在だと気づく

Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.

だれも火に近づけるな。

Ben şu atlardan birinin kazanacağını sanmıyorum.

その馬はどれも勝ちそうには見えない。

Onların her birinin bir bisikleti var.

彼らはめいめい自転車を持っている。

Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?

誰かが玄関のベルを鳴らすのが聞こえましたか。

Onu herhangi birinin tavsiyesini istemeden yaptım.

誰にも相談せずにやった。

"Sloppy Joe" birinin adı değil mi?

スラッピー・ジョーって、人の名前じゃなかったの?

Başka birinin silah seslerini duymadığına şaşırdım.

私以外の誰も銃声を聞いていないことに驚いた。

Bugün benim arkadaşlarımdan birinin doğum günü.

今日は私の友達の一人の誕生日です。

Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.

誰かが後ろから私の名を呼ぶのを聞いた。

Kalabalık otobüste birinin adımı seslendiğini duydum.

混んでいるバスの中で誰かが私の名を呼ぶのを聞いた。

Esneklik yokluğu birinin gelişmesinde bir engeldir.

柔軟性の欠如は進歩の障害となる。

Birinin bu sözleşmeyi Fransızcaya çevirmesi gerek.

- 誰かが、この契約書をフランス語に翻訳する必要があります。
- 誰かが、この契約書フランス語に訳さないと。

Biz birinin evine göz kulak oluyoruz.

私たち、お留守番してるの。

Arkadaşlarımdan birinin sayesinde onu tanımak zorundayım.

彼女とは友人を通じて知り合った。

Tom'un ayakkabılarından birinin altına sakız yapışmıştı.

トムは靴の底にガムがくっついたままだった。

Ben, birinin omzuma hafifçe vurduğunu hissettim.

誰かが私の肩をたたいたのを感じた。

Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.

誰かが話しているときに口を挟むのは礼儀正しくない。

Gürültülü platformda birinin adımı seslendiğini duyabildim.

騒がしいホームで誰かが私の名前を呼んでいるのが聞こえた。

Birinin hobisi yoksa, hayatı harap olabilir.

趣味がないと生活があじけないものになるかもしれない。

Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.

他の誰かにその役割を渡してはいけません

Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.

捨てる神あれば 拾う神ありだ

Ölüm döşeğindeki birinin de size söyleyebileceği gibi

死の床についた人なら 皆口にするでしょう

Buna sebep olan en büyük sorunlardan birinin

その主要な原因の1つは

Her birinin ödemesi onun eseri ile orantılıydı.

各人の給料はその働きに比例していた。

Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama.

愛した人の死をあまり長いこと悲しんでいてはいけない。

Birinin elini sıktığında, onun gözlerinin içine bakmalısın.

だれかと握手するときは、その人の目を見なければなりません。

Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.

その兄弟はそれぞれ車を所有している。

Bu herhangi birinin utanacağı bir şey değil.

誰も恥を感じるものはいない。

Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.

それは誰にでもできるというものではない。

Benim için birinin adını anons eder misin?

呼び出していただけますか。

Tom buradaki birinin yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

誰か手助けを必要としてる人がここにいると、トムが言っていました。

Bizim kedimiz başka birinin kedisiyle kavga etti.

うちの猫はよその猫と喧嘩した。

Bu öğrencilerin her birinin kendi fikri var.

この生徒たちはそれぞれの自分の意見をもっている。

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

ヨーロッパ最大の山々が 連なってる

Bugün en yeni gelişmelerini ya da prestijli birinin

その日に自分がした何でもないことや その時 有名人が流したツイートで

Bu sorulardan birinin diğerlerinden daha önemli olduğunu söylerler.

この質問の中の1つは 他の3つよりも重要だと指摘するでしょう

Kızlardan her birinin kollarında bir oyuncak bebeği var.

少女たちのめいめいは人形を抱いている。

Genel olarak muhabirler birinin mahremiyetine izinsiz girmeye çekinmezler.

概して、記者というものは個人のプライバシーを侵害することにためらいを感じない。

İstasyonun önünde kalabalıktaki birinin benim adımı seslendiğini duydum.

駅前の人込みの中で、私は誰かが私の名前を呼ぶのを聞いた。

Çok şişman olmak birinin sağlığı için iyi değildir.

ふとりすぎることは健康によくない。

Profesör Tanaka birinin kendisine çalışmasında yardım etmesini istiyor.

田中教授は彼の研究を手伝ってくれる人を求めている。

Eve geldiğimde, benim bavullardan birinin kaybolduğunu fark ettim.

私は、帰宅すると、私のスーツケースの1つがなくなっていることに気がついた。

Bunu yapmama birinin yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

誰かこれを手伝っていただけませんか。

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.

私は今までに誰であれそんなことを言うのを聞いたことありません。

Birinin bir şeye nasıl baktığı onun durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.

でも体調が 悪くなるかは分からない

Ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor.

沈み込み帯の上に 位置していますから

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

史上最大級の略奪行の始まりであった